Gazi Öğretmeni İstanbul’da öğrencilik yıllarında en çok etkileyen olaylardan biri de İstanbul’daki tarihi eserler olmuş….
Adana’da okurken “Sanat Tarihi” derslerinde en çok ilgisi çeken İstanbul'da bulunan tarihi yapılarmış.
Bildiklerinin dışın da adeta İstanbul’u yeniden keşfetmiş...
Galata kulesi, Kız kulesi ile başka bir güzelliğe bürünen İstanbul boğazı, Fenerbahçe burnu, Kapalı çarşı, surlar, çamlıca, Topkapı sarayı, Ayasofya, Beyazıt Cami’i, Sultan Selim Cami’i, Şehzade Cami’i,Süleymaniye Cami’i, Sultan Ahmet Cami’i, Yeni Cami, Nuruosmaniye Cami’i, Lâleli Cami’i ve bunların dışında kalan yüzlerce cami ve mescit…
Adana’da okurken İstanbuldaki tarihi yapıların sadece adını duymuş…
İstanbul’da ise bizzat bu yapıları yakından görme imkanına kavuşmuş…
Tarihi camileri incelerken en çok dikkatini çeken Mihrap, Minber, son cemaat yeri, vaaz kürsüsü gibi bilinenlerin dışındaki cami’nin diğer bölümleri olmuş...
Bu özelliklerin sadece İstanbuldaki camilerde olduğunu düşünüyormuş...
Anadolu’daki camilere ek olarak mesela İslam Devlet başkanı için Hünkâr mahfili adıyla bir bölüm yapılmış…
18.asırdan sonra da hünkar mahfillerine bitişik olarak Hünkar Kasrı denilen Padişahların istirahat edeceği, abdest tazeleyeceği binalar yapılmış…
Camilerin içine daha çok cemaat ’in bulunabileceği iki katlı ayrı mahfiller de yapılmış…
Büyük Camilerde demir parmaklık korkulukları ile güvence altına alınmış aydınlatmayı sağlamak için kandillik adıyla anılan yerler yapılmış…
Yine büyük camilerde cemaat’a ait mahfillerin altına veya mahfili olmayan camilerde ana yan duvarlara bitişik parmaklıklarla bölünmüş Maksure adı verilen yerler yapılmış…
Ve yine namaz vakitleri dışında cemaat’in okuma ihtiyacını karşılamak için kütüphaneler yapılmış…
Şadırvan avluları, Şadırvanlar, dış avlular ve dış avludaki insanlara imamın sesini duyuracak müezzinlerin durabileceği mukbire’ler yapılmış…
İşte öğrencilik yıllarında dersten arta kalan bazı boş zamanlarında günleri hep bu eski eserleri incelemekle geçmiş...
Gazi Öğretmeni en çok etkileyen eserlerden biri Büyük Ayasofya Camii olmuş...
Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettikten sonra bir kilise olan Ayasofya’yı temizletmiş, içine bir minber yerleştirmiş ve ilk Cuma namazını burada kılmış...
İşte şu tuğla minare ve medrese de onun eseriymiş...
Ayasofya kütüphanesinde bitirme tezini hazırlarken en çok gezdiği mekanlardan biriymiş Ayasofya Camii…
İşte şurası Sultan Beyazıt han tarafından yaptırılan 2.kat medrese…
İşte mihrap önündeki şu şamdanlar Kanuni Sultan Süleyman'ın Macaristan’dan ganimet olarak aldığı ve buraya yerleştirdiği şamdanlar…
İşte şu iki minare ve caminin kenarındaki setler Sultan ikinci Selim tarafından yaptırılmış…
Şu 4 mermer mahfili 3.Murad yaptırmış…
Taş Kürsü’yü 4.Murat yaptırmış…
Şu büyük kubbeye asılı top kandil 3.Ahmet tarafından yaptırılmış…
Cami içindeki şu 7 kuyu da görülmeye değermiş.…
Üst kısımda bulunan Hünkâr mahfili de sultan 1.Mahmut tarafından yaptırılmış…
Gazi Öğretmenin ödev yaptığı Ayasofya Kütüphanesi de sultan 1.Mahmut tarafından yaptırılmış…
Ayasofya’da bulunan Padişah türbeleri de görülmeye değer…
İşte şu Sultan 2.Selim türbesi…Türbenin içinde 44 sanduka bulunuyor.
Şurası Sultan 3.Murad türbesi…Türbede 54 sanduka var.
Şurası 3.Mehmed türbesi…26 kişinin mezarı var.
Şurası da Sultan Mustafa ve Sultan İbrahim türbesi…Sanduka içinde 15 mezar var.
Ayasofya camiinin içinde ayrıca şehzadelerin de türbeleri bulunmaktadır ve işte şu 5 sanduka da şehzadelere ait…
Gazi Öğretmeni etkileyen sadece Ayasofya camii de olmamış...
Asıl kendisini etkileyen olay Ayasofya Camiinin 1934 yılında yayımlanan bir bakanlar kurulu kararnamesiyle Ayasofya Camiinin müze haline getirilmesi olmuş...
Boş zamanlarında gezmeye çalıştığı tarihi yapıları bugün bile hiç unutamamaktaymış...
Unutamadığı başka bir anısı da şöyleymiş:
Amcasının oğlu kardiyolog doktor sayın Ali Mert’le, çocuk hastalıkları doktoru bayan Sevim Olgar’ın İstanbul’da yapılan düğününden ve düğünde kendisini etkileyen durum şöyleymiş;
Doğduğu zaman Seyde ebesinin “İşte Gazi’nin kısmeti geldi.’’ Dediği ve çocukluğunda oyun oynadığı amcasının kızı ve şu anda eşi olan Habibe varmış ya…
İşte Gazi Öğretmen İstanbul’da okurken yapılan bu düğüne Habibe de gelmiş… İsteme, söz kesme ve nişanları da yokmuş…
Gazi Öğretmen İstanbul’da Habibe’yi biraz daha tanıma imkanına sahip olacakmış...
Mecmua çalışmaları, öğrencilikle ilgili dersler ve İstanbul gezilerini bir tarafa bırakarak adeta bu düğüne odaklanmış...
Çünkü yuva kurmak için gönlünden geçirdiği Habibe de düğüne gelmiş...Düğün evi İstanbul Boğazı’nın Avrupa yakasında Şirinevler’de imiş...
Gazi Öğretmenin okulu ise Anadolu yakasında Bağlarbaşın’da imiş....O zamanlarda deniz üzerine kurulan boğaz köprüleri yokmuş...
Bağlarbaşı’ndan tramvaylarla Kadıköy iskelesine gelinir, İstanbul boğazı yolcu yada araba vapurlarıyla geçilir, Üsküdar ya da Sirkeci’den karaya çıkılır, otobüsle Beyazıt’a gelinir oradan ikinci bir otobüsle Yeşilköy havaalanı yakınındaki Şirinevler’e gelinirmiş...
Düğünün başlamasından önce birkaç defa bu mekâna gitmişliği varmış...
Ali ağabeyin kayın pederi Kenan amca, kaynanası Sabahat Hanım ve anneleri Adaviye hanımı bu vesilelerle tanıyormuş…
Yani düğünden önce Ali ağabeyin nişanlılık dönemlerinde…Onlar Gazi Öğretmeni çok sevmişler, Gazi Öğretmen de onları çok sevmiş…
Gazi Öğretmenin Habibe’ye sevdalı olduğunu, Habibe’nin de Gazi Öğretmene sevdalı olduğunu onlar da biliyormuş…
Düğüne halalarından Havva, Kiraz ve Ayşe halası da gelmiş… Birde Ayşe halasının beyi Mustafa Efendi amca…
Ablası Mürüvvet, amcasının oğlu ablasının eşi ve Habibe’nin abisi Sabri ağabey de varmış...
En mühimi de Fehmi amcasının eşi, Ali ağabeyinin annesi, sonradan kaynanası olan Kiraz hanım da gelmiş...
Ve Gazi Öğretmene göre hepsinden önemlisi Habibe’de düğüne gelmiş...
Gazi Öğretmen en güzel kıyafetleriyle, elinde çikolata kutusuyla onların gelişinden bir gün sonra düğün için Şirinevler’e gelmiş...
O andaki duygularını hiç unutamıyormuş…
Eşi olacak olan amcasının kızı Habibe ile Anamur dışında ve İstanbul’da ilk defa karşılaşma…
Sabahat yenge duygularını bildiği için adeta kendi düğününü unutmuş onlarla ilgilenmeye başlamış…
Habibe’nin de Gazi Öğretmene karşı duyguları gözlerinden okunuyormuş…
Bir gece en yakında bulunan yazlık Sinema ’ya gitmek için aile büyüklerinden izin almışlar…
Şartlı izin gelmişti ki Halalarıyla birlikte Hep beraber sinemaya gitmişler…
Başka bir gün Habibe’ye İstanbul'u gezdirmek için izin almışlar…Yine engele takılmış ve aile büyüklerinin ileri gelenleriyle birlikte ancak Yeşilköy Havaalanı’na gidebilmişler...
Sonraki günlerde birlikte İstanbul'un görülmeye değer tarihi ve güzel yerlerini birlikte gezmişler…
Gazi Öğretmen o düğünü hiç unutamıyormuş….
( devam edecek )
GAZİ ÖĞRETMEN ( 28 )
Gazi MERT
Yorumlar