ANTALYA - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rus mevkidaşı Sergey Lavrov, Antalya Belek Turizm Merkezi'ndeki Regnum Carya Otel'de düzenlenen Türkiye- Rusya Federasyonu Ortak Stratejik Planlama Grubu Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Açıklamadan önce iki bakan, ülkeleri arasındaki '2019- 2020 İstişareler Planı'nı imzaladı. Atılan imzaların ardından soruları yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, Ortak Stratejik Planlama Grubu Toplantısı'nın 7'ncisini gerçekleştirdiklerini söyledi. Mevkidaşı Lavrov ile her fırsatta bir araya geldiklerini belirten Çavuşoğlu, "Bölgesel konuları değerlendiriyoruz. İlişkilerimizin kurumsallaşan çerçevesinden yılda bir defa bu toplantıyı yapıyoruz. Tüm ilişkilerimizi birlikte ele almak ve bakanlıklar olarak bunun koordinasyonunu sağlamayı planlamak ve üst düzeyli konsey toplantılarının hazırlıklarını yapmak bu toplantının temel amacıdır. 8 Nisan'da Rusya'da liderlerin eş başkanlığında bir toplantı gerçekleştireceğiz. Birçok konu ele alınacak. Bu toplantıda bunun da hazırlığını yaptık. Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan, Karma Ekonomik Komisyonu'nun eş başkanlığına getirildi. Zirve öncesi Rusya'ya giderek hazırlıklarını yapacak. İlişkilerin gelişmesinden mutluyuz. Rusya'dan Türkiye'ye gelen turist artışını görmekten mutluluk duyuyoruz. Vize konusunda birlikte çalışıyoruz. Resmi pasaport sahipleri ve TIR şoförlerine yönelik vize kolaylığı konusunda Putin belge imzalamıştı. Beklentimiz vatandaşlarımıza vizenin tamamen kaldırılması" diye konuştu.

'TİCARET HACMİ YÜZDE 14 ARTTI'

Bölgesel konularda iş birliğini güçlendirdiklerini dile getiren Bakan Çavuşoğlu, sadece Suriye ve belli ülkeler değil, Orta Doğu ve Kafkaslar dahil birçok alanda istişare yaptıklarını söyledi. İki ülke arasında 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi olduğunu da vurgulayan Çavuşoğlu, "Geçen yıl ticaret hacmimiz yüzde 14 arttı. Bu hedefimiz için umut verici" dedi.

'GOLAN TEPELERİ' AÇIKLAMASI: BELGEYE KARŞIYIZ

Rus gazetecinin ABD'nin, Golan Tepeleri'nin İsrail'e ait olduğuna yönelik kararını nasıl yorumladığı sorusuna Çavuşoğlu, "Biz, Trump bu belgeyi imzaladıktan hemen sonra açıklamamızı ve tepkimizi gösterdik. Böyle bir kararı tanımıyoruz. Uluslararası hukuka aykırıdır. Buralar Suriye topraklarıdır. Bir devlet 'Ben istedim, diye böyle olacak' dediği zaman o kararlar uluslararası alanda meşru olacak, diye bir kaide yok. Seçim öncesi Netanyahu'ya destek çıkmak için bu karar alındı. Oldubittilerle maalesef bölgenin istikrarını olumsuz etkiliyorlar. Huzursuzluk ve kaos oluşturuyor. Türkiye olarak bu belgeye karşıyız" yanıtını verdi.

'CENEVRE'Yİ AYAKTA TUTAN ASTANA'DIR'

Suriye'de Anayasa Komitesi'ndeki gelişmelerle ilgili soru üzerine Bakan Çavuşoğlu, bu konunun siyasi süreç için çok önemli olduğunu vurguladı. Anayasa Komisyonu kurulması aşamasında Astana sürecinin önemli olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, "Astana süreci olmasaydı Cenevre sürecinden bahsedilemezdi. Cenevre'yi ayakta tutan Astana'dır. Birkaç isim konusunda çalışmalar sürdürülüyor. Önümüzdeki süreçte bir araya gelip, bu komisyonun kurulduğunu açıklayabiliriz" dedi. 

'S-400 ANLAŞMASI GEÇERLİ'

Türkiye'nin Rusya'dan alacağı S-400 hava savunma sistemi konusunda ABD'nin tepkileri sonrası Türkiye'nin nasıl süreç izleyeceği sorulan Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Biz Rusya ile bir anlaşmaya vardık. Türkiye'nin hava savunma sistemine ihtiyacı vardı. Birçok ülkeyle müzakere yaptık. Bazı ülkeler veremedi, vermek istemedi. Rusya ile bir anlaşma imzaladık. Bu anlaşma geçerlidir ve şimdi teslimat ne zaman olacak, bunu konuşuyoruz. İki ülke arasındaki anlaşmaya üçüncü bir ülkenin karşı çıkması ve başka türlü karar alması, uluslararası hukuka aykırıdır. 'Ben böyle istiyorum böyle olacak'. Artık geçerli olmadığını bütün dünyanın görmesi gerekiyor. Bu anlaşmaya bağlıyız. Üçüncü bir ülkeye verme, satma gibi bir şey yok. Kendi ihtiyacımız için alıyoruz. Rusya istediği zaman üçüncü bir ülkeye istediği zaman satabilir. Niye, ben alacağım ürünü üçüncü bir ülkeye vereyim? F-35 projesinde Türkiye ortaklardan biridir. Bazı parçaları Türkiye'de üretiliyor. Türkiye yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Çok taraflı bir projedir. ABD'den çelişkili açıklamalar geliyor. Trump'ın Cumhurbaşkanı'mıza söylediği açık ve kayıttadır. Bu karmaşada herkes farklı şeyler söylüyor. Bir gerçek var ki Türkiye Cumhuriyeti'nin Rusya ile S-400 konusundaki anlaşması geçerlidir." 

'ABD'DEN ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALAR GELİYOR'

Suriye'de terör örgütü YPG'nin elindeki silahların hatırlatılması üzerine Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin orada iş birliği yaptığını söyledi. Terör örgütlerine çok silah verildiğini kaydeden Çavuşoğlu, "O silahları geri alacaklarını söylediler. Şimdi bazılarını alamayacaklarını söylüyor. YPG/PKK bu silahların önemli bir kısmını sattı. Bazıları Türkiye'de yakalandı. PKK/YPG bu bölgede olduğu sürece komşu ülkelerin ve Suriye'nin güven içinde olduğu söylenemez. Suriye'nin toprak bütünlüğü tehdit altındadır. Bunların amacı Suriye'yi bölmektir. Koalisyon bunları cesaretlendirmiştir. ABD'nin çekilme kararının ardından 'Güvenli bölge nasıl olur' ve 'Buralarda nasıl çalışacağız', bu kararı alan ABD ile görüşüyoruz. Aynı zamanda Rus ortaklarımız ile bu konuları koordine ediyoruz. Birlikte çalışıyoruz. Türkiye ve Rusya'nın Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlılığı ortadadır. ABD'nin çekilme kararının ardından bir eylem planının olmadığını görüyoruz. ABD'den bu konuda da farklı ve çelişkili açıklamalar geliyor. Süreci birlikte koordine etmek durumundayız. Boşluğu terör örgütleri değerlendirmemeli" diye konuştu.

'GOLAN TEPELERİ SURİYE HALKI VE DEVLETİNİNDİR'

Suriye topraklarındaki İdlib konusunda, Rusya ile imzaladıkları mutabakatın geçerli olduğunu belirten Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Sahada uygulanması için arkadaşlarımız çalışıyor. Ortak devriye dahil aşamalı olarak sahadaki iş birliği somut bir şekilde görülüyor. İdlib mutabakatını başarılı şekilde uygulamak bizim ortak sorumluluğumuzdur; ama özellikle son zamanda rejimin saldırıları arttı. Rejimin bu saldırıları durdurması gerekiyor. Siviller de ölüyor, ateşkesi tam olarak tesis etmemiz lazım. Birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Biz Astana garantörleri olarak herkesten daha fazla Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Suriye'nin kuzeyi de Golan Tepeleri de Suriye'nin topraklarıdır. Şu andaki rejim ile ilişkilerimiz malum ama buralar Suriye halkının ve Suriye devletinindir. Rejimin başında o olmuş bu olmuş bunu değiştirmez. Rejim buraya dönecekse ABD 'Çekilmem' diyor. ABD'nin çekilmesi bölge için önemlidir. Bu konuları sadece ABD ile değil ortaklarımız ile de koordine ediyoruz. Güvenli bölge fikri Türkiye'nin güvenliği için çok önemlidir. Bu bölgede güvenli bölge olmazsa rejimin eline geçerse ayrı bir kaos doğar. Geçici tedbirler Suriye'nin geleceğini tehdit etmez, etmemelidir."

CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ

Açıklamalarında, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetini işleyenlerin açık ve şeffaf yargılanması talebinin yerinde olduğunu da dile getiren Bakan Çavuşoğlu, "Biz bütün bilgileri paylaştık. Bizim açımızdan problem yok. Suudi Arabistan ile de paylaştık; ama Suudiler tarafından bize bilgi verilmedi. BM'nin böyle bir açıklama yapması doğrudur. Herkesin yargılama süreci hakkında bilgi sahibi olması gerekiyor" dedi.

LAVROV: S-400 TEDARİKİ ÇALIŞMALARINI MEMNUNİYETLE TAKİP EDİYORUZ 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye- Rusya Federasyonu Ortak Stratejik Planlama Grubu Toplantısı'nın ardından açıklama yaptı. İki ülke arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşacaklarını vurgulayan Lavrov, "Türk akımı olsun, nükleer santral olsun, bütün bu projeler, bizim belirlediğimiz takvim kapsamında devam ediyor. Zamanında devreye alınacaktır. Askeri, savunma iş birliği konularını toplantıda ele aldık. S-400 savunma sistemlerinin tedariki konusunda çalışmaları memnuniyetle takip ediyoruz" dedi.

Ülkesinden Türkiye'ye giden Rus turist sayısında yüzde 25 artış olduğunu kaydeden Lavrov, vatandaşlarının güvenliğini sağlayan Türkiye'ye teşekkür etti. Vizelerin kaldırılmasına yönelik de değerlendirmede bulunan Lavrov, "Hususi, görev pasaport sahibi ve profesyonel sürücülere vize muafiyeti üzerine çalışıyoruz. Türkiye'ye gelen veya yaşayan vatandaşlarımıza ibadet imkanı sağlayan Türkiye'ye minnettarız" diye konuştu.  

'SURİYE'DE ANAYASA KOMİSYONU KURULMASINI HIZLANDIRDIK'

Toplantıda, öncelikli konular arasında Suriye olduğunu belirten Lavrov, Birleşmiş Milletler (BM) kararı kapsamında çalışmaların devam ettirilmesinden yana olduklarını vurgulayarak, "Astana formatı kapsamında Türkiye, Rusya, İran aktif olarak çalışıyoruz. Astana çözüme katkı sağlıyor. Bu formata engel olmak isteyenler de var ama Suriye'de Anayasa Komisyonu kurulması çalışmalarını hızlandırdık. BM, Suriye hükümeti ve muhalefetle iş birliği içinde bu çalışmaları yürütüyoruz. Anayasa Komisyonu kurulmuş olması Cenevre sürecinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Mültecilerin barış içinde ülkelerine dönebilmesi önemli. Beşeri ortamın iyileştirilmesi önem arz ediyor. Askerden arındırılmış bölge çalışmaları devam ediyor. Suriye arazisinde terörizmin ortadan kaldırılması için müşterek çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.

'GOLAN TEPELERİ' AÇIKLAMASI: ULUSLARARASI İLİŞKİLER İLKESİ İHLAL EDİLİYOR

ABD'nin Golan Tepeleri kararını da değerlendiren Lavrov, "Bu adım İsrail'deki seçimler kapsamında değerlendiriliyor ama bunun başka bir boyutu var. Öyle hissediyorum ki bu bilinçli olarak 'Ben her şeyi yaparım' gösterisidir. Bu gösteri, ültimatom ve tehditle yapılan şey. Bu bir nevi ABD'nin dış politikada uyguladığı yeni bir aracı. Bu tür ilişkiler uluslararası hukuka aykırı. Burada düşünülebilen uluslararası ilişkiler ilkesi ihlal edilmekte ve çiğnenmektedir. Güvenlik Konseyi'nin Orta Doğu çözüm sürecinin Golan Tepeleri kararına aykırı bir davranıştır" diye konuştu. 

'ARAPLARIN YAŞADIKLARI TOPRAKLARA DÖNMELERİ GEREK'

ABD'nin Suriye'den çekilmesine yönelik de açıklama yapan Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, "Biz Türk meslektaşlarımızla bu konuyu ele alıyoruz. Suriye'nin kuzeydoğusuyla ilgili ortak yaklaşımımız var. Bunu Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyarak ve Türkiye'nin de güvenliğini göz önünde bulundurarak yapmamız gerekir. Türkiye ile Suriye arasındaki sınırdan bahsediyoruz. Komşulardan birinin burada devre dışı bırakılması mümkün değil. Adana Sözleşmesi güzel bir altyapı oluşturdu. Fırat'ın doğusunda olup bitenlerle ilgili ABD çekildiğini söyledi ama henüz çekilmedi. Orada oluşmuş durumu, ABD'nin girmesinden önceki duruma döndürmek gerekir. Arapların yaşadıkları topraklara dönmeleri gerekmektedir" dedi.