Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Bursa'nın Orhangazi ilçesindeki bir restoranda, sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle buluştuğu toplantı öncesinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. 

Tunceli ve Siirt'te belediye başkanlarının gözaltına alınmasıyla sonuçlanan terör operasyonuyla ilgili değerlendirmelerinin sorulması üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin geçen sene temmuz ayından itibaren terör örgütleriyle eş zamanlı ve çok boyutlu bir mücadele sürdürdüğünü anımsattı.

"Diyebiliriz ki bu mücadele, artık neredeyse bir savaş mahiyetindedir." diyen Kurtulmuş, ülkenin esenliğini sağlamak için şehirlerde açılan çukurları, bombalı eylemlerin ortadan kaldırıldığını, şehirlerin, kırsal alanların terörden temizlendiğini aktardı.

Kurtulmuş, terörün, elinde silah olan ya da bomba koyan militandan ibaret olmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Bu terör örgütlerinin arkasında bunlara içeriden ve dışarıdan lojistik, istihbari, siyasi destek ve silah desteği sağlayanların hepsiyle de eş zamanlı bir mücadele veriyoruz. Bu kapsamda özellikle bölgede halkın oylarını almış, millete hizmet etmek için şehirleri, yolları, suları güzelleştirmek, günlük ihtiyaçları karşılamak, parklar yapmak, temiz bir çevre oluşturmak için oy almış hatta yüzde 70, 80 oy almış olan belediyelerin görevi, çukur kazmak, kazılan çukurlara bomba taşımak, militanlara destek vermek değildir. Öncelikli olarak bu belediye başkanları, sadece bu 2 belediye başkanı için söylemiyorum, hangi suçlamalarla karşı karşıya kaldıkları detayını bir kenara bırakarak söylüyorum. Teröre destek veren belediye başkanları öncelikli olarak oy aldıkları bölge halkına ihanet ettiler. Dolayısıyla bunun hesabı sorulmak durumundadır. Bu halk onlara çukur kazsın, bomba taşısın diye oy vermedi. Hizmet etsinler diye oy verdi. Teröre destek olan yaptığı bu desteğin bedelini öder. Hem halkın oylarıyla seçileceksiniz hem de halkın vergileriyle sağlanan imkanlarla teröre destek olacaksınız. Bu, kabul edilebilir bir şey değildir. Dünyanın hiçbir yerinde de böyle bir şey kabul edilmez. Ya demokratik olarak mücadele edersiniz ya da demokrasi dışına çıkar millete karşı bu tür terör eylemlerini desteklerseniz, bunun bedelini ödersiniz."

"Başkanlık sistemi, bir fantezi olsun diye konuşulan bir konu değildir"

Kurtulmuş, bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlık sistemiyle ilgili değerlendirmelerini hatırlatması üzerine, Türkiye'de başkanlık sistemi tartışmaların yeni olmadığını, 1970'lerden beri bu konunun tartışıldığını söyledi.

Son dönemlerde Türkiye'nin yeni anayasal reform ihtiyacı çerçevesinde başkanlık sisteminin tekrar gündeme geldiğini aktaran Kurtulmuş, "Başkanlık sistemi, bir fantezi olsun diye konuşulan bir konu değildir. Yıllardır başkanlık sisteminin konuşulması, yürütmenin daha etkin bir şekilde yürütülmesi bakımından gündeme gelen bir konudur. Son dönemde de başkanlık sistemiyle ilgili tartışmalar bu çerçevede gündeme gelmiştir." diye konuştu.

Kurtulmuş, başkanlık sistemi tartışmalarında yürütme, yasama ve yargı arasındaki güçler ayrılığı prensibine de dikkat edilerek, kuvvetlendirilmiş bir yürütme, yasama ve yargı sistemini kontrol etme amacı taşındığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bütün bunlar olurken, bizim baştan beri söylediğimiz şey, cumhurun ihtiyacı olduğu için böyle bir sisteme Türkiye'nin geçmesi gerekir. Nihayetinde buna da karar verecek olan cumhurun, halkın kendisidir. Dolayısıyla sandıktan kaçmanın, korkmanın, sandığı ertelemenin anlamı yoktur. Millet adına yapılacak bir değişikliktir. Tabii ki bu kararı millet verecektir. Biz başından itibaren 'Parlamentoya bu konu geldiğinde 367'yi aşsak bile yine de bunu sandığa götürürüz, millete sorarız' demiştik. 330-367 arası olursa zaten anayasa gereği sandığa gidecektir. Referandumla halka sorulacaktır. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu, hiç endişelenmesin. Millete rağmen hiçbir şey, bu memlekette bundan sonra olmaz. Belki eski dönemlerde millete rağmen bazı şeyler oldu bu ülkede. O devirler geride kaldı, köprünün altından çok sular aktı."

Milletin istemediği hiçbir şeyin bundan sonra olmayacağının altını çizen Numan Kurtulmuş, "Söz sahibi de karar sahibi de bizatihi milletin kendisidir. Cumhur, cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık sistemi istiyorsa cumhurun dediği olacaktır. Bundan da kimse endişe etmesin. Cumhuru kenarda bırakarak, kale almadan hiçkimse bir değişiklik yapamaz." dedi.