İSTANBUL - Nişantaşı Üniversitesi Mutfak Sanatları Kulübü tarafından düzenlenen etkinlikte deneyimlerini öğrenciler ile paylaşan Günaydın Et ve Restoranlar Grubu kurucu ortağı Cüneyt Asan, mutfak atölyesine girerek et kesimi hakkında uygulamalı eğitim verdi.

Türkiye’deki birçok şefin eti tanımadığını söyleyen Et Uzmanı Cüneyt Asan, “Et çok önemli ve pahalı bir besin maddesi. Bunu çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Eti çok iyi tanımanız ve hayvanın neresinden hangi yiyeceklerin yapılması gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Bunun yanı sıra etin kalitesini de bilmeniz gerekmekte. Eğer iyi ve kaliteli bir et almazsanız iyi yemek yapmanız zor olur. İyi et almak için de hayvan ırklarını tanımak ve ne ile beslendiğini az çok bilmeniz lazım. Eğer bunları bilmiyorsanız iyi et alamazsınız ve iyi yemek yapamazsınız” dedi.

AMERİKA VE AVUSTRALYA EN İYİSİ

Et ve süt ırkı olarak büyükbaş hayvanların iki kategoriye ayrıldığını kaydeden Cüneyt Asan, “Süt ırkından elde edilen et ile yemek yaparsanız olmaz. Dünyada birçok ülke et işini bir ilim haline getirmiş durumda. Brezilya ve Arjantin çok et ürettiği için dünyada önemli bir konuma sahip. Ama Amerika ve Avustralya dünyanın en iyi etini üretiyor. Çünkü onlar bunu ilim gibi yapıyorlar, tüm ırkları inceliyorlar. Örneğin Japonya’nın Wagyu ineğinin embriyosunu Angus ineğine yerleştirerek çok iyi bir et elde edebiliyorlar. İşte bunu dünyada iki ülke en iyi şekilde yapabiliyor” ifadesini kullandı.

“TARİH BOYUNCA SÜT İNEĞİNDEN ET ELDE ETMİŞİZ”

“Türkiye’de ne Angus ne de Hereford ırkı yok. Bizde rengi siyah beyaz olan Holstein süt ineği var. Tarih boyunca süt ineğinden et elde etmişiz” diyerek sözlerine devam eden Asan şunları söyledi:

“Genetikleri itibariyle süt ırkı hayvanından et elde etmeye çalışırsanız edemezsiniz. Bunlar yaratılışları nedeniyle az et, çok süt verirler. Türkiye et ithalatı yapan bir ülke. Bizim derhal süt ırkı olan Holstein’ı bırakıp, Avusturya ırkı olan Simental hayvan ırkına geçmemiz lazım. Süt ırkı olan hayvanlar beslendikleri zaman günlük 600 gram alıyorlar. Diğer Simental ırk ise 2 kiloya kadar alabiliyor. Tarım ve hayvancılık ülkesi olduğumuz doğru ama böyle bir sorunumuzun olduğu da gerçek. Aslında coğrafyamız küçükbaş hayvancılık için çok uygun. Ama bu sorunların hepsi hayvancılıkta yapılacak bazı düzenlemeler ile giderilebilir.”