Şunu anladım ki;

"Türk ismindeki manaya (güç,kuvvet,kudret) yadsınamaz bir sonucu olarak GÜCE ve GÜÇLÜYE müptela.

Mesala tuttuğu takımlara bakın. 

Şehrinin takımını değil.

(Halbuki milliyetçilik dedin ki mangalda kül bırakmaz.  Asar keser)

Tuttuğu partilerine bakın.

Tarih boyunca hep iktidara yakın olmuşlar. (Ateşe yakın olursan ısınırsın kaidesiyle) 

Hep güçlü,

Hep kazanan,

Hep haklı olanlar. 

Genel teamülüyle bu tarza geçilmiş 

Özellikle belli alt kimlik kırılımlarında bu daha yoğun ve daha belirgin bir şekilde hissedilmektedir.

Hani her devrin adamı dediğimizde ki patlak gözlü, aymaz ve davasız gayesiz insanlar topluluğunu gözünüzün önünde bir çırpıda canlandırı vermişsinizdir.

Ne yazık ki az gelişmiş Arap coğrafyasının dayanılmaz cazibesi ile esen samyeli bizleri etkilemiş.

Az düşünen,

Cok konuşan. 

Hak.

Hukuk.

Vicdan.

Merhamet.

Kavramlarını dilimize pelesenk ettiğimiz halde yaşamımıza ayni doğrultuda tatbik edememişiz. 

Ama mangal ve kül ikilemini de kimseye bırakmama noktasında ziyadesiyle ile mahiriz. 

Bu nasıl bir sosyolojik travma bilemiyorum.

Ama özel de kendimden ve örneklem aldığım şahsiyetlerden yola çıkar isem bire bir örtüşmektedir.

Bu ara taktım Üstad  Mehmet Akif Ersoy'un şu vecih mısralarına,

Aldanma insanların samimiyetine!!!

Menfaatleri gelir her şeyden önce. 

Vaad etmeseydi Allah Cenneti, 

Ona bile etmezlerdi secde!!!

Nerede ise günde beş kez mırıldanıyorum.

Menfaat...

Asrımızın en büyük cinsi katili.

Asrımızın tabir yerinde ise ırzına geçen tecavüzcüsü...

Üç beş kemiğe yer değiştiren...

Davasını...

Milletini ...

Irzını satan bir güruh var.

Ve en tehlikeli olan yani da bu güruhun hiç de az olamaması.

Yadsınamaz bir realite...

Bugünden yarına da değişmeyecek.

Bana kimse dini boyutu ile...

Mezhebi boyutu ile...

Etniki boyutu ile izaha kalkışmasın.

Bu geldiğimiz tutum aslına bacak olur isek bizlerin az okumuşlugundan mütevellittir.

Genelleme diyeceksiniz lakin bizde bilge çok,

Okuyan yok!

Bizde üstad çok. 

Yazan yok.

Bizde yazan çok.

Ama etkili yazan yok.

Bakin çıkardığımız eserlere bizden sonra gelen hangi ecdad ferdi bu eserlerle kendini şerefyab hissedecek.

Tarihimizi okuyan (tabiki objektif gözlerle) tarihi ile onur duyacak.

O vakit ya kendimiz değiştireceğiz.

Ya da usul usul asimilasyona  uğrayıp küresel dünyanın olmasına takılıp gideceğiz.

Bakin sosyal medyaya,

Fenomen olanlara...

Youtube de üne kavuşanlara.

Bizden bir kırıntı girebikihor musunuz.

Öyle ise su cümleyi rahatlıkla kurabilirim.

TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ!!!

ERİYORUZ. 

ASILLARIMIZDAN 

UZAKLAŞIYORUZ. "

##

Hayatta bazen düşmemek için direnmek lazım.

##

Şaman'a sormuşlar: 

Zehir nedir?

Yanıtlamış: 

“İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir!

 Bu güç olabilir veya tembellik, 

yiyecek, 

ego, 

hırs,

 ihtiras, 

kendini beğenmişlik, 

kıskançlık, 

korku öfke, 

nefret, 

hatta iyi niyet..”

Ne kadar doğru. 

##

"Ağlamanın başka başka gizemli yollarının olduğunu, 

gizli gizli ağlamaya başlayınca anladım"  

##

En kötüsü dünyanın özgür olmaması değil,

 insanın özgürlüğünü unutmuş olması.' - M. Kundera 

##

İŞYERİNDEKİ KÖTÜ PERFORMANS BULAŞICIDIR

-Geç gelen ve erken giden

-Az çalışan

-Az üreten

-Boşa vakit harcayan

-Dalga geçen

-İşini başkalarına yıkan

-Avantadan geçinenlerin zararı kendileriyle sınırlı değildir

Kötü örnek herkese bulaşır ve örgütü çürütür