RÖPORTAJ: Habib BABAR 

Muhteşem güzelliği ve oyunculuğuyla bir döneme damga vurdu. Yeşilçam’a ‘Gamzeli Güzel’ olarak ismini altın harflerle duyurdu Bahar Öztan… Onun setlerle tanışması ise 1979 yılında merhum Hulusi Kentmen ile birlikte oynadığı bir reklam filmiyle başladı. Güzelliğiyle kısa sürede tüm yapımcıların dikkatini üzerine çekmeyi başarmıştı Bahar Öztan, reklam filminden hemen sonra Kelebek için ekilen fotoromanda oynamaya başladı. Tabi fotoroman onun dönüm noktası olmuştu. Artık Yeşilçam yıldızları arasındaki yerini alacaktı. Ardı ardına gelen film teklifleri zirveye çıkarmıştı ünlü oyuncuyu. Yeşilçam ismini duydukça gözleri doluyor Öztan’ın Yeşilçam’a olan aşkını ise  ‘Yeşilçam Benim Hayat Okulum ’sözleriyle dile getiriyor… Ünlü oyuncu ile dününü bugününü konuştuk. Haydi buyurun bu keyifli sohbetimize.

YEŞİLÇAM SİZİN İÇİN NE DEMEK?

Çok güzel günlerimin, çok güzel anılarımın olduğu yer.. Yeşilçam benim hayat okulum, o günler çok çok güzel günlerdi.

REKLAM FİLMİYLE TANINDIM

YEŞİLÇAM İLE NASIL TANIŞTINIZ?

1979 yılında bir şampuan reklamından sonra Başak Gürsoy’un ajansına girdim ve arka arkaya 30 tane reklam filminde oynadım. Merhum Hulusi Kentmen ile ‘Lezzo’nun reklamında oynamıştım. O zaman tek TV kanalı vardı. O’da TRT’ydi. Herkes beni o reklamdan tanıdı. O reklamdan sonra  ‘Gamzeli  Kız’ diye ismim çıktı. Sonra da Kelebek’in fotoromanlarında yer aldım. Şimdi nasıl diziler takip ediliyorsa o zaman da fotoromanlar öyle popülerdi. Hemen ardından sinema filmi teklifi geldi. Acaba olur, olmaz gibi bir düşünceye dalmıştım. Rahmetli Oksal Pekmezoğlu beni ikna etti, ‘Sen bu kadar fotoromanda oynadın, reklam filmlerinde yer aldın. Neden olmasın, bence çok yakışacaksın’ dedi. Abdullah Şahin ile Ahu Tuğba’nın rol aldığı ‘Şaşkın Milyoner’ ilk filmim oldu. Ondan sonra ben de sinemayı sevdim, sinema da beni... Halkımız da sevmiş ki arka arkaya film teklifleri geldi. Önce Bahar Öztan ismi değil de ‘gamzeli kız’ demeye başladılar. Sonra basın beni yazmaya başladı. Tabii ki o zaman daha çok tanındım.

PEKİ İLK FOTOROMANIZI KİMİNLE OYNADINIZ?

1980 yılında ‘Çarli’nin Melekleri’isimli fotoromanda oynadım. Bu fotoromandan hemen sonra rahmetli Barış Manço ile de aynı fotoromanda rol aldım.

SİNEMAYA ARA VERDİĞİM İÇİN PİŞMAN OLMUŞTUM

PARLAK BİR DÖNEMİNİZDE SİNEMAYA NEDEN ARA VERDİNİZ?

1993 yılında evlendikten sonra oyunculuğa ara verdim. Çok küçük yaştan beri çalıştığım için yorulmuştum. O arada da artık çok film yapılmıyordu. Daha yoğun bir şekilde sahneye çıkıyordum. Her gittiğim yer bir daha istiyordu beni ve sürekli turnedeydim. Evlendikten sonra çocuk olunca, kendim istemedim. Sonra eşimle Amerika’ya gittik. 6-7 yıl Florida’da yaşadık.” O dönem tüm zamanını oğlu Yiğit’e ayıran oyuncu, “Oğlumla ilgileniyordum. O da küçüktü... Dolayısıyla onunla o kadar haşır neşirdim ki hiç düşünmedim setlere dönmeyi. Oğlum 15-16 yaşına gelince oyunculuğu düşündüm. 2008 gibi Türkiye’ye dönmüştüm, 2 dizide oynadım. Onlar şansımıza uzun soluklu olmadı. Sonra ‘Yeşilçam Sokağı’ diye bir program sundum” 

SİNEMAYA ARA VERDİĞİNİZ İÇİN PİŞMANLIK DUYDUNUZ MU?

Evet… Kesinlikle çok pişman olmuştum. Ne olursa olsun işimi bırakmamalıydım. Evlenmeden evvel iş kadınıydım. Otelim vardı onu işletiyordum. Bir tarafta sinema, diğer tarafta sahne vardı. Evlendim, bir de çocuğum olunca her şeyi bırakmak zorunda kaldım.2007’de Türkiye’ye geri döndük.2008’de eşimden ayrıldım. Sonra işime dönmek istedim , 1-2 dizide oynadım ne yazık ki o diziler de reytig kurbanı oldular. Yani uzun sürmedi.

BEN SAHNEDEN PARA KAZANDIM 

YEŞİLÇAM’DAN PARA KAZANDINIZ MI?

Allaha çok şükür kazandım, ancak sinemadan değil. En iyi parayı sahneden kazandım.1987 yılında ilk kez İzmir Fuarı’nda İbrahim Tatlıses ve Bülent Ersoy ile aynı sahneyi paylaştım. Yurt içi ve Yurt dışında konserlerim oldu. Ben de sahneden kazandıklarımı değerlendirdim. 1991 yılında Bodrum’un Yalıkavak'ta otel iletmeye başladım.

BİRÇOK YEŞİLÇAM EMEKTARI ZOR DURUMDA NELER SÖYLEMEK İSTER SİNİZ?

Bu sorumuz karşısında gözleri doluyor… Evet maalesef zor durumda olan birçok emektar oyuncu arkadaşımız var. Bu durum karşısında ne diyeceğmi bilemiyorum. Sinemaya yıllarını vermiş, tam bir sinema aşığı olan bu arkadaşlarımız böyle yaşamayı hak etmiyor.  Birçok dizi ve sinema filmi çekiliyor. Onlara da yer verilirse hayatlarını biraz daha rahat bir şekilde idame edebilecekler.

ESKİ İLE YENİ OYUNCULAR ARASINDAKİ FARK NE SİZCE?

Yeni oyuncular çok şanslı, çok güzel imkanlara sahipler . Bizim dönemimizde oyuncular kıyafetlerini kendi alıyordu. Makyajımıza kadar kendimiz yapıyorduk. Sinema severler bizleri evlerinin birer ferdi gibi görüyordu ve bizi inanılmaz seviyordu. Hala da öyle devam ediyor. Bizim sevenlerimiz, yenilerin ise fanları var.

CÜNEYT ARKIN’DAN KEMAL SUNAL’A BİRÇOK ÜNLÜ İSİMLE BAŞROL OYNADINIZ, PEKİ ÇOK İSTEYİP TE BİRLİKTE OYNAYAMADIĞIZ OYUNCU VAR MI?

Yeşilçam’da birçok jön ile başrol oynadım. Ancak Uğur Yücel ile birlikte hiç oynamadık. Onunla birlikte oynamak istemişimdir.

KARTAL TİBET’İ KIZDIRMIŞTIK

BUGÜNE KADAR HİÇ UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZI BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?

O kadar çok anım var ki… Bunların içinden size rahmetli Kemal Sunal ile olan bir anımı paylaşayım. ‘Doktor Civanım’ filminin setindeydik. Merhum Ayşen Gruda’yı çok severdim. Nurlar içinde uyusun… Onunla hep iyi anlaşırdık. Köy meydanındaydık. Çekimler başlamıştı. Rahmetli Kemal ile Yadigar Ejder, benimle evlenmek için güreşeceklerdi. Etraf kalabalıktı. Ayşen Gruda ile o sırada muhabbete başlamıştık. Filmin yönetmeni geçtiğimiz aylarda yitirdiğimiz merhum Kartal Tibet ikimize sesleniyormuş. Öyle koyu sohbet içindeydi ki seslendiğini duymadık tabi. Kartal Tibet, bakıyor olacağı yok eline aldığı hoparlörle ‘Sakın kıpırdamayın orada yaş balık giibi durun’diye bağırmıştı. O günü hiç unutamıyorum.

Bu keyifli röportaj için çok teşekkürler Bahar hanım…

Ben teşekkür ederim Habib bey