Ülkelerinde 8 yıldır devam eden iç savaşta çok sayıda yakınını kaybeden ve Türkiye'de hayata tutunmaya çalışan Suriyeli çocuklar, barınma merkezlerinde hayata hazırlanıyor. 

Savaşın ilk gününden itibaren Türkiye'nin desteği ile yaşamlarını sürdürmeye çalışan Suriyeli çocuklar ülkelerine gelecek özgür günlerin hayalini kuruyor.

Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekatları ile çok sayıda Suriyelinin ülkesine dönmesiyle Türkiye'de sayıları azalan barınma merkezlerinde kalan çocuklar ile aileleri, Türkiye'ye sağladığı imkanlar dolayısıyla minnettar.

Geleceğe güvenle hazırlanabilmeleri için eğitimden sağlığa, rehabilitasyondan oyun alanlarına kadar hemen her ihtiyaçlarının düşünüldüğü barınma merkezlerinde yüzleri gülmeye başlayan Suriyeli çocuklar, birbirinden farklı hikayeleri olsa da özgür bir Suriye'ye uyanacakları sabahın hayalini kuruyor.

Malatya'daki Beydağı Konaklama Tesisi'nde kalan 4 bin 350 çocuktan lise öğrencisi Nilal Bakir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkesindeki iç savaşta kendi köyünün de bombalandığını ve akrabalarını kaybettiğini söyledi.

Türkiye'nin kendilerine kucak açtığını ve artık başka bir yaşama "Merhaba" dediklerini dile getiren Bakir, "Korkum vardı ama şimdi yok. Okula geldik, kitap, kalem hepsini verdiler. Okul bittikten sonra üniversiteden mezun olacağım ve hemşire olmak istiyorum. İnsanlara yardım edeceğim. Suriye'deki hemşirelerin hepsi buraya geldi orada hemşire yok. Ben tekrar ülkeme gideceğim ve çocuklarımıza bakacağım." diye konuştu.

"Türkiye benim için beyaz bir gül gibidir"

Nilal Bakir, kendilerine kucak açan herkese teşekkür ederek, yazdığı, "Türkiye benim için beyaz bir gül gibidir/ Onun rengi huzurdur, barıştır/ Onun kokusu vefadır, onun dalı umuttur, onun kökü güvendir" dizeleriyle duygularını dile getirdi.

3 bin 800 öğrencinin eğitim gördüğü Şanlıurfa'nın Harran Geçici Barıma Merkezi'ndeki çocuklardan Safiye Yunus (15) da Deyr'u Zor kentinden ailesiyle kaçarak Türkiye'ye sığındığını ve 6 yıldır aksatmadan eğitimine Türkiye'de devam edebilmenin sevincini yaşadığını belirtti.

Suriye'de yaşadıkları sıkıntıları ve acıları anlatan Yunus, atılan bir bomba nedeniyle halasının oğlunun gözlerinin önünde feci şekilde öldüğünü söyledi. Yunus, şu değerlendirmede bulundu:

"Günlerce ağladım ve bu olayın etkisinden kurtulamadım. Babam ve annem benim durumumu görünce Türkiye'ye gitmeye karar vermişler ama bunu biz dahil kimseyle paylaşmadılar çünkü kaçacağımız duyulursa bizi yaşatmazlardı. Bir gece yakınlarımızın da desteğiyle kaçtık. Günlerce süren yolculuğun ardından Türkiye sınırında bir okula sığındık. 45 gün boyunca Türkiye'den gelen kıyafetler ve yemek yardımlarıyla yaşadık. Sonra Harran'da konteyner kentte yaşamaya başladık. Türkiye'de çok mutluyum. Türkiye'nin güçlü ve huzurlu bir ülke olmasını diliyorum. Eğitimimi çok iyi şartlarda sürdürüyorum. Boş zamanlarımda ise bağlama çalıp kitap okuyorum."

Lise öğrencisi Sülef Hasan (15), Halep'te amcasının iki oğlunun ölmesi sonrası Türkiye'ye geldiklerini söyledi.

Ülkesini sevdiğini ancak bombalardan çok korktuğunu aktaran Hasan, "Suriye'de savaş dolayısıyla okula gidemiyordum bu beni çok üzüyordu. Ama çok şükür Türkiye'de çok sevdiğim eğitimime aksatmadan devam ediyorum. Türkiye her türlü ihtiyacımızı sağlıyor. Eğitimden spora, sosyal faaliyetlerden kurslara her türlü imkan var. Türkiye'de olduğum için çok mutluyum. Arkadaşlarım ve akrabalarımın hepsi faklı yerlerde ve şimdi büyümüşlerdir onları çok özledim ama burada yeni arkadaşlarım oldu. Türkiye'de doktor olmak ve sonra ülkeme dönerek insanlarımıza yardım etmek istiyorum." diye konuştu.

"Bayrak" şiirini Türkçe okuyor

Şam'dan gelen Rena Keleş (14) de ülkesinde bombalar nedeniyle geceleri korkudan uyuyamadıklarını dile getirdi.

Türkiye'nin güçlü ve güzel bir ülke olduğunu ifade eden Keleş, "Türkiye'de olduğumuz için çok mutluyum. Okulumuz ve öğretmenlerimiz çok güzel. Türkçe'yi de öğrendim ve geçen yıl düzenlenen bir programda "Bayrak" şiirini okudum ve bu beni çok mutlu etti. Allah Türklerden razı olsun." ifadelerini kullandı.

Ayet Derviş de Suriye'de dayısının tutuklandığını, amcasının oğlu ile bazı yakınlarını kaybettiğini, bunun da tüm aile fertlerini etkilediğini söyledi.

O dönem 8 yaşında bir çocuk olarak çok acılar çektiğini vurgulayan Derviş, "Günlerce ağlamaktan ve üzülmekten başka bir şey elimden gelmiyordu. Ben ve tüm arkadaşlarım okulda çok mutluyuz. Ülkemizdeki şartlardan daha iyi bir eğitim veriliyor. Bize bu imkanları sağlayan Türk yetkililerine çok teşekkür ediyorum. İnşallah bir gün Türkçe bilen bir eğitimci olarak Suriyeli çocuklara eğitim vermek istiyorum." dedi.

"Çocuklar artık mutluluğun resmini çizmeye başladı"

Beydağı Konaklama Tesisi Eğitim Koordinatörü Metin Yaman, kamptaki 4 bin 350 çocuktan 2 bin 944'nün eğitim ve öğretim gördüğünü belirtti.

Eğitim dışında çocuklar için sosyal ve sportif faaliyetler gibi etkinlikler düzenlediklerini anlatan Yaman, şunları söyledi:

"Onları savaşın gölgesinden alıp huzurlu ve mutlu bir ortama hazırlamaya çalışıyoruz. Şimdi ilk başta geldiklerinde çocukların çizdiği resimlerde genelde savaşın, korkusunun hakim olduğu renkler ve modeller vardı. Bu durum gitgide değişti ve çocuklar artık huzurun ve mutluluğun resmini çizmeye başladı."