İSTANBUL - Karadeniz’de görülen serbest mayınlar hakkında açıklamalarda bulunan Terör Uzmanı Dr. Eray Güçlüer, Türkiye'nin mayın avlama konusunda sağlam bir altyapısı olduğunu söyledi. Dr. Güçlüer, “Türkiye’nin 11 mayın avlama gemisi var. Özellikle elindeki 6 mayın avlama gemisinin oluşturduğu filo, NATO’da en güçlü filolardan biridir” dedi.


Rusların olası Odessa çıkarmalarına karşı Ukrayna tarafından üç ayrı bölgede döşendiği iddia edilen mayınlardan bir kısmının bulunduğu yerden koparak serbest sürüklenmeyle Karadeniz kıyılarına kadar geldiği yönünde iddialar olduğunu belirten İstanbul Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi Terör Uzmanı Dr. Eray Güçlüer, bu mayınların Odessa’dan geldiğine dair henüz yeterli kanıtın olmadığını söyledi. Dr. Güçlüer, “Odessa açıklarında mayın tarlası var mı yok mu Ukraynalılar bunu teyit etmedi. Varsa bunun kaçı koptu, kaçı kopmadı bilmiyoruz. Ayrıca kopmayanlar varsa mayınlar nerede bunu da bilmiyoruz. Dolayısıyla bu çok spekülatif bir konu” açıklamasını yaptı.
 

“SÜRÜKLENME İSTİKAMETLERİ GÜN GÜN HESAPLANABİLİYOR”

Türkiye’nin 11 mayın avlama gemisi olduğuna değinen Dr. Güçlüer, bunlardan 6’sının NATO’da en güçlü filolardan olduğunu söyledi. Oşinografik verilere göre mayınların olası sürüklenme hız ve istikametlerinin geriye doğru sarılarak gün gün hesaplanabildiğini de belirten Dr. Güçlüer, “Geliş yolları mutlaka hesaplandığı için mayın avlama filosu şu an filo Karadeniz’de. Ayrıca su yüzeyinde araştırma yapan çok sayıda SAT ve SAS timleri var. Yani çok ciddi önlemler alınmış durumda” dedi.

“YETKİLİLERİ DİNLEMEK ÖNEMLİ”

Mayınların deniz içinde oluşan doğal hareketlilik yönünde rota izlediklerini ifade eden Dr. Güçlüer, “Yani bunlar aslında o kadar bağımsız hareket etmiyorlar. Suyun yoğunluk farkı, sıcaklık farkı, rüzgâr, akıntı gibi çeşitli şekillerde oluşabilecek hareketlere bağlı olarak yer değiştiriyorlar. Bu parametrelere ilişkin elde yeterli veri olduğu için serbest mayınların olası sürüklenme rotaları da hesaplanabiliyor. Türkiye'de bu olası rotaların hesaplanması için gerekli teknoloji ve alt yapı fazlasıyla mevcut. Dolayısıyla bu konuda yetkililerin söylediklerini takip etmek önemli” şeklinde konuştu.


“MAYINLARIN ÜZERİNDEKİ SEMBOLLER ARAŞTIRILIYOR”

Mayınlara dair incelemeler yapıldığını vurgulayan Dr. Güçlüer şunları söyledi:

“Bulunan mayınların üzerindeki seri ve kafile numaraları, patlayıcının cinsini gösteren semboller ve diğer tanımlayıcı özelliklere ilişkin işaretler var. Bunlar tek tek araştırılıyor. Muhtemelen bu mayınların ne zaman üretildiği, hangi fabrikada üretildiği, oradan kimlere satıldığı, hangi rotalarla el değiştirildiği ve en son nerede olduğu tespit edilecektir. Türkiye’nin yıllardır sürdürdüğü terörle mücadelede sahip olduğu kriminal alt yapısı oldukça yüksek. Dolayısıyla bu mayınların izini de sürecek kapasiteye sahiptir.”

“BALIKÇI GEMİLERİNDE ÖLÜMCÜL YARALARA NEDEN OLABİLİR”

Mayınlar eğer başka yerden geldiyse Türkiye’nin gerekeni yapacağını söyleyen Dr. Güçlüer, “Bulunan mayınlar küçük tip Rus mayını görünümündeler. Yani bunlar Boğaz’dan geçen büyük gemilere büyük zararlar veremezler. Öldürücü, batırıcı bir etki yaratamazlar ama bizim balıkçı filoları ve balıkçı gemilerine karşı ciddi tehlike oluşturabilirler. O yüzden özellikle balıkçı kardeşlerimizin, balıkçı filolarımızın, yetkililerin günlük verdiği bilgilere ve talimatlara mutlaka uymaları önem arz etmektedir” uyarısında bulundu.

“HAZIRLIKLI SAVUNMAYA GEÇMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Rusya Ukrayna Savaşı’nın şu anki durumundan da bahseden Dr. Eray Güçlüer, geçici ateşkesin mutlaka imzalanması gerektiğini söyledi. Bunun için önemli sinyaller alındığını ifade eden Dr. Güçlüer, Ukrayna’nın Dolmabahçe’de yaptığı açıklamaların Rus tarafının taleplerini büyük oranda karşıladığını söyledi. Dr. Güçlüer, “Savunma Bakanlığından Kiev ve Çernihiv bölgesindeki Rus askerlerinin çekildiğine dair açıklama gelmişti. Ama bu Rus askerlerinin Ukrayna’yı terk edip Moskova’ya gitmeleri anlamına gelmiyor. Taarruz kolları karşılaştıkları direnci aşamazsa hazırlıksız savunmaya geçer. Bu durum birlikler açısından tehlike teşkil ettiği için hazırlıklı savunma yapabilecek daha uygun arazilere yönelirler. Aslında Rus askerlerinin yaptığı şey de budur. Savunma için daha uygun arazi kesimlerine lokasyon değiştiriyorlar” dedi.

“UKRAYNA ESKİSİ GİBİ OLAMAYACAK”  

Rus askerlerinin Ukrayna’dan hemen çekilmeyeceğini vurgulayan Dr. Güçlüer, “Geçici ateşkes olur ama bunun kalıcı hale dönüp sonra da barış anlaşmasına geçiş uzun zaman alabilir. Bölgede bulunan çok sayıda devlet dışı düzensiz silahlı gruplar rahat durmayacaklar. Özellikle Amerika'nın, Batı'nın Afganistan'daki, Afrika'daki, Orta Doğu'daki kontrolsüz alanlarda üretip sahaya sürdüğü çok sayıda düzensiz silahlı gruplar var ve bunlara hakim olmak son derece zor. Güvenlik açısından bu guruplar büyük kaygı yaratmaktadır. Yani Ukrayna eskisi gibi olamayacak” açıklamasını yaptı.
 

“ASIL HEDEFTE ÇİN VAR”

Amerika’yla Avrupa arasında görüş farklılığı ortaya çıktığına değinen Dr. Güçlüer, Amerika’nın çatışmaların devam etmesi yönünde irade ortaya koyduğunu söyledi. Avrupa için bu durumun değişmeye başladığını belirten Dr. Güçlüer, “Böyle olunca Amerika'yla Avrupa arasında artık yavaş yavaş fay hatlarının açılmaya başladığını görüyoruz. Amerika’nın asıl amacı Avrupa’yla NATO üzerinden hareket edip bölgede Rusya’nın enerjisini tüketmek ve oradan Çin’e yürümek. Asıl stratejide Çin var" diye konuştu.

“NEREDEYSE TÜM AVRUPA, BÜTÇESİNİ SİLAHLANMAYA AYIRDI”

Paralı askerlerin Avrupa için de istikrarsızlık kaynağı olabileceklerini belirten Dr. Güçlüer şunları söyledi:

“Bunlar yakın gelecekte Rusya’ya da sızabilirler. Çatışma alanlarının Ukrayna dışına taşmasına da yol açabilirler.  Ayrıca Amerika ile Avrupa arasındaki fay hatlarının açıldığını da başta Almanya olmak üzere neredeyse bütün Avrupa ülkelerinin bütçelerini silahlanmaya ayırmasıyla anlıyoruz. Bu da küresel sistemdeki daha büyük kırılmaların habercisi olabilir.”
 

“BARIŞIN ANAHTARI TÜRKİYEDİR”

Bölgedeki barışın anahtarının Türkiye olduğunu ifade eden Dr. Güçlüer, “Enerji ekopolitiğinde Türkiye güç kazanmaya başladı. Uygulanılan denge politikasıyla hem Rusya hem de Ukrayna ile ilişkileri sürdürüp krizin ortaya çıkardığı fırsatları ülkemiz lehine kullanabilecek önemli bir pozisyon yakaladık. Örneğin geçen yıl, 17 milyon Rus turist Avrupa’ya gitmişti. Bugün ise o ülkeler Rusya’ya girişleri yasakladılar. Dolayısıyla bu yıl turizm açısından insanlar Türkiye’yi tercih edecek. Ayrıca Ukrayna ile deniz bağlantımızın devam etmesi de çok önemli. Bunlar Ukrayna ile mevcut çok yönlü ilişkilerin devam etmesini de sağlayacaktır. İlave olarak denge politikasının sürdürülmesi küresel sistemdeki olası daha büyük kırılmalara karşı ülkemizin stratejik güvenliğine de önemli katkılar sağlayacaktır” açıklamasını yaptı.