Gözünü hırs bürümüş sağa sola savaş açarak masum insanları katletmeye marifet zannedip, halkını geri dönmez sokaklara sokup, dünyada yalnızlaştırmakla kalmıyor.

Yeniden o soğuk savaş günlerinin esintileri veriyor.

Tam da Trump delisinden kurtulmuşken başımıza birde Putin çıktı.

Nedir derdiniz?

Nedir savaş sevdanız?

Dünyanın yüz ölçümü en büyük devleti Rusya...

Yeraltı kaynaklarında nerede ise birincisi Rusya...

Petrol, doğalgaz zaten hak getire...

Neyinize yetmiyor.

Neden bu göz yaşına.

Neden bu kanların oluk oluk akmasına sebep oluşunuz.

Elbet ABD denen kapitalistin tehditleri Rusya'yı ürkütüyordur.

Tuzağa düştünüz.

Hem de fena bir tuzağa.

Bu tuzaklar Rusya’yı kıpırdadıkça içine çekilecektir.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski de tuzağa düşen biçarelerden...

Oda Putin gibi ABD ve sözde batılı devletlerin gazına geldi.

Halkını açlık ve sefalete mahkum ediyor.

Bu işin bir kazananı var.

ABD.

Neden mi ?

Hem ezeli ve ebedi düşmanını yoruyor.

Hem ekonomik anlamda kıskaca aldı.

Tekrar NATO’nun varlığını güçlendirmek için güçlü bir fırsat buldu.

Dünyanın jandarmalığında rakipsiz kalabilir.

Rusya’nın savaşı uzattığı her dakika ekonomisi daha da çetrefilli hale gelecek.

Bu operasyon uzar.

Rus halkı ve ekonomisi böyle tecrit altında kalmaya devam ederse halk hareketi ile Putin ve şürekâsı düşürülür, diye düşünüyorum. 

Batının Doğalgaz ihtiyacına alternatifler araması ve Rus gazına olan mahkumiyetinin önüne geçilmeye çalışılacaktır.

Batının iki yüzlü ve sözde insani yardımlarının safsatadan ibaret olduğu görülecektir.

TÜRKİYE 

Memleketimiz bu süreci en az zararla atlatmaya çalışması en doğal politikamız olmalıdır.

Çünkü iki tarafa da komşu olmamız hassas dengeler gözetildiğinde ustaca manevraları gerektirmektedir.

İkinci Dünya savaşında gösterilen( bazı cenahlarca da eleştirilse de)tarafsız kalmak en doğal refleks olmalıdır.

Bu süreç doğru yönetilirse Irak İran savışında ki gibi ekonomimizi besleyebiliriz . 

(Gerçi o savaşta bizi zorladı ve yordu.)

Elbette savaşın zorlukları ekonomiye yansıyacak.

Bu kaçınılmaz ama Rusya’ya bu yaptırımlarda aktif rol almaz isek bizim üzerimizden ciddi bir akış olabilir.

Birde sosyal mecralarda ve basının içinde ciddi Rusçuluk yapan kitlenin varlığını da göz ardı edemeyiz.

Bu kitleler Putin’in, Amerikan emperyalizmine karşı mücadele ettiğini öne sürerek sözüm ona Putin’i  şirin göstermeye çalışmaktadırlar.

Netice-i Kelam: Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü ile yazımın bu kısma son vermek istiyorum.

“Savaş mecburi kalmadıkça cinayettir.”

##

Okuduğum bir yazıdan alıntıdır. 

Huzur evinin müdürü, emekliliğini beklediği son günlerin birinde, en kıdemli  çalışanını yanına çağırır ve merakla:

"Payidar abi...Bundan otuz sene önce işçi alımı konusunda çok sıkıntılar çektiğimiz zamanları çok iyi hatırlarsın...Aldığımız işçilerden, huzur evindeki yaşlı insanlara kötü davrananlar oluyordu...Bizde neredeyse gün aşırı işçi değiştirmek zorunda kalıyorduk...Ben bıkıp usanmıştım yanlış işçi seçimlerinden...Ve bir ara sana bıraktım....Görevi sen üstlendin...Sen hangi işçiyi aldıysan, o günden bu güne tek bir sıkıntı çekmedik...Yaşlılarımıza da çok iyi davrandılar...Merak ettiğim şu; sen neleri göz önünde bulundurarak onları işe aldın?..

Nasıl bu kadar isabetli kararlar verebildin?...Nasıl bir tecrübedir bu? -"diye sorar.

Payidar efendi, müdürün sorularından sonra, bulundukları  odanın camına sabitler bakışlarını...Huzur evinin avlu kapısından, binaya kadar olan patika yola derin derin bakar...Sonra eliyle o patika yolu göstererek  işaret eder.

 -"Evet müdürüm çok iyi hatırlıyorum o günleri...Biz o zamanlar işçi için gazeteye ilan verdiğimizde, iyi ve buradaki yaşlı insanlara asla zarar vermeyecek incelikte gönlü güzel insanlar bulmayı umuyorduk....Siz bu görevi bana verdiğinizde, bu patika yolun sonunda binanın kapısında bekledim her bir başvuru yapan işçiyi... Bilirsiniz patika yol baştan sona karınca yuvalarıyla doludur...Ve binlerce karınca patika yola serilmiş gibidir...Başvuru için gelenlerden kimisi yuvaları ve karıncaları göz göre göre ezerek geçerdi. Kimisinin  ise karıncaları ezmemek için  yolun kenarındaki taşlara basa basa yürüdüğünü gördüm...O an dedim ki kendi kendime; yürüdüğü yolda karıncayı ezmemeye bile özen gösteren insan, yaşlı insanları hiç incitir mi?...Yani tecrübeyle alakası yok müdürüm....Çok şükür....Doğru tercih yapmışım... - "

Kurumlarda insan kaynakları sürecini doğru yönetenlerin kazanmaları kaçınılmazdır.

Bakınız şirketlerde,  okullarda  ya da orta ölçekli kurumlarda işe alım ve personel rejimini doğru yönetenler  başarılı olması kaçınılmazdır.

Tabi ki iç güdüsel alımlar olmalı...

Lakin bilimin ve akademinin yönlendirmeleri de göz ardı edilemez. 

Başarı isteyene,  makam...

Makam isteyene, para...

Para isteyene, övgü...

Övgü isteyene, yergi...

Verirseniz başarılı olmanız mümkün değildir.

Unutmayalım ki bazı insanlar CEO  ya da genel müdür de olsalar duygularını iş alım sürecinin içine kattıkları dünya da başarılı olmaları mümkün değildir.