ÖNCE VATAN HABER MERKEZİ

Sırat-ı Müstakim Üzere: Makul Milliyetperverlik;

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Yerli Düşünce Derneği ve Dergisinin yönetim kurulu toplantısında milliyetçilik konusunda konuştu. Topçu şunları söyledi:

“Cenab-ı Hak aşırılığı sevmiyor, dininde bile aşırılık istemiyor. Biz, dinde, Sırat-ı müstakim üzere, milletimize olan sevgide de, makul milliyetperver olmaya gayret edenlerdeniz.

Sırat-ı Müstakim; açık seçik, dosdoğru, düzgün, dengeli ve mutedil yol demektir. Bu yoldan yürüyen, Allah’ın çizdiği, peygamberimizin yürüdüğü yoldan yürümüş olur ki, Rabbim cümlemizi bu yoldan yürüyenlere dahil etsin inşallah.

Makul Milliyetperverlik ise; akla, mantığa uygun olan ölçüde milletini sevmek ve milletine bağlı olmaktır ki, hem kavram hem de anlam yönüyle hep tartışılır.

Makul Milliyetperverlik, diye tanımladığım düşüncemi anlatacak olursam;

Türk adı elbette bir kavmin adıdır ama kültür ve medeniyet açısından süregelen tarihi serencam Türk’e daha geniş ve zengin bir ufuk açmıştır.

Ekmel dinimiz İslam ile buluşmamızla birlikte, asabiyyet’ten uzak, ortak gayeler etrafında asırlarca bir ve beraber yaşadığımız kanımız kanımıza, canımız canımıza, karışmış birçok etnik kökenden halklarla bir millet olmuşuz.

Herkes bilir batılıların Müslüman olan her ırktan insana “Türk oldu” dediğini.

Türk olarak yaratılmış, var olma gayemiz olan “Elestü bi Rabbikum” ilahi sorusuna ise “Evet Rabbimizsin” diye cevap vermişiz hamdolsun.

Bu çerçevede tarihi bir miras olarak gördüğümüz ve “Makul Milliyetperverlik ” dediğimiz anlayışı;

- ayrıştırıcı değil birleştirici,

- ithal değil yerli, gerici değil ilerici,

- kavmiyetçi değil kuşatıcı,

- seküler değil maneviyatçı olan

ve yaratılanın, yaratandan ötürü sevildiği, büyük bir kültür birikimi olarak görüyoruz.

Misal, milli iradenin yanında, demokrasi dışı güçlerin karşısında yer alıp, birlik ve dirliğimizi artırmaya vesile olacak herkesin bireysel hak ve özgürlükleri için kesintisiz demokrasi istemeye de “Makul Milliyetperverlik” diyoruz.

Makul Milliyetperverlik, değerli ozanımız merhum Abdurrahim Karakoç’un ;

Ellerin yurdunda çiçek açarken

Bizim İl’e kar geliyor gardaşım.

Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?

Dar geliyor, dar geliyor gardaşım …

dediği gibi, gönül coğrafyamızın Anadolu ile sınırlı olmadığını bilmek ona göre vaziyet almaktır.

Makul Milliyetperverin, “Kızıl Elması”;

Îlâ-yı kelimetullâh için Nizam-ı Alem davasıdır.

Makul Milliyetperver, zamanı yakalamanın ötesinde geleceği inşa etme gayretinde olup, “Bayrak düşmemiştir, Bayrak milletimizin bağrında saklıdır.” inancıyla, 21. asrın yeniden “Türklerin Diriliş Asrı” olacağına ve bu asırda en gür sedanın da İslam’ın sedası olacağına inanmış “gaye insanıdır”.

Makul Milliyetperverin, bütün faaliyetlerindeki mükemmelliğin ölçüsü, evrensel insan haklarını ve ekosistemi koruyan gözeten, İslam ahlakıyla mecz olmuş yüksek Türk karakteridir.

Makul Milliyetperver,  Mevlana ile Melaye Ciziri’nin aynı  ırmaktan beslendiğini, Yunus Emre ile  Ahmed-i Hani’nin aynı aşkın peşinden gittiğini bilir, onları asla birbirinden ayırmadan okur, dinler ve onlar gibi söylerler, Pir-i Türkistan Ahmed Yesevi’yi, Molla Gürani’yi, Hacı Bektaşi Veli’yi takip eder, Bediüzzaman Said Nursi’yi çağının yıldızı olarak anar ve anlarlar.

Makul Milliyetperver için:

Devletin adı TÜRK DEVLETİ, 

Vatanın adı TÜRKİYE, 

Bayrağı AY YILDIZLI AL BAYRAK,

Milletin adı da; Türkmen’i, Kürt’ü, Laz’ı Arap’ı, Zaza’sı, Boşnak’ı, Arnavut’u, Abhaz’ı, Çerkes’i, Alevi’si, Sünni’siyle her bireyin devletin eşit ve birinci sınıf vatandaş olduğu BÜYÜK TÜRK MİLLETİDİR.

MAKUL MİLLİYETPERVER İÇİN BU MİLLET CAN, BU VATAN NAMUS, BU DEVLET DE KALPTİR.

Cana, namusa ve kalbe doğrultulan hançer, ister siyasi, ister silahlı ister kravatlı ve kalemli, hangi kılıftan çıkarsa çıksın; hangi elden, hangi dilden olursa olsun canı pahasına asla fırsat vermez.

Makul Milliyetperver;

Ülkücü fikir okulunun başöğretmeni merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in; 

“Ben Türk milletini; sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, rüşvet hile, çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, ahlaktan mahrum bir hürriyete, tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum,

Türklük şuur ve gururuna, İslam ahlak ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası hak yolu, hakikat yolu, ALLAH yoluna çağırıyorum. ”

davetine, sağına ve soluna bakınmadan, “Ben varım! " cevabını verendir.

Makul Milliyetperverliğin en güzel tanımı da milli mücadelemizin başkomutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’ün şu tanımıdır;

“Bize milliyetperver derler. Fakat biz öyle milliyetperverleriz ki, bizimle teşrik-i mesai eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların bütün milliyetlerin icabatını tanırız. Bizim milliyetperverliğimiz herhalde hodbinane ve mağrurane bir milliyetperverlik değildir."

Makul Milliyetperver; yerlidir, millidir, samimi bir Müslüman ve şuurlu bir medeniyet tasavvurunun hadimidir vesselam.”