Gazi Öğretmen Belediye başkanlığına niçin ve nasıl aday olmuş? Belediye başkanlığına adaylığını koyduğu zaman seçmenlerine kitapçık şeklinde mektuplar yazmış…
1’inci mektupta Bozyazı Belediye Başkanlığına niçin ve nasıl talip olduğunu yazmış…
2’inci mektupta Bozyazı’ya neler vaat ettiğini yazmış…
3’üncü mektupta son söz olarak seçmenlere söylemek istediklerini yazmış…
Eşi Habibe, en büyük ağabeyisi olan Mahmut ağabeyisi, Fazilet ve Mürüvvet ablaları bu adaylığıa karşı çıkmışlar…
Haklılarmış… İyi bir işi, iyi bir makamı, şerefli bir masası varmış…Onlar siyasetin iki yüzlülük olduğunu söylüyorlarmış…Memur zihniyetiyle belediye başkanlığı yapılmaz diyorlarmış…Bozyazı’nın particiliği çok katı, kimse kendi partisinden ayrılmaz diyorlarmış… “Sayın Ali Ayaz partiyle ters düştü, toparlayamazsın…” diyorlarmış…
Gazi Öğretmeni en çok etkileyen durum doğduğu yer olan Bozyazı ilçesinin içine düştüğü siyasi kargaşa imiş…Bu siyasi kavgalar yüzünden ilçeye pek yatırım da gelmez olmuş…
Bozyazı’nın ana gelir kaynağı muzmuş…Muz bahçeleri bile geceleri kesilmeye, tahrip edilmeye başlamış…Muz genelde serada yetiştiriliyormuş…Sera naylonları kesiliyor içindeki yetişmemiş muz’lar tarak dediğimiz yerlerden bıçakla kesilip satılamayacak hale getiriliyormuş…
Bütün bunların vebalini de halkımız Anavatan partisinin belediye başkanı olan sayın Ali Ayaz’a yüklüyorlarmış…İşte böyle bir kargaşalı dönemde, Anavatan partisinin ilçe ’de dibe vurduğu bir dönemde ailesinin karşı çıkmasına rağmen Anavatan Partisinden belediye başkan adayı olmuş…
Bozyazı Belediye Başkanlığına aday olduktan sonra çalışmalara başlamış…“Yılbaşında 6 bin seçmene yılbaşı tebriki göndermiş…Bu tebrikler hedefine vardıktan sonra çok olumlu tepkiler almaya başlamış…
Gönderdiği Yılbaşı Tebrikleri seçim çevresinde alışılmayan bir durummuş…Bunun için Anamur’da yayımlanan Anamur Ekspres gazetesinde haber olarak çıkmış…
5 Ocak 1989 tarihli Anamur Ekspres Gazetesinde büyük puntolarla baş haber olarak şu haber çıkmış:
“ANAVATAN PARTİSİ BOZYAZI BELEDİYE BAŞKAN ADAYI GAZİ ÖĞRETMEN 6 BİN SEÇMENİNE YILBAŞI TEBRİĞİ GÖNDERDİ”
Haberde söyle yazıyormuş;
“İlçemizin sevilen yöneticilerinden İmam Hatip Lisesi Müdürü Gazi Öğretmen görevinden istifa ederek 26 Mart’ta yapılacak belediye başkanlığı seçimleri için doğum yeri olan Bozyazı ilçesine Anavatan Partisinden Belediye başkan adayı oldu.
25 yıldır idarecilik ve öğretmenlik yapan Gazi Öğretmen; İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü mezunu olup sırasıyla 3 yıl Sivas öğretmen okulunda öğretmenlik,5 yıl Anamur Lisesinde öğretmenlik ve Lise Müdürlüğü,5 yıl Anamur İlçe Milli eğitim Müdürlüğü,12 yıl Anamur İmam Hatip Lisesi müdürlüğü görevlerinde bulunmuştur.
Görev yaptığı dönemlerde 20’nin üzerinde Teşekkürname,Takdirname ve Başarı Belgesi alan Gazi Öğretmenin adaylığı Bozyazı ilçesinde sevinçle karşılanmıştır.
1987 yılında Yılın Öğretmeni seçilen Gazi Öğretmenin 3 gün müddetle geceli gündüzlü çalışarak bütün seçmenlerine gönderdiği yılbaşı tebrikinde şöyle denilmektedir;
“Yeni yılınızı en içten duygularımla tebrik eder 1989 yılının size ve ailenize barış, mutluluk huzur ve saadet getirmesini Cenab-u Allah’tan diler, 26 Mart Belediye Başkanlığı seçimlerinden sonra maddi-manevi yönde her türlü hizmetlerde, kederli ve sevinçli günlerinizde yanınızda olacağımı bildirir en derin saygı ve muhabbetlerimi sunarım.
Gazi Öğretmen- Bozyazı Belediye Başkan adayı
Seçmenlerine barış, mutluluk, huzur ve saadet vadeden çiçeği burnunda Belediye Başkan adayı Gazi Öğretmene başarılar dileriz.”
Bozyazı Belediye başkan adayı olarak o dönemde seçmenlerin tamamına yılbaşı tebriki göndermek o zamanın şartlarına göre zormuş…
Ama bunu başarmış…Fakat çok zor bir görev üstlenmiş…
Nasıl bir yerden aday olduğunu, bu işin tutmayacağını kendisini çok seven, çocukluklarını birlikte geçirdiği çok yakın akrabası olan birisinin şu sözleri açıkça gösteriyormuş;
“Keşke Bozyazı’da komünist partisi kurulsaydı da oradan aday olsaydın. O zaman bile reylerimizi verirdik. Şimdi biz Anavatan partisine, dolayısıyla sana oy veremeyiz…”
Gerçekten de öyle olmuş…En yakınları bile kendisine oy vermemişler, verememişler…
Bozyazı halkını suçlaması imkansızmış…Gazi Öğretmeni gören kendisine kucak açıyor fakat o dönemde İlçe ’de Anavatan Partisinden çektikleri mağduriyetleri bir-bir sıralıyorlarmış...
Maya bozukmuş…Maya tutmamış…Kazanamamış… Bozyazı Belediye Başkanlığını kazanamamış…Belediye Başkanlığını kazanamamış ama hiç taviz vermemiş, kişiliğini, şahsiyetini kazanmış…
Seçim meğer parayla kazanılırmış…Bunu öğrenmiş…Seçim meğer “iş vadi” ile kazanılırmış…Bunu tespit etmiş…İnsanlar meğer iki yüzlü değil,10 yüzlüymüş…Bunu görmüş…Siyaset kendisine göre değilmiş…Bunu hissetmiş…
O dönemde Belediye başkanlığına müracaat eden bir devlet memuru istifa edip Belediye Başkanlığını kazanamaz ise yeniden göreve dönebilmek için 3 ay beklemesi gerekiyormuş…Gazi Öğretmen Bir şeyler yapmalıymış…3 aylık zamanı boşa geçirmemeliymiş…
Gazi Öğretmenin hobileri arasında yeşilliği, ağaçları ve hayvanları sevmek varmış…
Ağaç ve yeşillik konusunda yaptığı muz bahçesi, yer fıstığı ekimiyle uğraşmış olması ve Limon bahçesi yapmış olması birazcık o yöndeki hobilerini tatmin ediyormuş…
Hayvanları da çok seviyormuş…
Görev yaptığı süreler içinde Anamur ve Bozyazı’da küçük çaplı tavuk kümesleri, güvercinleri, tavşanları, kaz ve ördekleri olduysa da bunlar küçük çaplı uğraşlarımızmış…
Eşi de en çok tavuk kümesleriyle ilgileniyormuş…Her sabah 10’larca yumurta almak küçük çocuklarının da dikkatlerini çekiyormuş…
Okul dönüşü güvercinleri uçurtmak ta Gazi Öğretmeni biraz olsun tatmin ediyormuş ama bunlar yeterli değilmiş…
Öğrencilik yıllarında İstanbul’da bir hayvanat bahçesine gitmiş…Hayvanat bahçesinde 100’lerce Bıldırcının yaşadığı bir bölümü gezmiş…Evde Bıldırcın yetiştirilebileceğini orada görmüş…
1967 yılının 3 Kasım tarihinde saat 14.30’da not olarak yazdığı bir cümlede; “İlk fırsatta evimde Bıldırcın beslemeliyim” diye yazmış…
Aradan 22 yıl geçtikten sonra, Bozyazı Belediye Başkanlığını kazanamadığı 1989 yılındaki 3 aylık bekleme süreci içinde 22 yıl önce not olarak yazdığı hayali gerçek olmuş ve “BILDIRCIN” yetiştirmeye başlamış…Hem de bilimsel olarak…Hem de 2 katlı evinin üstüne küçük çaplı “Bıldırcın Çiftliği” kurarak…
Boş oturmak olmazmış…Hayatı dolu-dolu geçmeliymiş… Bu boş geçecek 3 aylık zaman zarfında bağ bahçe işleriyle uğraşıları varmış ama bir koltukta 3 karpuz misali daha fazla meşkuliyetler geçiriyormuş içinden…
Evde Bıldırcın yetiştiriciliğine de yabancı değilmiş…Mersin’de bıldırcın çiftliği olan dostları, arkadaşları varmış…
Mersin’e okul müdürleri seminerine gittiği zamanlar bu arkadaşlarının birine misafir olmuş ve çalışmalarını yakından görmüş…
Arkadaşı sayın Ahmet Hallaç evinin üstünde yaptığı bir atölyede hem bıldırcın kuluçka makinesi yapıyor hem bıldırcınların barınabileceği kümesler imal ediyor hem de Bıldırcın yetiştiriyormuş…
5 gün içinde 270 metrekarelik 2 katlı evinin üstüne küçük çaplı bıldırcın çiftliği yaptırmış…
Mersin’e gitmiş, sayın Hallaç’tan 1 kuluçka makinesi, birinde 240 bıldırcının barınabileceği 12 adet kümes, yeni çıkan yavruları koymak üzere 4 bölümlü civciv büyütme kafesi, yumurtlamaya hazır 300 adet dişi ve 150 adet erkek bıldırcın, kuluçka makinesine koymak üzere 240 adet bıldırcın yumurtası ve 5 çuval bıldırcın yemi satın almış…
Bıldırcın çiftliği, karar verdikten 10 gün sonra hazırmış…Anamur’da bir İLK’i gerçekleştirmiş…İlk defa Anamur’da çiftlikte bıldırcın üretilecekmiş…
Kuluçka makinesini evinin alt katındaki kiler olarak kullandığı odaya, kümesleri yeni yaptırdığı evin üstündeki odaya yerleştirmiş bıldırcınları 20 dişi 10 erkek şeklinde 30’arlı gruplar halinde kümesin 15 ayrı bölmesine yerleştirmiş…
Kuluçka makinesi 30’ar yumurta konacak şekilde 8 bölmeden oluşuyormuş… 240 yumurtayı da makineye yerleştirmiş ve 10 gün içinde faaliyete başlamış…Yaptığı çalışmaları bilimsel yapmalıymış…Bıldırcın hakkında bilgi sahibi olmalıymış…Olmuş da…
( devam edecek )