Pandemide sağlıklı yaşama yönelik artan bilinçle hareketlenen küresel tıbbi ve aromatik bitki ticareti, bitkisel üretimden sağlığa, kozmetikten turizme kadar çok sayıda alanda ekonomik bir katma değer yaratıyor. Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) tarafından açıklanan güncel verilere göre Türkiye, dünyada 200 milyar doları aşan tıbbi ve aromatik bitki ticaretinden 1 milyar doların altında bir pay alıyor. Dünyadaki tıbbi bitkilerin yaklaşık yüzde 6'sına ev sahipliği yapan Türkiye, bu oranı kısa vadede 1 milyar dolar, 2023’te 5 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı 13 üründe hazırladığı fizibilite ve yatırımcı rehberiyle yerli yatırımcının sektöre ilgisini artırarak Türkiye’nin pazar payını genişletmeyi planlıyor.

ZENGİN BİR FLORAYA VE EKONOMİK POTANSİYELE SAHİBİZ

ürkiye’nin coğrafi konumu, zengin bitki çeşitliliği, ekolojik yapısı ve geniş yüzölçümüyle küresel tıbbi ve aromatik bitki ticaretinde oldukça büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen Talya Türkiye ve Amerika Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı M. Halis Ertaş, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Bitkisel ilaç, bitki kimyasalları, gıda ve katkı maddeleri, kozmetik ve parfümeri gibi alanların hammaddesini oluşturan çok sayıda tıbbi ve aromatik bitki türü açısından oldukça zengin bir floraya ve ekonomik potansiyele sahibiz. Kekik üretiminde dünya lideriyiz. Dünyanın defne ihtiyacının yüzde 90’ını karşılıyoruz. 2021’de bitkisel yağ çeşitleri ve gıda takviyeleriyle küresel ticarette aktif hale gelsek de ihracatta 1 milyar dolar seviyesini bile göremedik. Çörekotu, kuşburnu, kekik ve uçucu yağlar ile çeşitli vitaminler ve ballı karışımlar ihracatta öne çıkarken, Amerika, Pakistan, Türkmenistan, Hong Kong, İsviçre ve Güney Kore gibi farklı coğrafyalardan yüksek talep aldık. Pandeminin etkisiyle bağışıklık sistemini destekleyen, çok yönlü kullanım alanına sahip bitkisel ürünlere artan talep, Türkiye için yeni fırsatlar barındırıyor. Lavanta gibi tek bir ürüne odaklanmak yerine farklı ürünlerdeki potansiyelimizin tümünü harekete geçirip markalı ihracata ağırlık vererek; ülkemizi ilk etapta 1 milyar, 2023’te de 5 milyar dolarlık ihracat hedefinin ötesine taşıyabiliriz.”

PAZARLAMA VE TANITIM FAALİYETLERİNE ODAKLANMALIYIZ

Türkiye’nin küresel tıbbi ve aromatik bitki pazarından daha fazla pay almasının yolunun katma değerli ürünler ile pazarlama ve tanıtım faaliyetlerine odaklanmaktan geçtiğini söyleyen M. Halis Ertaş, “Yaklaşık 20 yıldır sürdürdüğümüz faaliyetler kapsamında Türkiye’nin farklı bölgelerindeki tedarikçilerimiz ve bünyemizde yer alan Bilim Kurulumuzla güç birliği yaparak geliştirdiğimiz katma değerli ürünlerimizi dünya pazarlarına ulaştırıyoruz. Sadece hammadde ihracatına odaklanmıyor, Talya markalı ürünlerimizle de küresel ticarette Türkiye’nin bilinirlik kazanmasını destekliyoruz. 2016’da Amerika’da kurduğumuz Talya Herbal LLC ile tıbbi ve aromatik bitki alanında bölgeye yatırım yapan ilk Türk şirketi olduk. Amerika, Ürdün, Türkmenistan, Azerbaycan, Hong Kong, İsviçre, Güney Kore, Tayvan, Pakistan, Malezya ve Hollanda gibi ülkeler ihracatımızda ilk sırada yer alıyor. 2021 yılında üretimden yüzde 30 pay alan ihracatımızı yüzde 40 artırmayı başardık. Türkiye’nin küresel pazarda bilinirlik kazanması için markalı ihracatın büyük bir önemi bulunuyor. Bu yönde attığımız adımlarla ülkemizin dünyadaki vitrinini oluşturuyoruz” dedi.

İHRACAT HACMİNİ YÜZDE 70 GENİŞLETECEK

Tıbbi ve aromatik bitki üretiminde Ar-Ge’nin önemini vurgulayan Ertaş, 2022 hedefleri hakkında şu bilgileri verdi:

“Geçtiğimiz yıl bütçemizin yüzde 15’ini oluşturan Ar-Ge faaliyetlerimizin payını bu sene yüzde 25’e çıkardık. Ar-Ge’de sporcu gıdaları ve probiyotiklerin ağırlıklı olduğu çalışmalar yürüteceğiz. Markalı ürünlerimizle yeni pazarlara ulaşarak ihracat hacmimizi yüzde 70 genişletmeyi planlıyoruz. Henüz adım atmadığımız Avrupa ülkeleri, hedef pazarlarımız arasında yer alıyor. Amerika’daki operasyonumuzu büyütmek için 3 önemli fuara katılacağız. 2022’de yurt içinde ve dışında toplam 15 fuar ve kongrede yer alarak ticari faaliyetlerimizi hızlandıracağız. İhracat hacmimizi genişleterek sadece kendi markamızın değil ülkemizin de dünyadaki bilinirliğini artırmaya hizmet edeceğiz.”