ANKARA - İçişleri Bakanlığı'nın raporunda ABD, Almanya, Birleşmiş Milletler (BM) ve İnsan Hakları İzleme Örgütü kaynaklı araştırma ve makalelerden de alıntılar yapıldı. Raporda, PKK'nın kız ve erkek çocukları militan kadroya dâhil ettiği ve kendi kadrolarından çıkmaya çalışanları da kaçırdığı ya da ciddi bir şekilde suistimal ettiği ifade edildi. PYD/YPG tarafından çıkarılan sözde meşru müdafaa kanunuyla kişilerin zorla silahaltına alındığı kaydedilen raporda, 12 yaşına kadar küçüklerin de benzer bir uygulamaya tabi tutuldukları kaydedildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün konuya yönelik yaptığı saha araştırmasına göre, gerçekleştirilen mülakatlar sırasında birçok çocuğun ailesi haberi olmadan PYD’nin sözde gençlik merkezlerinde bulunduktan sonra kendilerinden haber alınamadığı ve ailelerin çocuklarının PYD/YPG’ye katıldığını ya da zorla götürüldüğünü daha sonra öğrenebildikleri belirtildi.

ELEMAN EKSİĞİNİ ÇOCUKLARLA KAPATMA ÇABASI

Rapora göre, PKK/KCK terör örgütü taktik ve stratejik sebeplerle çocukları silahlı kadrolarında kullanıyor. Ayrıca, şehir merkezlerindeki oluşumları vasıtasıyla hukuki ehliyetsizliğinden faydalanılan çocuklar, 'Kundaklama', 'Keşif-istihbarat çalışması yapma', 'Müzahir kitlesini genişletme ve kara propaganda yapmasını sağlama' faaliyetlerinde kullanılıyor. Terör örgütünün çocukları silahlı dağ kadrosunda kullanmasının, örgütün kuruluş yıllarından itibaren yürüttüğü bir terör stratejisi olduğu belirtilerek, "Kaçırılan veya dağa kaçması sağlanan çocukları ideolojik ve silahlı eğitimden geçiren örgüt, bu şekilde terör eylemlerinde kendisine daha sadık kadrolar yaratmak istemektedir. Çocukların silahlı dağ kadrolarında kullanılması, oransal olarak 90'lı yılların ilk yarısında en üst seviyeye çıkmış olsa da dağ kadrolarında-silahlı eylemlerde çocukların kullanılması örgüt adına halen devam eden bir uygulamadır. Güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği operasyonlarla eleman kaybeden terör örgütü, eleman eksikliğini çocuk katılımını artırarak kapatma çabasına girmiştir" denildi.

ÖLEN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN PROPAGANDA

Ayrıca, silahlı çatışma esnasında yaşamını yitiren çocuk üzerinden yapılan propaganda faaliyeti ile daha fazla halk desteği sağlanması amaçlandığı belirtilen raporda, çatışmada ölen 16 yaşındaki çocuğun cenazesine katılan dönemin HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın sözlerine yer verilerek, "Suriye/-Tel Abyad'da, 14 Haziran 2015 tarihinde PYD/YPG unsuru olarak katıldığı çatışmalarda hayatını kaybeden 16 yaşındaki Robin Argeş kod adlı İsmail Hakkı Kol'un 18 Haziran 2015 tarihinde Mardin'in Derik ilçesinde yapılan cenaze töreninde HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, 'Gençlerimizin yaşları küçük olabilir ama yürekleri çok büyüktür. Şehit Robin küçük yaşına rağmen insanlık onurunu korumak için bedenini siper etmiştir' şeklinde ifadelerde bulunmuştur" ifadelerine yer verildi.

TESLİM OLANLARIN YARISI ÇOCUK

Raporda, 2013-2016 yılları arasında teslim olan bin 949 teröristin örgüte katılım yaşları incelendiğinden 15-17 yaş aralığında bir yoğunlaşma olduğu ve 18 yaş ve 18 yaş altı grubun teslim olanların yaklaşık yarısına karşılık geldiğinin tespit edildiği kaydedildi. Çok küçük yaşlardaki çocukların dahi kandırılarak örgüte katılımın sağlandığı ifade edilirken, terör örgütüne kandırılarak katıldığı tespit edilen şahısların ortalama yüzde 20’sinin çocuk olduğuna dikkat çekildi. Raporda, "BTÖ’ye katıldığı belirlenen kişilerin yaş aralığının, çocuk kabul edilme sınırındaki yaş grubunda yoğunlaştığı görülmektedir. Teslim olan teröristler ile örgüte katıldığı tespit edilen çocuk teröristlerin yıllara göre yaş ortalaması 16 yaş olarak tespit edilmiştir" denildi. Almanya’da yayımlanan ‘Die Zeit’ adlı haftalık gazetede yayımlanan bir makaleden alıntı yapılarak, terör örgütünün 10 yaşında bir çocuğu cephanelik ve malzeme deposu olarak kullanılan bir evin önünde nöbet beklettiği belirtildi.

'AİLEME ZARAR VERMEKLE TEHDİT ETTİLER'

Raporun en çarpıcı bölümlerinden birisini terör örgütünün kaçırdığı ve kandırdığı çocukların dilinden verilen itirafları oluşturdu. Örgütten kaçan çocuklardan 13 yaşındaki M.Y. markete içecek almaya giderken kod adı H.G. olduğunu öğrendiği PKK’lı tarafından kaçırıldığını söyleyerek, "Elimi kolumu bağlayarak beni siyah bir arabaya bindirdi. Sonra beni bir vadiye götürdü. Gittiğimiz yer mağaraya benziyordu. Geceyi orada geçirdik. Ertesi sabah Hakurk kampına götürüldüm. Orada 10 gün kaldıktan sonra beni Kandil’e götürdüler. Beni eğitime alacakları sırada bir yolunu bularak örgütten kaçtım" dedi. 15 yaşındaki kız çocuğu E.A. da, Van’da meslek lisesine giderken bir PKK’lının örgüt propagandası yaptığını gördüğünü belirterek, "Beni görünce örgüte katılmamı istedi, aksi takdirde aileme zarar vereceğini söyledi. Bunun üzerine dediklerini yaptım. Akşam saatlerinde aileme haber vermeden örgüt mezarlığının yanındaki buluşma noktasına giderek örgüte katıldım. Dağda yaşam şartları çok zordu. Ailemi de çok özlemiştim. Nöbet tutarken bir fırsatını bulup kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldum. Örgütte Kanas, RPG roket atar ve el bombası eğitimi aldım" diye konuştu.

'KENDİME GELDİĞİMDE ÖRGÜT MEZARLIĞINDAYDIM'

Ailevi sorunları nedeniyle uyuşturucu kullandığını, örgüte eleman temin eden bir kadının evine arkadaşının vasıtasıyla götürüldüğünü söyleyen 16 yaşındaki S.T ise yaşadıklarını şöyle aktardı:

"Orada aldığım maddeler nedeniyle bilincimi kaybetmişim. Kendime geldiğimde Diyarbakır’daki örgüt mezarlığına getirilmiştim. Burada örgüt mensuplarıyla 5 gün bekletildikten sonra zorla örgüte alındım. Bütün gün erzak taşıyor, yoruluyordum. Nöbette uykuya kalınca örgüt yönetimi beni tutukladı. Baskılar üzerine fırsatını bularak PKK’dan kaçtım."

Dayısının oğlu ile görüşmek istediği için PKK’ya katıldığını; ancak orada bulunduğu sürece kuzeniyle görüştürülmediğini söyleyen 15 yaşındaki M.G. ise, "Orada bana AK-47 tüfek, otomatik makinalı tüfek, RPG roketatar ve el bombası kullanma eğitimleri verildi. Örgütten kaçmak isteyenler ölümle tehdit ediliyordu. Bölge halkıyla konuşmamız, iletişim kurmamız kesinlikle yasaktı" dedi.

'YAŞLARI KÜÇÜK ÇOK SAYIDA KIZ ÇOCUĞU VARDI'

16 yaşındaki D.Ö ise "Orada bana kötü davranıldığı için bir müddet sonra örgütten kaçtım. Kampta bana baskın, sızma ve pusu eğitimi verildi. Eğitimlerde kanas, roket atar ve el bombası kullanmayı öğrendim" derken, 15 yaşındaki kız çocuğu S.A. ise, "Beni kadın bölüğünde görevlendirdiler. Orada yaşları küçük olan çok sayıda kız çocuğu vardı. El bombası ve Kanas kullanma dahil birçok silahın eğitimini aldım. Bize din olarak zerdüştlüğün benimsetilmeye çalışıldığını görünce örgütü sorgulamaya başladım. TSK’nın hava operasyonları başlayınca korktum, PKK’dan kaçtım" ifadelerini kullandı.