İSTANBUL - İşletim sistemi güncellemeleri günlük hayatımızda önemli bir yer tutan akıllı cep telefonlarımız, bilgisayarlarımız ve dijital televizyonlarımız için süreklilik arz ediyor. Her yeni güncellemeyle işletim sisteminin hafıza, işlemci ve geçici bellek kullanımı artıyor. Böylece günlük hayatta yoğun olarak kullandığımız eşyalarımızın kullanım ömrü kısıtlanıyor.

‘Planlı eskitme’ denilen teknolojik cihazların ömrünü kısıtlayan üretim politikasını İstanbul Aydın Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutluk Özgüven açıkladı. Özgüven, bunun dev şirketlerin ve küresel piyasaya hâkim konumdaki ülkelerin bilinçli olarak yaptıkları, daha fazla satmak amaçlı bir taktik olduğunu, 1920'lerde Amerika'da planlı eskitme adı verilen bu yöntemin, tüketimi artırıp insanların sürekli firmalara para taşımasını hedeflediğini belirtti.

‘YAZILIMLAR DONANIMLARIN SÜREKLİ YENİLENMESİ İÇİN YAPILIYOR’

Bilgisayar ve iletişim cihazlarının donanımları her yıl iki kat hızlanmakta diyen Prof. Dr. Özgüven, 50 yıldır devam eden bu gelişime Moore Yasası dendiğini ve büyük şirketlerin arasında kararlaştırılmış bir teknoloji geliştirme hızı olduğunu iddia ederek, “Yine de bu cihazları çalıştıran ana yazılım olan işletim sistemleri bunlara uyacak şekilde tasarlanabilirdi. Cihazlarda da hızlı gelişen işlemci ya da bellek gibi bölümler değişip ana cihaz kalacak şekilde tasarlamak, bütün cihazı atmaya gerek bırakmamak mümkün olabilirdi. Aksine gerek yazılımlar gerekse donanımlar bireylerin sürekli olarak bunları yenilemesi amacıyla yapılmaktadır” ifadelerini kullandı.

PLANLI ESKİTMEYLE NASIL MÜCADELE EDİLİR?

Planlı eskitmeyle mücadelenin yollarını anlatan İAÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgüven, “Planlı eskitmeyle iki farklı katmanda mücadele edebiliriz. Bir yandan devlet olarak bir strateji izlerken bir yandan da bunu beklemeden biz bireysel bir yol izleyebiliriz. Devlet, Türkiye ve çevre ülkeler gibi yüz milyonlarca müşteriden oluşan pazara yönelik, ana kasası ve temel parçaları kolayca eskimeyecek, parçaları zamanla ve farklı dönemlerde değiştirilebilecek, böylece çok daha az masraf oluşturacak bir yolu benimseyen sistemler planlayabilir ve üretilmesi için koordinasyon yapabilir. Diğer yandan, geliştirilecek özgür yazılımlarla, eski parçaları değiştirilmese bile tam olarak çalışabilecek ancak performans olarak belki daha yavaş olabilecek, ancak bunu da akıllı yöntemler ve yazılım teknolojisinin gelişmesiyle kısmen kapatacak programların gelişmesi için öncülük yapabilir. Ayrıca bireylerin de yapabilecekleri var. Bunların arasında kuşkusuz çok zorunlu olmayan değişiklikler için mutlaka cihaz ve yazılımlarını değiştirme zorunluluğu hissedilmemesi, toplum baskısına direnilmesi, daha uzun süre kullanmak için cihazların özellikle hareketli parçalarını çok hassas kullanmak, sürekli önlem almak, ekranını korumak gibi yollar bulunmakta. Teknolojik olarak seçeneklerdeyse alınacak yazılımların giderek açık kaynak kodlu olmasına dikkat etmek, açık kaynak kod alternatifleri almak, bulut özelliklerini daha iyi kullanarak daha az verinin cihazlarda bulunması, bu sayede daha yüksek performans göstermesini sağlamak gibi bireysel ek önlemler de alınabilir. Gerek devlet ölçeğinde gerekse birey olarak bilinçli bir yaklaşım elde edildiğinde, çağımızın sömürü yöntemlerinden biri olan Planlı Eskitmeye karşı mücadele edilebilir” diye konuştu.