O BASIN DÜNYASININ PAPATYASI 

FUNDA AKOSMAN ERMAN

RÖPORTAJ: AZİZ KARATAŞ

Değerli meslekdaşım ve yazar Funda Akosman Erman, baba mesleği olan gazeteciliğe gönül verdikten sonra Önce Vatan Gazetesi bünyesinde Papatya dergisini çıkartmaya başlamış farklı zamanlarda farklı ulusal kanallarda yıllarca ‘Papatyalı Sabahlar’ adında televizyon programları üretmiş. Bu programlar sırasında ülkemizin sanat  kültür ve iş dünyasındaki en ünlü isimlerle bir çok röportajlar gerçekleştirmiştir. Şu anda hayatta olan ve aramızda olmayan bu ünlü kişilerin röportajlarından derlediği ve geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkartmış olduğu Papatyamın yaprakları adlı kitabı için bir araya geldik ve bir röportaj gerçekleştirdik, biz bu röportajı yaparken çok eğlendik inanıyorum ki sizde okurken çok eğleneceksiniz.

Funda Hanım Merhaba; Kitabınız ‘’Papatyamın Yaprakları’’ kitapçılarda yerini aldı, onunla ilgili sorularımıza daha sonra geçeceğim. Biz sizi çok iyi tanıyoruz ama bu röportajı okuyacak olan okuyucularımız sizi daha iyi tanımaları için bize Funda Akosman Erman’ı anlatırmısınız. Funda Akosman Eman kimdir, nasıl bir çocukluk geçirdi, ve bugünlere gelmesindeki kilometre taşlarında neler oldu, yani okuyucularımız sizi tanıyabilirler mi?

Çok teşekkürler güzel sözleriniz için. (Gülümsüyor) Kitabım için çok heyecanlıyım, bir hayalimi daha gerçekleştirmenin gururunu yaşıyorum, şükür. 

Ben çok şanslıyım çünkü muhteşem bir ailem var. Bizim yemek sofralarımızda babamın bitmeyen tarih anlatımları, ATA’larımız hakkında , günlük ekonomik, siyasal, sanatsal, kültürel konulardaki sohbetlerimiz küçüklüğümden beri öyle donanımlı olmamı ve hayata geniş bir perspektiften bakmamı sağladı ki, insanlara yardım etmeyi, sevmeyi, taş atana bile ekmek vermeyi, sonuna kadar mücadeleyi babamdan deneyimleyerek öğrendim. Ben gazete kokusuna doğdum, gazetecilik baba mesleği evet ama ben zaten merak eden ve öğrenmeye çok aç bir insanım, çok çözüm odaklıyım ve bir konuyu dibine kadar araştırıp anlayıp çözmezsem rahat edemem, yapım böyle, yani elimden kurtulmaz bir şey , tuttuğumu koparırım. Tüm bunları da büyük bir naiflikle, insanların gönlüne dokunarak sevgiyle yaparım çünkü annemden koşulsuz sevgiyi öğrendim, müthiş anaç fedakar bir annem var, Allah onlara uzun ömür versin, başımızdan eksik etmesin inşallah. Herkesin derdini dinleyip çare bulmayı öğrendim, daima insanların mutluluğu ile mutlu olmuşumdur. Kalbi sevgiyle dolu bir insanım. Canım oğlum ve biricik kızıma çok iyi anne olduğumu düşünüyorum en azından çabam bu yönde, yavrularım, hatta arkadaşları çevremiz ve kendi ailem de, anneliğim konusunda beni şımartırlar, sağ olsunlar. Ben henüz 2 yaşındayken çocuklarımı ve arkadaşlarını, kendi arkadaş ve akrabalarımın çocuklarını tiyatroya götürürdüm toplayıp, sağlıklarını takip ederim, düzenli kontrollerini bırakmam. Ben önce anneyim. Seviyorum aşırı ilgilenmeyi ama biliyorum ki kendi başlarının çaresine de bakacak durumda olmalılar. İnsan yetiştirmek sanat bence.

Çocukluğum mutlu geçti, bir erkek kardeşim var, hayallerimizi konuşur bazen dalaşır, dalıma basardı. Biz sokakta saklambaç oynayan, evde bebeklerle evcilik oynayan son nesiliz sanırım. Kilometre taşlarım hep ailem olmuştur, örneğim ışığım...

Funda Hanım ‘’ Papatyamın Yaprakları’’ kitabında tam olarak neler var ve siz bu kitabı çıkartırken tam olarak amacınız neydi? Bu kitaptaki röportajları yaparken unutamadığınız anılardan bize örnekler verebilirmisiniz.

Papatyamın Yaprakları kitabım 20 yıllık gazetecilik, dergicilik ve televizyonculuk hayatımın bir özeti oldu. Kitabın içinde gerçekten çok özel ve değerli isimler var. İnanın böyle beş kitap daha çıkar, o kadar çok insanla görüşmüşüm ki bir çoğu da öyle kolay ulaşılamayacak insanlar ama ben hiç öyle düşünmem, sanatçılara, eğitimcilere, doktorlara çok büyük saygım var elbette tüm meslek dalları özel ve her insan biriciktir. Benim dostlarım ise en büyük hazinemdir, bunu hep söylerim. Tüm insanların eşit olduğunu, en önemli olgunun insanın yüreğindeki sevgi olduğuna inanırım, benim için en yüksek merci kalbi en çok sevgiyle çarpan insandır. Herkesle iletişim kurabilirim çünkü ben gerçeğim, içim dışım birdir, heyecanımı direkt karşımdaki alır, paylaşmayı hele sosyal sorumluluk projelerini çok severim. Şükür ki çok kez gerçekleştirdim dostlarla el ele. Kitabımda çok ünlü,başarılı Nobel ödülü almaya aday, Çapa Tıp Fakültesinde 2 dönem dekanlık yapmış, vatandaş için çalışan cesur yürekli ve beni küçükken, yanlış bir teşhis ardından ameliyat ve belki hayatımı kurtaran hocaların hocası Prof. Dr. Faruk Erzengin büyüğüm var, buluşu ile tıp tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Artık kalbe stend takmaya gerek kalmadı, biliyorsunuz risk de taşıyor, hocamın ve ekibinin buluşu ile hap ile damarlar açılıyor. Binlerce hastası teşekkür ediyor, hatta adına türküler yazıldı. Bunu ve neler yapılması gerektiğini , hangi yiyeceklerin nasıl iyi geleceği yazıyor kitapta. Galatasaray camiasından tanıdığım ayaklı ultrason gibi size bakınca ne rahatsızlığınız olduğunu söyleyebilecek kadar tecrübeli dikkatli duayen doktorumuz Prof. Dr. Özer Pala hocam bağışıklığımız kuvvetli olsun diye hangi vitaminleri ne ölçüde, kimin ne kadar alması gerektiğine kadar detaylı anlatımı var. Yani bu kitabı okuyup sağlığına da kavuşabilir insanlar ... Canım doktorumuz iki çocuğumu da sağlıkla, sakince büyütmeme destek olan çocuk doktorumuz Prof. Dr. Sırrı Bektaş bebeğimizin ilk bin günü ve dahası ile bilgiler veriyor, özetle bir baş ucu kitabı elinizdeki eser.

Çok ama çok değerli duayen sanatçılar Türk popunun efsanesi rahmetli Erol Büyükburç, beni çok severdi, televizyon programıma cıngıl yapmıştı, her etkinliğimizde yanımızda oldu... rahmetli Nihat Nikerel usta, ilk televizyon programımı onunla yapmıştım, cesaret vermişti... ustaların ustası Nejat Uygur, en son röportajını bana vermişti, en özel duygularıyla ve bende hem muhteşem söyleşileri hem de en nadide anılarımızı bu kitapla ölümsüz hale getirdim. Müziğin divası Aysel Gürel ile öyle ince hassas samimi söyleşi... Dev isimlerle, Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray, müthiş sanatçı Cihan Ünal, aşk adamı Soner Arıca, büyük hoca sanatçı Haldun Dormen ile evinde gerçekleştirdiğimiz çok özel röportaj yine Galatasaray camiasından tanıdığım şahane gazeteci Atatürk sevdalısı Orhan Karaveli ile bir döneme, tarihe ışık tutan söyleşilerimiz ve hiç bir yerde bulamayacağınız Türk siyasi ve edebiyat tarihinin dev isimleri ile en özel anıları ve çok daha fazlasını bu kitaba sığdırdım. Okuyanlara her açıdan fayda sağlayan, baş ucu niteliğinde bir kitap olsun istedim, geniş yelpazesi ile öyle de oldu sanırım. En çok da çocuklarıma miras olsun istedim, gelecek nesillere. Bu şemada hoş bir Seda bırakmak önemli olan, bir iz bırakabilmek. Allah’a şükürler olsun ki, tanıyan, bilen dostlar adım geçtiği anda, yüzlerinde gülümseme, gözlerinde bir ışık, kalplerinde sevgi, sevinç oluşur, bunca aldığım ödülün içinde en anlamlısı işte dostlarımın güvenine erişebilmektir beni mutlu eden ...

İşteki başarılarınızı biliyoruz bir kız bir de erkek evlat annesisiniz, peki Funda hanım evde nasıl bir kadın, yemek yapmayı, ev işlerini sever mi, kısaca evde ki Funda ile işteki Funda’nın arasında nasıl bir farklılıklar var? 

Başarılı bulan herkese ve her kuruma çok çok teşekkürler ederim, evde ödül koyacak yer kalmadı sağolsunlar ama gönüllerde yer almak en büyük hazine benim için.

Şükür bir Kızım, bir oğlum var, Allah herkesin evladına hayırlı ömürler versin, bahtları güzel olsun inşallah. Elbette ben gibi deli bir anne yavruları için koşturur, yaşları kaç olursa olsun. Ben çok yoğun çalışma tempomda bile, o dönem kendi televizyon kanalımız vardı, hem yönetici hem program hazırlayıp sunuyor, hem günlük gaZete, hem aylık Papatya dergimizi hazırlıyordum ama her aşaması ile komple ilgilenerek, işte sabahladığım çok olmuştur ama yine de yardımcı bayan evimize girmedi, hep yemeklerimi kendim yaptım, çocuklar sevgiyle şiştiğini hemen anlar. Sabah erkenden kalkar ilk önce yemeklerimi yapar sonra hayatın akışına karışırım. Sağlıklı beslemeye çok önem veririm, dinlerim öğrenirim uygularım zaten televizyondaki hazırlayıp sunduğum sağlık programları ile bilgim oldukça pekişti. Evde turşumu, bahçemizdeki elmadan sirkemi, reçelimi, kışlık domatesimi, yoğurdumu sevgiyle yaparım, mutfakta üretmek terapi gibi benim için, yaratıcılık şahane ve çok mutlu oluyorum elbette ki yansıyor . İşte yerine göre samimi yerine göre mesafeliyimdir. Duayen gazeteci Orhan Karaveli ağabeyim,’ sen çok iyi bir gazetecisin, hem samimi hem mesafelisin, olması gerektiği gibi ‘ demiştir. Çalışanlar ile abla kardeş ilişkim vardır, çok severler beni sağolsunlar. Yıllar önce çalışan hatta yurt dışına gidenler bile arar, gelir ziyaret eder, hiç kopmayız, canlarımdır onlar. Evde zaman geçirmeyi çok seviyorum, çok huzurluyum.

Sizin çok iyi bir gazeteci ve televizyoncu olduğunuzu biliyoruz ama bunun dışında da bir çok yetenekleriniz var, bize onları da anlatabilir misiniz? 

Ben küçüklüğümden beri hisleri çok güçlü olan biri oldum hep. Telepatim, duru görüm, işitselliğim, rüyalarım çok baskın oldu, sıkıntısı olanları hep hisseder yardım etmeye çalışırdım ama yine de bu psişik alandan uzak kalmaya gayret ettim uzun yıllar. Ancak öyle bir noktaya geldim ki, hayat öğretti diyelim , bu yeteneklerin bana Allah’ın bir lütfu olduğunu, benim bir misyonum olduğunu anladım , kendimi açtım ve ondan sonra her şey hızla gelişti zaten bir çok eğitim almıştım, deneyim yaşamıştım. Yaşam koçluğu, astroloji, Axessss bars, Teta healing ve daha başka konularda da eğitim aldım uygulayabilirim ama en çok Bio enerji ve pandülü kendime yakın buldum. Eğitimler veriyorum ve bu eğitimi alanları yetkili kılıyorum öğretiyorum ve artık kendileri yol alabiliyorlar kendileri ve çevrelerine faydalı oluyorlar, müthiş bir deneyim gerçekten ve yaşam değişiyor, bakışınız anlayışınız değişiyor, farkındalık çok güzel bir olgu, pandül de hediye ediyorum ve mutlu ayrılıyorlar . Sonrasında benimle hayatlarında mucizeye yakın olumlu gelişmeleri paylaşınca öyle mutlu oluyorum ki, duygulanmamak elde değil. Allah’a sonsuz şükürler olsun, yaşadığım sürece insanlık için faydalı çalışmalar yapmak istiyorum nasipse.

Biliyoruz ki şu anki mesleğiniz aileden gelen bir devamlılık, eğer gazeteci yada televizyoncu olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz.

Ben mesleğime aşığım, çok farklı insanları tanıma imkanı sağlıyor , bilgim heyecanım her gün artıyor başka bir meslek sahibi olsaydım sanırım eğitimci olurdum çünkü öyle sananlar da oluyor. Ama işimi çok seviyorum. Çok meşakkatli ne gecesi ne gündüzü ne tatili var, hata kaldırma lüksü yok, fedakarlık istiyor ama inanın hiç zor gelmiyor, anında çözüyorum, işim bitmeden asla başka şeyle ilgilenemem. 

Eşiniz de gazeteci sizde gazetecisiniz hatta ailede herkes gazeteci, bu bir avantajmıdır yoksa dezavantajmıdır. siz ve eşiniz işinizi eve de taşıyormusunuz, gençlere bu konuda nasıl bir tavsiyeniz olabilir?

Tüm aile gazeteciyiz bence avantaj çünkü birbirimizin dilinden anlıyoruz, en aktif benim, babamın izinden gidiyorum, ülkemi çok seviyorum. Basın önemli bir güçtür. Benim çocuklarım aşırı çalıştığımı gördükleri için bu meslekten uzak durdu ama eğitimini aldırlar, isterlerse yapabilirler. İletişim her şeydir . 

Funda hanım; dijital çağın başlaması ile bütün dünyada sayısız gazete ve dergi yayın hayatına son verdi, bu sizi ve gazetenizi nasıl etkiliyor. Gelecekle alakalı bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Dijital çağın yaklaşması kaçınılmazdı ama sandığımızdan daha hızlı geldi, ben elime gaZeteyi alıp o kağıt kokusunu içime çekmeyi ve dokunmayı seviyorum. Teknolojinin nimetlerinden ve hızından hangimiz yararlanmıyoruz ki! Gelecek dijitaldir bunun için bu alana kaymalı. Web sayfamız daha çok takip ediliyor zaten www.oncevatan.com.tr ve sosyal medya olağanüstü herkes hemen her şeyden haberdar olabiliyor, İnstagram hesabımdan hem özel hem iş hem güncel gelişmeleri paylaşıyorum. 

Yeni yetişen basın yayın okumuş bir çok genç piyasalarda artık iş bulamıyor, o gençlere nasıl bir tavsiyeleriniz olabilir.

Gençlere tavsiyem tabi ki çok çalışmaları, gündemi mutlaka takip edip duyarlı olmaları toplumsal olaylara ve aşkla işlerini yapmaları, kendilerini geliştirmeleri çok önemli, rekabet çok olduğu içinde hep daha fazla yatırım yapmalılar kendilerine, bir de iyi görmeliler olayları, burunları iyi koku almalı, bu da yetenek, tecrübe ile desteklenir. Bir konuda da uzmanlaşmalarını öneririm.

Funda hanım vermiş olduğunuz samimi cevaplar için size çok teşekkür ederiz. Bizim aklımıza gelmeyen ve size keşke bana şunu da sorsalardı da o konuda da cevap verseydim diyeceğiniz bir şey varmı? Yani bize son olarak neler söylemek istersiniz?

Sizin bu çok naif röportajınız için çok teşekkür ederim, sizi ben ve tüm camia çok başarılı buluyor, iyi ki bizimlesiniz. Son olarak şunu söylemek isterim; sevgi mucizedir. Korkmadan karşılıksız sevin. Ülkemizi daima sahiplenelim , Atatürk ilke ve inkilapları ışığında bu cennet vatanda kardeşçe yaşayalım, başka Türkiye yok. 

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…