AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Eski Kültür ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hafta başında Konya’daydı. Hem Karatay Belediyesi’nin Gençlik ve Kongre Merkezi’nin temel atma törenine katıldı, hem de il teşkilatı ile uzun uzun görüştü. Çelik’in, öğle yemeği öncesi Dedeman Otel’de basınla sohbet toplantısı çok önemliydi. Zira Çelik burada hem gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı, hem de bugüne kadar hiç gündeme getirmediği, Van 100. Yıl Üniversitesi’nde öğretim görevlisi iken odasına konulan bombanın, dönemin Valisinin talimatı ile konulduğunu söyledi.
Çelik “Bu ülkede bir dönem neler yaşandığını” örneklendirmek istediğini ifade ederek söze başlamış ve “Bugüne kadar hiçbir yerde konuşmadığım olayı size anlatayım” diyerek konuya girmişti.
Özetle şöyle diyordu:
“Ben Van 100. Yıl Üniversitesinde öğretim görevlisi iken 1990’lı yıllarda odama bomba konulmuştu. Yiyecek ekmeğimiz varmış, zarar görmedik. Sonra ben bu olayı kimlerin yaptığını öğrenmek için kriminal laboratuvarını birkaç defa aradım. Her seferinde bir sonuç verilmedi. Sonunda bana ‘Hocam siz bu işin peşini bırakın, yoksa zararlı çıkarsınız’ denildi.”
Odasına bomba konulan hocanın, olayı takip etmesine dönemin görevlileri, ‘Zarar görürsünüz’ diyerek, ‘hem koruyucu hem de tehdit’ olarak algılanabilecek bir yaklaşım gösteriyorlar. Yani Çelik’i, olayı takip etmemeye yönlendiriyorlar.
İddianın buraya kadar olan kısmı zaten şoke ediciydi. Ancak devamı daha da dehşetli idi.
Çelik, olayın üzerinden bir zaman geçtikten sonra dönemin Emniyet Müdürünün kendisine, ‘Sayın hocam ne diyeceğimi şaşırmış vaziyetteyim, sizin odanıza bombayı vali koydurdu’ dediğini anlattı.
Arkadaşlarımızdan biri “O Vali kimdi, ismi neydi?” diye sordu. Çelik, “Olay 1995’de yaşandı. İsmini şimdi ben telaffuz etmeyeyim, ama internette her şey var” dedi.
İlk fırsatta internetten dönemin Van Valileri’ni inceledim. 1995 yılında, yani Çelik’in odasına bomba konulduğu dönemde, Mahmut Yılbaş’ın Van Valisi olduğunu teyit ettik.
Yılbaş’ı o dönemdeki “popülistliğiyle” biliyoruz. Üstelik aynı yıl, yani 1995’de devlet Yılbaş’ı “örnek Vali” seçip ödüllendirmişti de.
Bir not daha; Yılbaş, 20. dönemde DYP’den Van Milletvekili olarak Parlamentoya girdi, Susurluk Komisyonunda görev aldı.
Çelik’in anlattıklarını bir terörist yapsa, adı “terör”dür. Ama devletin “bir şehri emanet ettiği” bir Vali yaparsa bunun adı “terör” olmaktan daha öteye gider.
Bir Valinin, bir üniversite hocasının odasına bomba koyduracak kadar, bir cana kast edecek kadar düşmanca bir tutum içinde bulunmasını kim neyle izah edebilir?
Hüseyin Çelik, olayı ilk kez anlattığı için Mahmut Yılbaş’ın ismi de ilk kez gündeme geliyor. Elbette Çelik’in ortaya attığı “Odama bombayı Vali koydurdu” iddiasının kendisine sorulması, sorulmasa bile bir açıklama yapması zorunluluğu doğdu.
Çelik bu olayı anlatırken, bir dönem devletin içinde yapılanan odaklara dikkat çekmek istiyordu.
Çelik’in açıklamaları, meclisin hareketli olduğu, ÖYM’lerin kaldırıldığı, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın tahliye olduğu bir güne denk geldiği için gündemin hak ettiği noktasına oturmasa da geniş yankı buldu.
Çelik’in Konya’da anlattığı bu olaydan sonra, yakın tarihimize dair bunun gibi aydınlatılması gerekli daha pek çok olayın varlığını bir kez daha hatırladık.
Uzun yıllar susan Çelik dosyayı Konya’da açtığına göre, olayı sadece dönemin Emniyet Müdürü’nün sözlü ifadesine dayandırmıyor olmalı. Zaman içerisinde herhalde başka izler de sürmüş ve bugün gündeme getirecek kadar da olgunlaştırmış olmalı. izleyip göreceğiz, Valiler nasıl bomba koyduruyormuş.
Salondan ayrılırken bir dostumuz “Olur mu böyle şey, devletin Valisi bomba koydurur mu hiç?” diyordu. Kuşkusuz gündeme bomba gibi düşen iddiayı duyanlardan kimileri de aynı şekilde düşünüyordur.
Ancak hazindir ki; benzer iddialar mahkeme dosyalarını dolduruyor.
Bu arada, Akşam Gazetesi, dönemin Van Emniyet Müdürü İsmail Kahraman’a ulaşmış. Emekli olup 2011 seçimlerinde AK Parti’den Amasya Milletvekili Adayı olan Kahraman “Hüseyin Çelik’e böyle bir şey söylemedim. Zaten olayla ilgili elimde somut bir şey olsaydı ben gereğini yapardım. Hiçbir Emniyet mensubu Valisi hakkında böyle bir şey söylemez” demiş.
Çelik’in anlattığı başka önemli konularda vardı. Kısmet olursa bir başka yazımızda o konuları ele alalım.