Haber: Damla Oya Erman
Yaklaşık 15 saat önce yayınlanan bu makalede, uzayın sırları bir kez daha sorgulanıyor. Güneş sisteminin dış bölgelerinde bulunan bilinmeyen bir dokuzuncu gezegenin varlığına dair işaretler, aslında yerçekimi teorimizin eksik veya hatalı olduğunu gösteriyor olabilir. Bu çarpıcı sonuçlar, Modifiye Newton Dinamikleri (MOND) adı verilen bir yerçekimi teorisinin güneş sistemi kenarındaki nesneler üzerindeki etkisini inceleyen iki bilim insanının çalışması sonucunda ortaya çıktı.
MOND teorisinin farklı sürümleri, galaksilerin dönme hızlarını ve bütünlüklerini koruma şeklini açıklamak için geliştirilmişti. Genellikle bilim insanları, galaksilerin bu tuhaf hızlarda dönmesini karanlık madde olarak adlandırılan gizemli bir madde ile açıklar. Ancak bu yeni çalışma, bu yaklaşımın yanlış olabileceğini gösteriyor. MOND, Isaac Newton'ın ünlü yerçekimi yasasının doğru olduğunu kabul eder, ancak sadece belirli koşullar altında geçerli olduğunu savunur. Bu, dönen galaksiler için farklı bir yerçekimi davranışının varlığını öngörür.
Çalışmanın yürütücüsü olan Harsh Mathur, "MOND, galaksilerin davranışlarını oldukça iyi açıklar, ancak bu teorinin dış güneş sistemi üzerinde bu kadar belirgin etkilere sahip olabileceğini beklemiyordum" diyor. Mathur'a Hamilton College'dan fizik profesörü Katherine Brown da bu önemli çalışmada eşlik etti.
Peki, MOND ve Gezegen 9 arasındaki bağlantı nasıl kuruluyor? Aslında, bu ilişki, Kuiper Kuşağı olarak bilinen uzak bir yapı içindeki nesnelerin garip davranışıyla başlıyor. Kuiper Kuşağı, kuyruklu yıldızlar ve asteroidler gibi çeşitli buzlu cisimlere ev sahipliği yapar. 2016'da, bu Kuiper Kuşağı nesnelerinin bazılarının diğerlerinden farklı yörüngelerde döndüğü ve kümelenmeler oluşturduğu keşfedildi. Bu tuhaf davranışın, keşfedilmemiş bir gezegenin varlığının sonucu olabileceği düşünüldü.
Mathur ve Brown, bu garip yörüngelerin başka bir nedenle açıklanıp açıklanamayacağını anlamak istediler. Belki de bu yörüngeler, yerçekimi için MOND'un doğru bir açıklama olduğu durumları yansıtıyordu. Brown, "Gezegen 9 hipotezini destekleyen verilerin, aslında MOND'u dışlamak için etkili olup olamayacağını görmek istedik" diyor.
Sonuç olarak, bu araştırmacılar tuhaf kümelenmenin MOND'un sonucu olabileceğini keşfettiler. Mathur ve Brown, bazı dış güneş sistemi nesnelerinin milyonlarca yıl boyunca Samanyolu galaksisinin yerçekimi alanı ile hizalandığını öneriyorlar. Bu sonuç, bilim dünyasında büyük bir sürpriz ve tartışma konusu olmuştur.
Ancak, bilim insanları bu sonuçları dikkatli bir şekilde değerlendirmeye çağırıyorlar. Çalışmanın temel aldığı veri setinin sınırlı olduğunu ve başka olasılıkların da doğru olabileceğini unutmamak önemlidir.
Bu çalışma, yerçekimi ve fizik problemlerini incelemek için güneş sisteminin dış bölgelerinin bir laboratuvar olarak kullanılabilme potansiyelini vurguluyor. Bilim dünyası bu ilginç bulguların daha fazla araştırılmasını bekliyor.
