Dün 14 Mart Tıp Bayramı düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı. Tarihimizde tıp sektörü çalışanlarımız neler yapmışlardır? Hangi başarılara imza atmışlar, nasıl bir destan yazmışlardır?

ÖNCE VATAN HABER MERKEZİ

14 MART TIP BAYRAMI NEDİR?

Sultan II. Mahmut’un yenilikçi hareketleri sonucu,Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire 14 Mart 1827 Çarşamba günü Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacıbaşı Konağı’nda kuruldu. böylece 14 Mart tıp tarihimizde yerini aldı. 1827’den 1836’ya kadar Tıphane ve Cerrahhane eğitimleri burada yapıldı. 1836 yılında Sarayburnu’ndaki Askeri Kışla’ya bu binanın yetersiz hale gelmesi ile 1839’da  Galatasaray’daki Enderun ağaları okuluna taşınmıştır. 1894 yılında Sultan II. Abdülhamit’in emriyle Haydarpaşa’daki Tıbbiye Binası inşa edilmeye başlandı. Bu görkemli binaya 6 Kasım 1903’te taşınıldı. Askeri Tıbbiye ve Sivil Tıbbiye birleştirerek Darülfünun Tıp Fakültesi oldu. 

MEKTEB-İ TIBBİYE-İ ADLİYE-İ ŞAHANE’DEN

HANGİ ÜNİVERSİTELER VE FAKÜLTELER ÇIKTI?

İstanbul Tıp Fakültesi Osmanlı'nın 1827'de kurulan ilk tıp fakültesi Mekteb-i Tıbbiye'yi Şahane'nin devamıdır. Üniversite reformuyla kurulmuş ilk tıp fakültesidir. 

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin temeli de İstanbul Tıp Fakültesi gibi; 14 Mart 1827’de açılan ve adına kısaca Tıphane denilen Tıphane-i Amire (Darü’-Tıbb-ı Amire)’ye dayanır. Peşinden de 1945’te Ankara Tıp Fakültesi, 1954’te Ege Tıp Fakültesi kurulmuştur. 

Gülhane Tıp Fakültesi Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane bünyesindeki eğitimin iyileştirilmesi çalışmalarının ardından 119 yıldır çeşitli binalarda ve adlarda hizmetlerini sürdürmüştür. 

Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Sultan II. Abdülhamid Han tarafından yaptırılan ilk tıp okulunda eğitim çalışmalarını sürdürmektedir. Bu bina daha önce Haydarpaşa Lisesi ve ardından Marmara Üniversitesi binası olarak kullanılmıştı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Somali, Sudan, Özbekistan ve Filipinler’de başlayan eğitim faaliyetlerini Afganistan, Filistin, Pakistan, Lübnan ve diğer ülkelerde devam ettirmeyi amaçlamaktadır. 

AŞI ÇALIŞMALARI

Dünyada ilk aşıyı üreten kişi olarak bilinen Pasteur, dönemin devlet başkanlarına maddi katkı için yazı yazar. 2. Abdülhamit çalışmalarını İstanbul’da yapılmasını ister. Pasteur teklifi reddedince yüklü bir maddi destekle birlikte Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şâhâne’den bir müderris başkanlığında bir ekip gönderilir. Ekip, çalışmalarının ardından kuduz mikrobu enjekte edilmiş bir kemik iliği ile döner. Dünyada 3. kuduz aşısını üretirler.

Bakteriyolojihane kurulmasının ardından çiçek aşısı, difteri, sığır vebası, kuzul serumları, dizanteri, veba ve verem aşısı üretimi yapılmıştır. 1940 yılında Çin’e kolera aşısı gönderilmiş, 1942’de tifüs aşısı ve akrep serumu üretilmiştir. BCG, boğmaca, tetanoz gibi pek çok aşı üretilmiştir. 

Dünyada koronavirüs aşı adaylarının 52’si klinik, 87’si ise klinik öncesi denemelerde test ediliyor. Bu 139 aşının 17’si ise Türkiye’de TÜBİTAK desteğiyle sürdürülen yerli aşı çalışmaları. 

TIP ÖĞRENCİLERİNİN

KURTULUŞ MÜCADELESİ

Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından İstanbul işgal edilmişti. İşgalin başladığı gün, Mustafa Kemal Paşa trenle Haydarpaşa Garı'na gelerek o meşhur “Geldikleri gibi giderler” sözünü söylemişti.

3 Şubat 1919’da İngilizler Haydarpaşa Tıbbiye binasına yerleşti. İngilizce bilen bazı öğrenciler İngilizlerle konuşmaya hatta silah alarak Anadolu'ya silah kaçıran Ayın-Pe (A-P) teşkilatına ulaştırmaya başladılar. İngilizlere ait depodan silah çalarak bunları da Anadolu’ya gönderdiler.

Tıp öğrencileri, daha Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olarak kabul edilen Atatürk’ün 19 Mayıs‘ta Samsun’a çıkmasından 2 ay kadar önce ilk organize hareketi başlattılar. Yasaklara rağmen Tıbhane-i Amire’nin kuruluş tarihi olan 14 Mart’ta etkinlik düzenleme iznini İngilizlerden aldılar. Böylece ilk defa tıp bayramı kutlanmış oldu. Bu toplantı, işgale karşı ülke genelinde yapılan ilk organize etkinlikti.

Öğrenci ve hocalar işgal yıllarında, eğitim hayatlarını büyük bir baskı altında sürdürürler. Öğrencilerin pek çoğu, gizlice Anadolu'ya geçip Kurtuluş Savaşı’na katılır. 

HABABAM SINIFI MÜZESİ

Haydarpaşa Lisesi‘nin yatılı olarak eğitim verdiği zamanlardan esinlendiği düşünülen Hababam Sınıfı film serisinin çekildiği Hababam Sınıfı Müzesi de bir dönem Haydarpaşa Lisesi olarak eğitim veren Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane binasına çok yakın bir yerde bulunuyor.