Vodafone Türkiye'nin ana sponsorluğunda, Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde gerçekleştirilen "CEO Club Bankacılar Zirvesi" kapsamında "CEO Panel" yapıldı.

Panelde konuşan Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, ağustos ayında yaşanan kur dalgalanmalarını gerek hükümetin gerekse finans kuruluşlarının başarılı bir "yangın söndürme harekatıyla" en iyi şekilde yönettiğini belirterek, pek çok bankanın üst düzey yöneticisinin finansal krizler konusunda tecrübeli olmasının da bu süreçte hasarı asgariye indirdiğini söyledi.

Hakan Binbaşgil, ağustosta yaşanan kur dalgalanmasından sonra likidite konusunda önemli kaygılar yaşandığını belirterek, Akbank’ın 27 Eylül’de uluslararası piyasalardan 980 milyon dolar karşılığı sağladığı sendikasyon kredisinin piyasalara moral aşıladığını söyledi.

Binbaşgil, süreci şöyle anlattı:

"O dalgalı dönemde tartışıldı. ‘Bankalar, acaba sendikasyon kredilerini çevirebilecek mi, çeviremeyecek mi’ sorusu en yaygın soruydu. Orada da ilk sırada bizim banka vardı. Herkes bize soruyor, ‘Hakan Bey bu olacak mı, olmayacak mı?’ Şimdi gerçekten o, pozitif anlamda bir kırılma noktası oldu. 980 milyon dolarlık bir şey... Bu bir test... Akbank’tan daha çok Türkiye’yle ilgili, sektörle ilgili bir test olarak algılayabiliriz. Bu testi de iyi geçtiğimizden dolayı hakikaten ben çok mutlu oldum. Bence bir kırılma noktasıydı. Hatırlıyorum, dolar ilk defa o gün 6’nın altına düştü. Ondan sonra tabii diğer sendikasyonlar, diğer bankalarımız, art arda güzel şeyler yaptık."

"Mevduat faizleri inanılmaz derecede fırladı"

Binbaşgil, "Mevduat faizleri inanılmaz derecede fırladı. TL’de yüzde 30’ları gördük, dolarda iki haneleri gördüğümüz günler oldu. Bu tabii bankaların maliyetlerini birdenbire inanılmaz derecede fırlattı. Şimdi çok şükür bu biraz aşağı geliyor. Fakat şunu da söylemem lazım; bizim buradaki en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi, bugün birçok bankamızda vadeli mevduatın maliyeti kredi randımanlarının üzerine geçti. Negatifte aslına bakarsanız... Dolayısıyla bu tabii sürdürülebilir bir şey değil. Dolayısıyla faizlerin düşmesi, maliyetlerin düşmesi ileriye yönelik en önemli konulardan bir tanesi." şeklinde konuştu. 

"Türk lirası krediler yüzde 6 civarında büyümüş"

Hakan Binbaşgil, finansman ihtiyacı eğilimlerine değinirken, yabancı para cinsinden kredi talebinin azaldığını söyledi. Binbaşgil, şöyle devam etti:

"Özellikle kurumsal tarafta, özellikle yabancı para kredi talepleri Türkiye’de düştü. Ben bunu olumlu anlamda söylüyorum. Bu aslında ekonomi açısından sağlıklı bir şey. Bugün baktığınız zaman, Türk lirası krediler yüzde 6 civarında büyümüş. Bu, Türkiye’nin bugüne kadar büyüme oranlarının çok altında bir rakam ama bunun tekrar sağlıklı olduğunu vurgulamaya çalışıyorum. Yabancı para tarafında da aşağı yukarı yüzde 4 gibi bir küçülme var. İleriye yönelik ben biraz daha olumlu bakıyorum. En zor günleri geride bıraktığımızı düşünüyorum."

"Kısa vadede çok büyük bir problemimiz yok"

Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici de realite ve algı arasında fark olduğunu belirterek, 2017'deki yabancı raporlarda, Türkiye büyümesinin düşük olacağının iddia edildiğini ancak raporların aksine Türkiye'nin beklenenin üzerinde büyüme kaydettiğini söyledi.

Leblebici, "Türkiye'de kamunun borç çevirme oranı çok sağlam. Deniliyor ki 'Özel sektör çok borçlu.' Doğru da, özel sektörün borcunun büyük kısmı vadeye yayılmış durumda. Kısa vadedeki borçluluğuna baktığınızda, aslında özel sektör, borçlarını ödeyebilecek durumda. Hatta belirli bir yabancı parayı da cebinde tutmuş durumda. Dolayısıyla kısa vadede çok büyük bir problemimiz yok." diye konuştu.

"Kamu bankaları ile ilgili endişelenecek hiçbir şey yok"

Ümit Leblebici, bankaların aktif kalitesinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gerektiğine işaret ederek, yabancı sermayenin giriş kapısının bankalar olduğunu vurguladı.

Leblebici, şunları kaydetti:

"Türk bankacılık sisteminin aktif kalitesinde çok endişe edilecek bir şey yok. Doğal olarak bu kadar yüksek dalgalanma yaşadığımız yerde birtakım göstergelerde negatif gidiş olacaktır, olmaması mümkün değil. Doğal olarak tahsili gecikmiş alacaklarda birtakım artışlar olacaktır ama bunlar dramatik artışlar olmayacak.

Bir sürü yabancı bankalar var. Bizde olan dalgalanma, yurt dışındaki yabancı bankaların hisse senetlerini de etkiledi. Şu anda Türk bankacılık sektörünün ne olduğu üç aşağı beş yukarı belli... Kamu bankaları ile ilgili endişelenecek hiçbir şey yok. Sermayeleri tekrar güçlendirildi. Her anlamda tekrar kuvvetli bir yapıya dönmüş durumdalar."

Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu ise finans öğretiminde uygulanan en olağan dışı stres testlerinin dahi Türkiye’de görüldüğünü, finans sektörünün her şeye rağmen hasarı en aza indirmeyi başardığını söyledi.