BURSA - ​İlkbahar ve yaz aylarında bal yapan arılar, havaların soğumasıyla birlikte kovanlara kapanıp, kışı bu şekilde geçiriyor. Peteklerin bal sağımının tamamlanmasının ardından arılar, kovanda bırakılan bir miktar bal ile beslenerek kışı geçiriyor. Kovanları yağıştan korumak için çadırlı önlem alan arıcılar, arıların bu dönemi rahat atlatabilmesi için ilaç takviyesinde bulunuyor.

Arıcı İslam Dikbıyık, insanlar gibi arıların da kışa hazırlık yaptığını belirterek, "Biz de arılarımızı kışa hazırlıyoruz. Kışın 4-5 ay içeride kapalı kalacaklar. Kovanlarımızın ballarını sağdık. Çerçevelerimizi verdik. Arıların yalama, temizleme işleri bitti. Tekrardan çerçeveleri dışarı çıkardık. Depomuza kaldırdık. Arıların sıkıştırma dönemi başladı. Yani çerçeveleri alıyoruz. Kovanlarımızı sıkı tutuyoruz. Bunu yapmamızdaki amaç ise arıların birbirini ısıtması. Dağınık olduğu zaman arılar birbirini ısıtamıyor. Sonbahar ilaçlamasını yapacağız. Arıyı sıkı tutup kışa kapatacağız. 4-5 ay kışın kapalı kalacaklar" dedi.

'KIŞIN ARILAR KOVANDA BİRBİRİNE YASLANARAK ISINIYOR'

Kovanları kışa hazırlamak için bakımın şart olduğunu belirten Dikbıyık, "Kovanları kışa hazırlarken, çerçevelerle daraltma yaparken uçuş deliklerinde de daraltma yapıyoruz. Ön taraftan soğuk havanın girmemesi için daraltma yapıyoruz. Uçuş deliğini bir parmak genişliğinde bırakıyoruz. İlkbaharda havalar ısındığı gibi oradan çıkmaya başlıyorlar. Aynı zamanda içeri hava girmesi için küçük bir delik bırakmamız gerekiyor. Kışın da kar ve yağmura karşı çadırlarımız var. Her kovanın üzerine çadır giydiriyoruz. Kar, yağmur yağdığı zaman içeride duruyorlar. Kış boyunca içeride birbirlerine yaslanarak üzüm salkımı gibi salkım oluşturuyorlar. Dışarıda kar da olsa, don da olsa üzüm salkımı gibi oluşum yapıp birbirlerinin ısıtmasını yapıyorlar. Salkımından kovanın dışına düşen arı bir daha yukarı çıkamıyor ve ölüyor" dedi.

'KIŞIN BAL ÜRETİMİ YOK'

Kovanda arıların yiyeceği kadar bal bıraktıklarını belirten Dikbıyık, "Kış boyunca o balları yiyerek kışı çıkartacaklar. Her kovanda arının gücüne göre bal bırakıyoruz. Kış boyunca bunu tüketecekler. İlkbahar geldiği gibi, çiçekler açtığında arılar da harekete geçiyor. Üretime başlıyorlar. Şu an üretim bitti. Önümüz kış. Arılarımızı kapatarak kışa hazırlıyoruz" diye konuştu.

ORGANİK BALIN KİLOSU 200 LİRAYA KADAR ÇIKTI

Bal verimi açısından orta halli bir sezon geçirdiklerini ifade eden İsmail Dikbıyık, "Canlıyla uğraşmak her zaman zor. Biz de bir canlıyla uğraşıyoruz. Onun dilini anlamak da zor. Onlar bizi seviyor, biz onları seviyoruz. Sevgi içerisinde, saygı içerisinde üretim yaptık. Sezonu kapatıyoruz. Orta halli bir sezon geçti. Organik bal üretmek her zaman artı değer sağlıyor. Organik üretimin şartları da zor. İnsanlar bunun farkına varmaya başlıyor. Organik olması için kişilerin sertifikası olması lazım. İnsanların kimliği olduğu gibi balın da kimliği olması lazım. Bu bal nereden geldi, hangi dönemde geldi? Tarih tarih biz bunları yazıyoruz. Aldığımız polenlere biz barkot koyuyoruz. Bütün üretim kayıt altında. Organik balın fiyatı 110 liradan başlıyor, 200 liraya kadar çıkıyor" diye konuştu.

SAĞLIK İÇİN BAL

Balın her geçen gün öneminin arttığını belirten İsmail Dikbıyık, "İnsanların en kıymetli varlığı sağlığıdır. Her şeyden vazgeçersiniz, fakat sağlıktan vazgeçemezsiniz. Bugün insanlar para odaklı çalışıyor, sağlığına pek kıymet vermiyorlar. Fakat parayı kazanıp sağlığını kaybeden insanlar, çark gibi dönüş yapıyor. Sağlık için de herkesin mutlaka bal tüketmesi lazım. Bal deyince televizyonlarda anlatılan sahte ballardan bahsetmiyoruz. Türkiye'de gerçek üreticilerin üretmiş olduğu baldan bahsediyoruz. Dünyanın en kıymetli besinidir bal" dedi.