Değerli Okuyucular,

Bu haftaki yazıma bir Şanlıurfa' lı olarak tarihin sıfır noktası olan "Göbeklitepe' den" bahsetmek istiyorum. Ayrıca Göbeklitepe gezimizde yaptığım incelemeleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Göbeklitepe bir tapınak değil, Göbeklitepe bir yapıttır. 

 Göbeklitepe tam bundan 57 yıl önce keşfedilmiş, ancak çok fazla önem verilmediği için kazılar yapılmamış. Ve en son 1983 yılında Mahmut Kılınç adında  bir çiftçi o bölgede  tarla sahibi olan sürdüğü tarlasında oymalı taşlara rastlanır ve bu taşları Urfa müzesine götürür. Ve daha sonra 1993 yılında Mahmut Yıldız adında bir köylü yine o bölgedeki tarlasını sürerken iki tane resimli taşı fark etmesiyle artık yeraltındaki tarihî yerleşik yerinin günyüzüne çıkma zamanı gelmişti. Ve 1993 yılında Alman Arkeolog  Urfa'ya gelip Göbeklitepe' de  kazılara başlamıştır. Ve kazı sonucu yeraltında birbirlerine yakın konumda yapılan yerleşim evler çıkmıştır.

Kazılarda çıkan, T şeklindeki dikilitaşların üzerinde yapılmış hayvan figürleri ve kabartmaları bulunmaktadır. Bu hayvanlardan yılan, yaban domuzu, tilki, akrep,sincap, fare, kertenkele motifleri var. Şimdiye kadar yapılan kazılarda 8 yapıya anıtsal nitelik kazandıran T biçimleri  3- 7 metre arasında değişiyor. Bugüne kadar 120 dikilitaş açığa çıkmıştır. Fakat Göbeklitepe bölgesinde halen yeraltında günyüzüne çıkarılmayı bekleyen daha binlerce T biçiminde dikilitaşlar ve yapılar var. 

Evet, bu kadar T biçiminde dikilitaşların ortaya çıkması bu bölgenin  yeni yeni insanoğlunun birbirine yakın oturabileceği yerleşim ve barına bilecekleri evler yaptığı görülmektedir.  Bununla birlikte insanların üretici , avlama ve toplayıcı olduklarınıda ortaya koymaktadır. Eski taş devrine gitmek gerekirse;

İnsanlığın yazılı tarihi Paleolitik Çağ ( eski taş devri) neden başlayıp, ardında Neolitik Çağ ( yeni taş devri) takip etmektedir. Neolitik Çağ, yakın doğunun bereketli hilalin de, tarım devrimin MÖ 10,000 ila 5,000 bin yılları arasında başladığına tanık oldu. Bu dönemde  insanlar sistematik bitki ve hayvan yetiştiriciliğine başlamıştır.

Tarım ilerledikçe çoğu insan, çiftçi olarak kalıcı yerleşkeler de göçebelikten yerleşik bir yaşam tarzına geçmiştir. Çiftçiliğin sağladığı göreceli güvenlik ve artan üretkenlik, toplulukların ulaşımdaki gelişmelerle birlikte giderek daha büyük birimlere genişlemesini sağladı. Tarih öncesi yada sonrası insanların her zaman güvenilir içme suyu kaynaklarına yakın olmaları gerekiyordu. Yerleşkeler MÖ 4000 bin yıla yakın bir zamanda Mezopotamya İndus Nehri Vadisinde yerleşkelerini geliştirdiler.

Çiftçilik geliştikçe tahıl tarımı daha sofistike hale geldi ve yetiştirme mevsimleri arasında yiyecek depolamak için bir iş bölümüne yol açtı. Tabi ki buda medeniyetin temelini oluşturan şehirlerin gelişmesine yol açmış oldu. Araştırmalara göre  Göbeklitepe Yapıtları Neolitik (yeni taş) döneminde yapılmıştır. Bu dönemde (MÖ 8000- 5500) yıl önceki devirlere göre daha sert ve daha düzgün taş aletleri yapılmıştır.  Bu devirdeki insanlar bilgi ve teknikte önceki dönemlere göre oldukça ileri bir düzeye çıkmışlardır.  Kemik ve taşlardan daha kullanışlı  aletler yapılmıştır. İnsanların yerleşik düzene geçmesi de  bu dönem de meydana gelmiştir.  Birbirine yakın aileler topluca bir yerde oturarak köyleri meydana getirmişlerdir. Böylece tarihteki ilk köyler kurulmuş tur. Ayrıca insanlar tahıl üretimine  de başlamış, hayvanları evcilleştirme ve tüketicilikten üreticiliğe geçmiştir. Bulunan T biçimindeki dikilitaşların üzerinde bulunan hayvan figürleride o çağda yaşayan insanların her gördüğü yada her avladıkları yada evcilleştirdikleri  havan resimlerini çizmişler. T biçiminde dikilitaşların üzerinde hiç bir yazı izi bulunmamaktadır. Bu demek oluyor ki Göbeklitepe Yapıtları tarih öncesine dayanıyor. Yanlız hayvan figürleri ve kabartmaları vardır. Yazının icat edildiği tarihe gidersek bundan 5500 yıl önce ilk yazıyı Sümerler çivi yazısını kullanmışlar.  Buna göre Göbeklitepe Yapıtları daha da eski yıllara dayanmaktadır.

T biçiminde ki dikilitaşların ev yapımında kolon yerine kullandıkları göze çarpmaktadır. Ve bu dikilitaşların 3- 7 metreye kadar yüksek ve iri olması o dönemin insanların iri  ve uzun yapılı olduğu akla gelmektedir. İnsanın biyolojik evrimi büyük ölçüde tamamlanıp homo sapıens( akıllı insan) olmasıyla birlikte insanlığın tarihsel gelişimi avcılık, toplayıcılık döneminde başlayarak bugünkü kapitalizm evresine kadar uzanır. Bu yerler ilkel kabilelerin yerleşke yerleridir. 

Göbeklitepe yapıtlarına  İslam'ı bir bakışla yaklaşmak gerekirse; Hz. Adem Allah-u Teâlâ tarafından yaratılırken bir hadis- i şerifte şöyle buyurur:

" Allah, Adem' ı yarattı, boyu altmış zira idi. Cennette gidenler onun boyundan olacaklar"

                                            ( Buhari, Enbiya,1)

Burada bunu da açıklamakta yarar var. Bir zira yaklaşık yarım metre olduğuna göre 60 zira tam 30 metre yapar. Demek  oluyor ki Hz. Adem' in boyu yaklaşık 30 metre varmış. Ve bu boy ölçüsü tarih ilerledikçe insanlarda boy kısılması olmuştur.

O nedenle Göbeklitepe' de çıkan T biçimindeki dikilitaşların 7 metre olması o dönemde yaşayan insanların uzun boylu olduğu göze çarpmaktadır. Çünkü o dikilitaşlar ev yapımında kullanılmıştır. Halen yeraltında saklı daha çok yapıtlar vardır. İlerde yapılacak kazılarda o yapıtların da günyüzüne çıkması dileğiyle.

Allah'a emanet olun.

Kaynaklar: Tudge Colin ( 1998) Neanderthals, Bandits and Farmers, New Haven, Ct: Yale Üniversite press

MC Neill, William H.( 1967-1999) A World History

New York: Oxford University press

Zafer dergisi: