NEDRET HOTUN

İyi gözlemle yapılan her yolculuğun aydınlanmasını yaşamlayarak ne kadar çok ülke, kültür ve medeniyet görürsem o kadar zenginleşip artıyorum.  

Dünyada eş zamanlı milyonlarca hayat yaşanıyor. İstanbul’un gerçeği ile Nepal’in gerçeği aynı anda ve aynı sürede yaşansa bile birbirini tutmuyor. Dolayısıyla gittiğin yerdeki gerçeği bilmen, tanıman, dokunman, koklaman,  o gerçek ile yüzleşmen gerekiyor. Hayat da böyle bir şey zaten.


İspanya  17 özerk bölgeden oluşan bir krallık ve bu özerk bölgelerin coğrafyasından, insanına kadar çok farklı özelliklere sahip bir Avrupa ülkesi. Özerk bölgelerin, kendi parlementosu ile anayasası mevcut. Katalunya, Valensiya, Galiçya, Balear Adaları’nda İspanyolca olan resmi dilin yanında kendilerine ait diller de konuşuluyor.  

Edirne'de "Kakava ateşi" yakıldı Edirne'de "Kakava ateşi" yakıldı

İspanya denilince aklıma futbol, flamenko, fiesta, siesta geliyor.  Her ne kadar hayvan haklarına aykırı olsa da insana rahatsızlık veren boğa güreşleri diye bir gerçek ve kültür var. Boğa güreşleri İspanya’da 2000 yıllık bir geçmişe sahip. Bu kültürü merak ediyorsanız, Endülüs’te izini sürebileceğiniz çok sayıda boğa güreşi arenaları, müzeler mevcut. Hatta tapas  yemek için gittiğim bir restorantta  doldurulmuş boğa kafaları, matador fotoğrafları, seramik tablolarıyla kendimi bir anda 17-18. yy’da  yemek yiyor gibi hissetmiştim.

Salvador Dali Müzesi İspanya'nın Katalonya bölgesine bağlı Figueres kentinde bulunan bir sanat müzesi. Burada gömülü bulunan İspanyol ressam Salvador Dalí'ye adanmış yapı dünyanın en çok ziyaret edilen sanat müzeleri arasında yer alıyor.

YEMEK KÜLTÜRÜ 

İspanya tapaslarıyla meşhur bir ülke. Tapas bir yemek, sunum şekli. Meze tabağı ebatlarında sunulan yemeklere tapas diyorlar.  Paella pirinç üzerine deniz mahsülleri, et, tavuk  veya sebze şeklinde sunulan bir yemek çeşidi. Et restorantları oldukça meşhur, bir Akdeniz ülkesi olmasına rağmen gördüğüm kadarıyla balık restorantları çok revaçta değildi. 

MADRİD

Madrid İspanya’nın ticaret ve kültür başkenti. 400 sene öncesinden kurulu şehir İspanya’nın Castia La Mança özerk bölgesinde bulunuyor. Tüm İspanya’nın uluslararası ilişkileri Madrid’ten yönetiliyor.  Kraliyet sarayı Madrid’de bulunuyor ancak kral şehrin dışında bir yazlık sarayda ikamet ediyor. 1936-39 iç savaşından sonra Franco tüm yetkileri eline alıp öldüğü yıla kadar(1975) ülkeyi dikta rejimiyle yönetmiş. Öldüğü zaman yerine kimse geçmemiş 1978 yılında kral geri çağrılmış, demokrasi ilan edilip, partiler kurulmuştur. O günden beridir de İspanya 1978 yılı anayasasıyla sembolik bir krallıkla yönetiliyor. 

BARCELONA

Barcelona İspanya’nın kuzeydoğunda bulunan bir liman şehri. Katalonya özerk topluluğunun da başkenti. Şehir zengin kültürel mirası ile günümüzde de önemli bir kültür merkezi ve en önemli turizm merkezlerinden biri. Özellikle UNESCO Dünya Miras Alanları olarak kabul edilen Antoni Gaudi ve Lluis Domenech Montaner’in mimari eserleri ile öne çıkmaktadır. 

La Sagrada Familia (Kutsal Aile) modern mimarinin öncülerinden sayılan Antoni Gaudi'nin 1883 yılında devraldığı fakat 1926 yılında bir tramvayın altında kalarak ölmesi sonucu yarım kalan bir bazilikadır.

Gaudi'nin ölümüne kadar %15-25'i tamamlanmış olan bazilikanın yapımı halen devam etmektedir. Halk arasında bitmeyen kilise olarak da biliniyor. 1882 yılında halkın yardımlarıyla yapımına başlanan mimarinin bitmemesinin nedeni hala sembolik olarak halkın yardımlarıyla yapımına devam edilmesi ve Gaudi'nin karmaşık mimari tarzının çözülmesinin güçlüğüdür. 

Barcelona dünyanın futbol ve basketbol gibi en büyük kulüplerinden birine de kendi ismiyle ev sahipliği yapıyor.  

Barcelona fuarlar şehridir, dünyaca ünlü bütün markaların ilk Avrupa lansmanları burada gerçekleşiyor. Tarih kokan bu canlı renkli şehrin çekirdek kısmını Gotik Mahallesi oluşturuyor.

VALENSİYA

Akdeniz kıyısında Katalan bölgesinde yer alan Valensiya İspanya’nın 3’üncü en büyük liman kenti. Burası dünyaca ünlü Las Fallas ve La Tomatina (Domates Savaşı) festivalleri yapılıyor.

Valensiya’da yer alan ‘Sanat ve Bilim Şehri Kompleksi’ modern mimarinin en çarpıcı örneklerinden biri sayılıyor. Kentte defalarca sel felaketlerinin yaşanmasına neden olan Turia Nehri’nin eski yatağı üzerine inşa edilen 6 büyük yapıdan oluşan kompleks Santiago Calatrava’nın tasarımı ile  2009 yılında açılmış.

TOLEDO

Toledo, Orta İspanya'da Madrid'e 70 kilometre uzaklıkta, Kastilya-La Mancha bölgesinin başkenti. Şehrin çevresi Tajo Nehri ile çevrili. Ünlü yazar Cervantes'in de burada yaşadığı söyleniyor. Cervantes Don Kişot romanını bu topraklarda kaleme almış. Hristiyan, Müslüman ve Yahudi birçok topluma ev sahipliği yapan şehir adeta İspanya'nın kültür başkenti.

Toledo’nun alınması fethedilmesi hep çok zor olmuş. Şehrin tarihi Madrid’ten de eskiye gidiyor ve iyi korunmuş. Bugün Avrupa’da Vatikan’dan sonra ikinci dini önemi olan şehir. Katolik Hıristiyanlar açısından Vatikan neyse, din adamları açısından Toledo odur. Yaklaşık 1500 yılı aşkın süredir dini toplantılar burada yapılıyor. 4. yüzyılın sonlarına doğru din adamlarının konaklaması için Toledo bölgesinin çevresinde malikaneler yapılmış. Çok eski yapılardan oluşan bu evlerin bahçelerinde insanlık tarihi ve inanış biçimi var olduğundan beri kutsal sayılan badem ağaçları bulunuyor. 

Kuzey İspanya’dan getirilen metaller Taho nehrinin suyuyla dövülerek  çelik haline getirilip  kılıç yapılıyor. Ortaçağı yansıtan dönem filmlerinde kullanılan ekipmanlar burada hazırlanıyormuş. 

SEGOVİA

Segovia İspanya’nin Castile ve Leon özerk bölgesinde yer alan tarihi bir şehir. Orta Çağ’dan kalma Alcazar Sarayı ve ünlü Segovia Su Kemerler’ine sahip. Bu kemerler Frio nehrinden Segovia ‘ya 16 km boyunca su taşımış,  hala ayakta ve sapasağlam duruyor.

Küçükbaş hayvancılığın  yaygın olduğu Segovia  kenti yavru kuzu ve domuzlarıyla meşhur. Şehrin girişinde çoban simgesi bile var. Bölgedeki en eski Roma kentlerinden olan şehir dağlık ve taşlık bir bölgede konumlanmış. Şehirde Word Disney’in amblemine kuleleriyle ilham olmuş Alcazar Sarayı bulunuyor. 

ENDÜLÜS VE ŞEHİRLERİ

Endülüs 1 ve 2. Yüzyıllarda İber yarımadasında Müslümanların yönetimi ve kültürel etkisi altındaki bölgeye verilen isim. Emevi komutanı Tarık Bin Ziyad’ın kıtaya adım atmasıyla büyüyen Müslüman kitle bölgeye hakim olmanın yanında Avrupa’ya birçok mimari eserler bırakmış bilim, sanat ve eğitimin çeşitli alanlarında önderlik etmiştir.

CORDOBA

Endülüs Özerk Bölgesi’nde yer alan Cordoba ilk olarak Romalılar tarafından kurulmuş tarihi bir kent. 8. Yüzyılda Endülüs Emevileri tarafından ele geçirilen kent devletin başkenti ilan edilmiş, uzun yıllar Müslüman Arapların egemenliğinde kalmıştır. Günümüzde dahi Cordoba’da İslam etkilerini görmek mümkün.

CORDOBA KATEDRALİ

İslam sanatının Endülüs bölgesindeki en etkili yapılarından biri olan Cordoba Cami ilk olarak 785 yılında Emir Abdurrahman tarafından yaptırılmaya başlanmış. 987de tamamlanan, kentin en önemli simgelerinden biri olan cami toplam 23 bin metrekarelik alanda yer alıyor. Avlusunda portakal ağaçları olan, 1000 sütunlu, 30.000 kişilik camiye, kentin Hıristiyanların kontrolüne geçmesinden sonra aslı bozulmadan çeşitli ilaveler yapılmış ve o zamandan sonra katedral olarak kullanılmaya başlanmış.

SEVİLLA

Zengin ailelerin zaman içinde Sevilla’ya zengin parklar ve saraylar yaptırması ve halka armağan etmesi şehri muhteşem kılmış. 1492’de Sevilla düşünce buradaki Arap medeniyetinden kalan eserler Hıristiyanlıkla uyum içinde kendi kültürlerinde kullanılıyor. Müslümanlar’ın Portekiz ve İspanya topraklarında bıraktığı Alcazar’ların (kale-bahçe-saray kompleksi) en iyi örneği Seville’da. 

Sevilla Katedrali dünyanın en büyük gotik katedrali olma özelliği taşırken Christof Colomb’un mezarı Sevilla Katedralinin içinde yer alıyor. 

MALAGA

ispanya’nın en önemli ressamlarından Pablo Picasso’nun doğduğu evi, heykeli, vaftiz edildiği kilise ve tablolarından oluşan galerileri ve müzelerin en güzeli Malaga’da yer alıyor. Ayrıca Malaga Antonia Banderas’ın da doğduğu ve bir süre yaşadığı şehir oluyor ki yereller  bununla fazlaca övünüyor.

Deniz ürünlerinin çokça bulunduğu Malaga Akdeniz havası ve tropik iklim esintileri ile meşhur. Malaga mimarisindeki ince detayları; dantel gibi balkon ve pencereleriyle binaların en naif örneklerine bu şehirde rastlayabilirsiniz. 

GRANADA

Saray denilince, dünyada akla ilk gelen örneklerden olan ve pek çok kişinin ölmeden önce görülmesi gereken yerler listesinin başlarında yer alan Alhambra  Sarayı, Endülüs Bölgesi’nin Grana’da şehrinde yer alıyor. 

ALHAMBRA SARAYI

Alhamra, Granada'ya hakim bir tepe üzerinde, savunma kalesi ve saray olarak yapılmış. Bu yüzden dışarıdan biraz hantal görünüyor. Fakat kale duvarlarının içinde eşsiz güzellikte bir sarayla karşılaşıyorsunuz. O kadar büyük bir alan ki, bahçeleri (Generalife), içerideki farklı binaları (örneğin kilise), sarayları (en ünlüsü Nasrid Palace), beyaz şehir Granada’nın manzarasını seyredebileceğiniz terasları ve kale (Alcazaba) kısmıyla tüm bir günde gezmeyi zor bitirebiceğiniz, Arap Mimarisi’nin en ayrıntılı detaylarını göreceğiniz mekan Alhamra Sarayı. Duvarlarında kırmızı tuğla, damında kırmızı kiremit kullanıldığı için adına da Alhamra, yani ‘Kızıl’ denmiş. 

RONDA

Ronda burayla özdeşleşen ve artık bir ikon haline gelen Puento Nuevo adlı köprüye sahip. Şehrin eski ve yeni kısımlarını birbirine bağlayan, 18.yy’a ait, 120 metre yüksekliğindeki bu köprü tepeden uçsuz bucaksız bir vadiye bakarken, dimdik kayalıklardan aşağı indiğinizde köprünün bir yerlerinden ışığı kırılarak gökkuşağı oluşturan minik bir şelale ile harika bir kanyon görüyorsunuz.

Sağlıcakla, hoşça kalınız.