‘’Sara, acaba şimdi ne yapıyordur?’’ diye düşündü. Ondan yeni bir haber alamayışı, üstüne üstlük uzun bir süredir Metin’in de aramamış olması onu daha da meraklandırmıştı.

Bir ara birlikten çıkarak, Magosa’ya gitmeyi düşündü. Ancak bu çıkışın sonu çok ağır bir ceza olacağından; Sara’yı da bu nedenle göremeyebilirdi. Bu düşüncesinden bu nedenle vazgeçti.

Sarp, bu düşüncelerle boğuşurken, Magosa BG karargâhında heyecanlı bir bekleyiş vardı! BM Güvenlik konseyinden adadaki BG Komutanlığına gelen yazıda, adada yaşanan savaş sırasında Kıbrıs’ta bulunan BG birliklerinin tamamen değişeceği, yeni gelecek birliğin 24 saat içinde Kıbrıs’ta olacağı, adadan ayrılacak birliklerinde bu sürede hazır olmaları isteniyordu. Değişecek birlikler Rum kesiminde bulunan Lefkoşa havaalanını kullanacaklardı!

BM Güvenlik konseyinden gelen yazının tebliğ edildiği salonda adadan ayrılacak personel birbirini kutlarken; Sara, çok ani gelişen bu durum karşısında ne yapacağını bilememenin şaşkınlığı içinde donup kalmışı!

Adeta aklı da, beyni de donmuştu!

Ne yapacağını bilemiyordu? ‘’Aman Allah’ım ben şimdi ne yapmalıyım?’’ dedi. Sarp’ı görmeden adadan ayrılmakla karşı karşıya kalmıştı!

Onu görebilmek için 24 saatlik bir süresi vardı! Sonra kararlı bir şekilde odasına çıktı. Aceleyle Girne’deki Metin’in taksi durağını aradı. Ama bu defa şanslıydı. Çünkü Metin de duraktaydı. Telefonun ucundaki ses Metin’e aitti:

• Sara Yenge merhaba nasılsın? Hayırdır bu saatte buraya mı geliyorsun yoksa?

Sara, aniden gelişen durumu Metin’e anlattıktan sonra, ne yapacağını bilemediğini ama Sarp’ı da görmeden adadan ayrılmak istemediğini söyledi. 

Sara bu sözleri sıralarken hıçkırıklara boğulmuş bir şekilde ağlıyor, Sarp’ı görebilmek için Metin’e adeta yalvarıyordu.

Metin, Sara’ya sakin olmasını söyledikten sonra adadan hangi saatte ve nereden ayrılacağını bir kez daha sordu. Sonra da her ne olursa olsun Sarp üsteğmeni Sara’nın yanına getireceğinin sözünü vererek, bir iki teselli cümlesinden sonra telefonu kapattı.

Metin az önce Sara’nın anlattıklarının şaşkınlığı içindeydi!

Sara yenge 24 saat içinde adadan ayrılıyordu! Ama Sarp komutanını göremeden ayrılacaktı! ‘’Bu duruma mutlaka bir çözüm bulmalıyım, mutlaka, mutlaka bulmalıyım’’ diye söylendi. Ama nasıl bir çözüm bulacaktı?

Metin taksi durağının dışına çıktı. Girne sahilinde yürümeye başladı. Bir taraftan da düşünüyor, bu iki sevdalıyı görüştürebilmenin senaryosunu kurgulamaya çalışıyordu.

Uzun bir düşünmeden sonra aklına parlak bir fikir geldi!

Sara yenge nasıl olsa Lefkoşa Havaalanına gitmek için Lefkoşa’dan geçecekti. Ne yapıp edip, Sara’nın bulunduğu aracı durdurmalı bir an dahi olsa bu iki sevdalının görüşmesini sağlamalıydı. Ama bu nasıl olacaktı? Havaalanına giden BG araçlarını durdurmak o kadar kolay mıydı? İşte buna bir türlü çare bulamıyordu!

Araçların geçeceği yola barikat kuracak değildi ama geçişe mani olacak bir şeyi mutlaka yapmalıydı!

Bu düşünceler yumağı içinde bocalaya, bocalaya Sarp Üsteğmenin bulunduğu binaya kadar yürümüş, aradan geçen saatleri bile unutmuştu!

Sarp üsteğmen karşısında Metin’i görünce çok sevinmişti. Ama Metin’in durumu hiç de iyi değildi! Çok yorgun görünüşünün yanı sıra solgun, dalgın bir durumda oluşu, onun hiç de iyi bir durumda olmadığını gösteren çarpıcı bir görüntü sergiliyordu! Metin’e ne olmuştu böyle?

Ve Sarp merakla sordu:

• Sana ne oldu böyle Metin? Ne bu halin?

Metin, üzgün bir ses tonuyla:

• Sara yenge gidiyor Sarp, 24 saat içinde adadan ayrılıyor! Diyebildi…

Sarp, bir anda neye uğradığını şaşırmış, iri gövdesi zayıf bir dal gibi titremişti!

• O ne demek kardeşim? Sara nereye gidiyor? Nasıl yani?

Devamı yarın