RÖPORTAJ: Habib BABAR

Henüz 11 aylıkken ailesiyle birlikte Belçika’ya  gitti. Gençlik yıllarında gurbet ellerinde Orhan Gencebay, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur  gibi arabeskin krallarını dinleyerek  doğum büyüdüğü  Türkiye özlemini gidermeye çalışıyordu Kerim Yentürk, Türk sanatçıların yanı sıra dünya starları da onun hayli ilgisini çekiyordu. Odasının dört bir yanını Türk ve yabancı şarkıcıların posterleri süslüyordu genç adamın… Tek hayali o starları yakından görmekti… Yaşadığı mahallede dünyaca ünlü starların müzisyenleri yaşıyordu. Bir gün o müzisyenlerin yanında aldı soluğu, ‘Siz bu mahallede yaşıyorsunuz mahallenin gençlerine ücretsiz konser veriri misiniz’dedi. Onun bu isteği müzisyenlerin hoşuna girmişti Yentürk’ü evlerine davet edip ona özel konser verdiler. İşte bu konserle birlikte Don Keryy olarak nam yapan Türk asıllı Kerim Yentürk’ün hayalleri de gerçekleşiyordu. Nasıl mı? Gelin bu hikayeyi dünya starlarının menajerliğini yapan Kerry’den dinleyelim.

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben 1963 yılında Eskişerhir’de dünyaya geldim. Babam ben dünyaya geldikten sonra Bursa’nın İnegöl İlçesi’ne taşınmış ve orada berberlik yapmaya başlamış. O yıllarda Türkiye’den Belçika’ya  işçi alınıyormuş. Babam da ben henüz 11 aylıkken bizleri alıp Belçika’ya götürüyor. O günden sonra da Belçika’da yaşamaya başladım.

MENAJERLİK HEVESİ NASIL BAŞLADI?

Belçika’da yaşadığımız semtteki komşularımızın çoğunluğu müzisyendi. Onlar ABD ve Fransız dünyaca ünlü starlarla çalışıyorlardı. Bir çok konser veriliyordu ancak paramız olmadığı için konsere gidemiyorduk.1983 yılında mahallemizin müzisyenlerinin yanına gittim henüz 20 yaşındaydım. Onlara, ‘Sizin enstrümanlarını çaldığınız müzisyenlerin konserleri oluyor mahalledeki gençlerin parası olmadığı için konsere gidemiyorlar. Bari siz mahallede ücretsiz bir konser verin’dedim. Bu sözüm onların hoşuna gitmişti. Bana’ Gel evde sana özel bir konser verelim’dediler. Ben de onlarla evlerine gittim. Müzik aletleriyle dolu olan ev bir gazinoyu andırıyordu adeta. Bana özel minik bir konser verdiler. Beni sevmişlerdi, enstürmanların eksik parçalarını bana aldırmaya başlamışlardı. Bir süre onlarla konserlere gitmeye başladım. Daha sonra birkaç yıl ara verdim. Başka işler yapmaya başladım.


DÜNYA STARIYLA TEKİN OLMYAN SEMTTE BULUŞTUK

SONRA NE OLDU?

Latin Müzik üzerine Disko işletiyordum. 2004 yılında ‘Enamorame’isimli şarkısıyla 21 ülkede altın plak alan ve 2 milyon satan  Dünyaca ünlü şarkıcı Papi Sanchez, Lüksemburg’a gelmişti. Gece dikomu kapattıktan hemen sonra  yanına gitmek için yola koyuldum. Plak şirketi onun Lüksemburg’un en kötü semtinde bir otele yerleştirmişlerdi. Yani pek tekin olmayan bir semtte oteldeydi. Ünlü bir ismin böyle bir yerde kaldığını öğrenince çılgına dönmüştüm. Soluğu onun kaldığı otelde aldım. Papi’ye o semtte kalmaması gerektiğini söyledim. Ona benimle gelmesini istedim, önce çekimser kaldı gelmek istemedi. Ona kendimi tanıtınca da ikna olup benimle gelmeyi kabul etti. Onu çok sevdiğim bir abimin villasına yerleştirdim. Daha sonra 5 ay da benim evde kaldı. Durum böyle olunca onun menajerliğini de yapmaya başladım. Tabii menajerlik hayalim de böylelikle gerçekleşmiş oldu. Ardı ardına 100’ü aşkın dünya starının menejerliğini yapmaya başladım. Yaklaşık bir ay önce Joe Lynn Turner’in konseri için Yunanistan’a gittik. Turner ile birlikte Türkiye’ye tatile geldik

YÜZÜ AŞKIN DÜNYA STARIYLA ÇALIŞTIM

HANGİ ÜNLÜLERİN MENAJERLİĞİNİ YAPTINIZ?

Ben bugüne kadar Kim Wilde, Peter Frampton, The moody Blues, Europe, Scorpions, Shakira, Andrea Bocelli, 50 Cent, Tyga, Akon, Billy Paul, Trini Lopez, Marc Almond, Matt Bianco, Dave Bickler (Survivor), Bill Champlin (Chicago), Kool and the gang, Anita Ward, Evelyn Thomas, Orchestral Manœuvre in The Dark, GALA, Lisa Stenfield, Donovan, Gary Brooker, The Temptations, Bary Ryan, Rick Hastley, The Buggles, Mike oldfield, Moscow Symphony Orchestra, Justine Bieber, Bananarama, Last ketchup Boston, Chris de Burgh, Al Bano, Jeff Christie, Nena, Thomas Anders Modern Talking, Terri Nunn Berlin Top Gun filminin şarkıcısı, Dimash Kudaibergen, Percy Sledge, Gypsy Kings, Ishtar Alabina, Haddaway, The art company Nol Havens, Khaled, Jeane Manson, Lou Bega, Dj Bobo, Zaz, Patricia Kaas, Jonathan Dassin (Joe Dassin oğlu), Jimmy Cliff, Patrick Juvet, Nadya, Bonnie Tyler, Chico & The Gypsies, The shorts, UB 40, Jımı Jamison,

Seal, Gibson Brothers, Lara Fabian, Papi Sanchez, Lucenzo vs Don omar,Imagination leee john., Cynthia Johnson Lipps inc, OMD, PARADISIO, DAN BALAN, Charles D Lewis,Bobby Kimball ( TOTO)The weather Sisters, Tony Gomez, Kc & The sunshine Band, Hermes House Band, Procol Harum, Joe Lynn Turner (Deep purple & Rainbow) gibi 100’ü aşkın şarkıcının menajerliğini yaptım. Ayna zamanda 10 yıl boyunca Fransa’da Fr2 kanalında ‘Les Années Bonheur’ (Mutlu Yıllarımız) isimli canlı programın koordinatörlüğünü yaptım. Avrupa’nın en yüksek reytinge sahip olan ve Patrick Sébastien’in sunduğu bu programda çalışmaktan hep keyif aldım.

ORHAN GENCEBAY İLE ÇALIŞMAK İSTERİM

TÜRK SANATÇILARDAN KİMLERLE ÇALIŞMAK İSTER SİNİZ?

Birçok başarılı Türk şarkıcı var.Onlarda dünya çapında tanınan şarkıcılar kervanına katılabilirler. Bunu başarmak ta aslında çok basit. Bir dünya starı ile düet yaparak hem kendi ünlerine ün katabilirler,hem de ülkemizin adını tüm dünyaya duyurabilirler. Türk Müziği insanın ruhunu dinlendiriyor. İşte bu ruhu dünyaya da dinletmek gerekiyor. Tarkan Yurt dışında büyük bir başarı yakalamıştı. Bunu sürdürebilrdi. Ancak sürdrümedi. Belli sınırlarda kaldı. Ben Orhan Gencebay ile çalışmak isterim. En büyük hayalim Orhan Gencebay ile ünlü bir şarkıcıya düet yaptırmak.

BİZE HİÇ UNUTMADIĞINIZ BİR ANINIZI ANLATIR MISINIZ?

Tabii….2012 yılında Paris’te  dünyaca ünlü şarkıcı Bobby ve eşiyle birlikte yemek yiyorduk. Bobby’in eşi etrafındaki herkese soğuk davranan bir kadındı. İlk karşılaştığımızda bana karşı da çok soğuktu. Neyse yemek için masaya oturduğumuzda dikkatlice bakıyordu. Sonra  kocasına dönerek, ‘Bundan böyle menajerin Don’dedi. Biran neye uğradığımı şaşırmıştım. O günden sonra Bobby ile birlikte çalışmaya başlamıştım.  Birlikte çalışmaya başlamamızla birlikte ona birçok ödül kazandırdım. Son olarak Cannes Film Festivali’nde Dünyanın en büyük ödüllerinden ‘Unesco ödülünü aldı.

PEKİ HEDEFLERİNİZ NELERDİR?

Tek amacım dünyaca ünlü star şarkıcılarla dünya çapında hiç yapılmayan projeler yapmak. Bununla ilgili de çok güzel çalışmalarım bulunuyor. Bir Türk vatandaşı olarak başarılara imza atmak beni mutlu ediyor. Ülkemin tarihi güzelliklerini, şarkılarını, yemeklerini, insanlarını dünyaca ünlü starlara anlatmaktan ayrı bir keyif  alıyorum. Ülkemin tüm güzelliklerini anlatmaya devam edeceğim.

Bu keyifli röportaj için çok teşekkürler.

Bana bu imkanı sağladığınız için asıl ben size teşekkür ederim Habib bey