Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Adli Tıp Kurumu yapılanmasına yönelik, aralarında "ByLock" kullanıcılarının da bulunduğu 38'i tutuklu, 3'ü firari 52 sanık hakkında on beşer yıla kadar hapis talebiyle açılan davanın ikinci duruşmasına katılan firari sanık Mustafa Cihat Gül tutuklandı.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu 38 sanık ile tutuksuz 7 sanık hazır bulundu. Hakkında yakalama emri çıkarılan ve bugüne kadar yakalanmadığı için firari konumda bulunan sanıklardan eski adli tıp uzmanı Mustafa Cihat Gül de duruşmaya katıldı.

Sanık Gül, hakkında yakalama olması nedeniyle mahkeme heyeti tarafından kürsüye çağrılarak, savunma için süre isteyip istemediği soruldu. Sanık Gül, avukatıyla dün görüştüğünü hakkında yakalama kararı bulunduğunu bilmediğini öne sürerek, savunma yapmaya hazır olduğunu beyan etti. Gül savunmasında, ''Hakkımdaki yakalama kararından haberim yoktu. Dün avukatım aracılığıyla haberim oldu. Ben de geldim. İddianameyi e-devlette görmüştüm.'' iddiasında bulundu.

Adli Tıp Kurumunda 2010 yılında göreve başladığını ve 4 yıl boyunca asistan olarak çalıştığını anlatan sanık Gül, daha sonra 3. İhtisas Dairesinde uzman olarak çalışmaya başladığını, 15 Temmuz'dan sonra açığa alındığını ve akabinde de gözaltına alındığı söyledi. Sanık Gül, herhangi bir örgüte üye olmadığını, kurum içerisinde de böyle bir yapılanmanın bulunmadığını öne sürerek, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ'ın ''Senin hakkında bazı tanık ve gizli tanıkların beyanları bulunuyor. Bununla ilgili neler söyleyeceksin?'' sorusu üzerine sanık Gül, bazı tanıkların kendisi tanımamasına rağmen ifade verdiğini, bir kısmının ise kendisini tanıdığını ancak kıskançlıktan veya kendilerini korumak amacıyla bu tür beyanlarda bulunduğu iddia etti.

Üye hakimin ''Gözaltına alındığında telefonuna el konulmuş. Bazı görüşme kayıtların silinmiş neden?'' sorusuna sanık Gül, ''Telefonum o tarihlerde bozuldu. Bu nedenle silinmiş olabilir.'' cevabını verdi. Üye hakim, ''Telefon bozulmuş olsa tüm görüşme kayıtlarının silinmesi gerekir. Hatta silinmeyen kayıtların hepsinde darbe aleyhine beyanların var?'' demesi üzerine sanık Gül, ''Bilmiyorum. Belki mesajlaşma programının bir özelliğidir veya telefon tekrar çalışınca gelen mesajlardır.'' cevabını verdi. 

Sanığın savunmasının ardından görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanık Gül'ün tutuklanmasını talep etti. Mahkeme heyeti de sanık hakkında verilen yakalama kararının kaldırılmasına, sanığa atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sanık ve tanık beyanlarının tamamının alınmamış olması ve adli kontrol tedbirlerinin şu aşamada yetersiz oluşunu dikkate alarak, sanığın tutuklanmasına karar verdi.