Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, yılın üçüncü enflasyon raporunun tanıtımını yaptı. Kavcıoğlu, yılın 2'nci çeyreğinde gerçekleşen jeopolitik risklerin ve etkilerinin halen devam eden pandemiden kaynaklanan enerji, arz kısıtlarının ve tedarik zincirinin aksamalarının küresel iktisadi faaliyeti olumsuz etkilediğini vurguladı. Kavcıoğlu, "Özellikle, Rusya-Ukrayna çatışmasının euro bölgesi başta olmak üzere enerji-emtia tedariki ile fiyat ve ticaret kanalları üzerinden olumsuz etkisinin artarak sürüyor olması, küresel büyüme görünümü için risk teşkil etmektedir. Ayrıca, enflasyondaki yükselişin beklenenden uzun sürebileceği düşüncesi ile alınan ve ülkeler arasında önemli farklılıklar gösteren para politikası kararları finansal koşullarda belirsizliğe yol açarak, küresel ekonomide belirgin bir yavaşlama olasılığını güçlendirmektedir" dedi.

'ENFLASYON ORANLARI SON 25 YILIN EN YÜKSEK DÜZEYİNDE'

Kavcıoğlu, enerji ve emtia fiyatlarının arz koşulları ve tedarik sürelerinde son dönemde göreli bir iyileşme söz konusu olduğunu bildirerek, "Bir taraftan Rusya-Ukrayna çatışması ve pandemi sebebiyle tarihi yüksek seviyelere ulaşan enerji, endüstriyel metal ve tarımsal emtia fiyat endekslerinde sınırlı düşüşler görülmekte, diğer taraftan da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, tedarik sürelerindeki gecikmeler azalmaya devam etmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki tedarik süreleri son aylarda normal seviyelerine oldukça yakınsarken, gelişmiş ülkelerdeki gecikme süreleri, iyileşmeye rağmen halen yüksek seviyelerini korumaktadır. Bununla birlikte, enerji fiyatlarındaki yüksek seviyeler ve oynaklık fiyatlar üzerinde baskı oluşturmaya devam etmektedir. Küresel enflasyondaki güçlü seyir devam etmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki enflasyon oranları son 25 yılın en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Söz konusu ülkelerdeki yıl sonu enflasyon tahminleri, arz kısıtları, enerji fiyatlarındaki belirsizlik ve enerji tedarik sürecindeki aksamalar gibi sebeplerle yukarı yönlü güncellenmiştir. Bu gelişmeler küresel enflasyondaki yüksek seviyelerin kalıcılığı konusundaki endişeleri güçlendirmektedir" diye konuştu.

'TÜRKİYE EKONOMİSİ 2004 YILINDAN BERİ İLK DEFA ÜST ÜSTE CARİ FAZLA VERMİŞTİR'

Kavcıoğlu, yşanan büyük arz şoklarına rağmen, yurt içi iktisadi faaliyetin, sürdürülebilir bir yapıda ve kesintisiz bir şekilde devam ettiğine işaret ederek, "Pandemi sonrasında hızla normalleşen ve imalat sanayinin öncülüğünde dış ticaret yapısında bir dönüşüm geçiren Türkiye ekonomisi 2022 yılının 1'inci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 7,3 oranında büyümüştür. Yıllık büyümeye net ihracat son 5 çeyrek boyunca pozitif yönde katkı sağlamaya devam etmiştir. Üretim tarafında ise hizmet ve sanayi sektörleri büyümeye katkı vermeyi sürdürmüştür. Türkiye ekonomisi, üretim, ihracat ve istihdamı artırmayı merkeze alan bir yapısal dönüşüm sürecindedir. Bu sürecin yansıması olarak çevrimsel etkilerden arındırılmış cari dengemizdeki iyileşme eğilimi de devam etmektedir. Fiyat ve iş çevrimi etkilerinden arındırıldığında Türkiye ekonomisi bu analizin yapılmaya başlandığı 2004 yılından bu yana ilk defa ve üst üste iki çeyrek cari fazla vermiştir. Başka bir ifadeyle, küresel emtia fiyatları normalleşme eğilimine girdiğinde ekonomimiz cari fazla verme kapasitesine ulaşmış olacaktır. Yılın 2'nci çeyreğinde iç talep yataya yakın seyrederken, sanayi üretimi dış talebin de katkısıyla gücünü korumuştur. 2020 yılının 3'üncü çeyreği ve sonrasında yıllık bazda aralıksız büyüyen sanayi üretimi, 2022 yılı mayıs ayında yıllık bazda yüzde 9,1 oranında güçlü bir artış kaydetmiştir" dedi.

'İHRACATIMIZDAKİ ARTIŞIN YÜZDE 29'U YENİ PAZAR GİRİŞLERİYLE GERÇEKLEŞMİŞTİR’

Kavcıoğlu, Türkiye ekonomisinin büyüme yapısında ihracat ağırlıklı bir dönüşüm yaşandığını belirterek şunları söyledi:

"Pandemi öncesi istikrarlı bir büyüme eğilimine sahip ihracatımız, pandemi sonrası keskin bir artış göstererek 2022 yılının ilk yarısında geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yıllık bazda yaklaşık yüzde 20 artışla 126 milyar ABD doları seviyesine ulaşmıştır. Bu miktar, ihracatımız için ilk 6 ayda ulaşılan tarihsel en yüksek seviyedir. İthalat enerji fiyatlarının etkisiyle yükselirken, enerji ve altın dışı ithalatın iktisadi faaliyette görülen büyümeye rağmen durağan bir seyir izlediği görülmektedir. Mayıs ayı itibarıyla yatırım ve ihracat kredilerinin ticari krediler içindeki payı yüzde 28’e yaklaşarak son 17 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bu bağlamda yerli üretim ve ihracattaki artış önem arz etmektedir. 2015-2022 yılları arasında ihracatımızdaki artışın yaklaşık yüzde 29’u yeni pazar girişleriyle gerçekleşmiştir. İhracatçı firmalarımızın esnek ve dinamik yapısı ekonomimizi dışsal şoklara karşı korumaktadır."

2022 YILI ENFLASYON TAHMİNİNE YÜZDE 17,6 PUANLIK GÜNCELLEME

Kavcıoğlu, arz kısıtları ve döviz kuru gelişmelerinin tüketici fiyatları üzerinde baskı oluşturmaya devam ettiğini bildirerek şunları söyledi:

"Enflasyon yükseldikçe enflasyon beklentilerindeki dağılım açılmakta, dolayısıyla enflasyonun tahmin edilebileceği aralık genişlemektedir. Bu durum tahmin patikamıza yansıtılmıştır. Bu çerçevede, enflasyon tahmin aralığımızın orta noktaları 2022 yılı sonunda yüzde 60,4, 2023 yıl sonunda yüzde 19,2 ve 2024 yıl sonunda ise yüzde 8,8 seviyelerine tekabül etmektedir. Böylece, 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 17,6 puanlık güncellemeyle yüzde 42,8’den yüzde 60,4’e; 2023 yıl sonu tahminimizi ise 6,3 puanlık bir güncelleme ile yüzde 12,9’dan yüzde 19,2’e yükselttik. Her iki yıl için başlangıç koşullarındaki güncelleme tahminler üzerinde sırasıyla 4,1 ve 4,4 puan kadar etkili oldu. Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları ve gıda fiyatları varsayımlarındaki güncellemeler 2022 yılı enflasyon tahminlerini sırası ile 7,4 ve 3,0 puan kadar yukarı çekerken; 2023 yılı enflasyon tahminlerini 0,1 ve 1 puan yükseltti. Yönetilen yönlendirilen fiyatlardaki ayarlamalar ve reel birim ücretlerdeki artışın 2022 yıl sonu enflasyon tahminini toplamda 2,8 puan artırıcı etkisi oldu. Bu kalemlerdeki güncellemenin 2023 yıl sonu enflasyon tahminine katkısı ise 0,9 puan ile daha düşük kaldı. Öte yandan, 2022 ve 2023 yılları için çıktı açığındaki güncellemenin tahminlere etkisinin oldukça sınırlı kalacağını hesaplıyoruz."