HABER: YAĞMUR TANYILDIZ

Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ilde büyük yıkımlara yol açan depremler Türkiye’yi yasa boğdu. Hayatını kaybedenlere sosyal medyadan baş sağlığı dileyenler, depremzedelerin ihtiyaçlarını paylaşarak yardımcı olmaya da çalışıyor. Ancak afet zamanlarında sosyal medya kullanımı oldukça önem taşıyor. Bu konuyu Avukat Aylin Esra Eren ile konuştuk.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak çok ciddi bir suç. Bu suç; 13.10.2022 yılında Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklik ile Kanun’un“Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının “Kamu Barışına Karşı Suçlar”ı düzenleyen beşinci bölümünde düzenlenmiştir.

Kara yollarında durum Kara yollarında durum

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma

Madde 217/A-

(1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

(2) Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.

Ortak hüküm

Madde 218- (1)Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak bir suçunda korunan hukuki değer; kamu barışıdır. Doğruluğundan emin olunmayan bir bilgiyi halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla herkese açık bir şekilde alenen yaymak bir suçtur.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun maddi unsurları aşağıdaki şekilde gerçekleşebilir;

Failin gerçekleşmediğini bildiği bir haberi sanki gerçekleşmiş gibi halka duyurması. Örneğin; deprem bölgesinde herhangi bir can kaybı olmamasına rağmen, birçok can kaybı olduğuna dair haber paylaşmak.

Failin gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda emin olmadığı bir haberi sanki gerçekleşmiş gibi halka duyurması.Örneğin; deprem bölgesinde bulunan yetkili merciiler tarafından doğrulmadığı halde, can kaybı veya yaralı sayısı konusunda haber paylaşmak.

Suçun faili; herkes olabilir. Failin basın ve yayın organları olması halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun manevi unsurları; bu suç kasten işlenebilir. Failin belirli bir amaçla hareket etmesi önemli değildir. Önemli olan; fail tarafından bilerek ve isteyerek halkı yanıltıcı bir bilgi uydurmak ve bunu yaymaktır.

Eğer bu suç sahte hesaplar üzerinden gerçek kimliğin gizlenmesi suretiyle işlenirse ceza oranı artırılacaktır.

Düşünce ve ifade özgürlüğü her vatandaş için anayasal bir hak olmakla birlikte; deprem gibi doğal afetlerin yaşandığı hassas süreçlerde gerçekten doğru habere ve bilgiye ulaşmaya çalışan kişileri bilgi kirliliğine maruz bırakarak, onları paniğe sevk etmek ve dezenformasyon yaratmanın cezai müeyyidesi kanunumuzda düzenlenmiştir. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte internet, sosyal medya kullanıcı sayısının arttığı aşikârdır. Fakat deprem gibi bir doğal afet halinde; bu konuda yeterli ve nitelikli bilgiye sahip olmayan kişilerin yalnızca duyumlarına istinaden edindikleri bilgileri herkese açık bir şekilde halka yaymaları ve neticesinde panik ortamı oluşmasına vesile olmaları başa çıkılmaya çalışan kaos ortamını daha da kontrol altına alınamayan bir hale getirmektedir. Deprem haberlerinde sıklıkla gördüğümüz can kaybı ve yaralı sayılarının gerçeğe aykırı bir şekilde paylaşılması birçok insanı endişeye sürüklemekte, deprem bölgesinde yakınları olan kişileri kaygılandırmaktadır. Basın mensubu olmayan kişilerin deprem veya enkaz bölgelerinden kontrolsüz bir şekilde (ölü veya yaralı insan görüntüleri, yıkılmış bina görüntüleri) fotoğraflar, videolar paylaşması orada enkaz altında bulunan kişilerin ve yakınlarının özel hayatlarına müdahale niteliği taşımaktadır. Vatandaşların yaralı haldeki görüntülerinin izin alınmaksızın paylaşılması, yıkılmış haldeki evlerinin fotoğrafları üzerinden deprem haberleri yapılması noktasında haberin doğru şekilde kamuoyu ile paylaşılması önem arz etmektedir. Bunu ancak yetkili merciler ve ilgili basın mensupları kişilerin özel hayatlarının gizliliğini ve mahremiyetlerine hassasiyet göstererek, gerekli izinleri alarak halk ile paylaşabilirler. Aksi halde, bu tür haberleri yaymanın, görüntüleri paylaşmanın ve gerçeğe aykırı haber ile halkı paniğe sevk etmenin ceza ile karşı karşıya kalınabilir.

Peki deprem afetini yaşadığımız şu günlerde vatandaş olarak neler yapabiliriz?

Şiddeti oldukça yüksek bir deprem afeti yaşadığımız şu günlerde vatandaş olarak doğru bilgiyi yetkili basın yayın ve organlarından takip etmek, toplumun psikolojisine olumsuz etki etmemek ve mahremiyeti sağlamak adına deprem mağduru kişiler ile enkaz fotoğraf/videolarını yaymamak, yetkili yardım kuruluşlarına (Kızılay, AFAD, AKUT, belediyeler, kaymakamlıklar, STK’lar, yardım dernekleri gibi) çağrı halinde gönüllü olarak destek olmak/bağışta bulunmak, iletişimi engellememek adına gerekli olmaması halinde uzun telefon konuşmaları yapmamak, uygun bir donör isek Kızılay’a kan bağışında bulunulabilinir.

Özetle bahsetmeye çalıştığım suç tipi ile hiçbir zaman ne fail ne de mağdur olarak karşılaşmamanızı diliyor, bu suç tipini görgü tanığı olarak görmeniz/duymanız halinde vatandaşlık görevi olarak mutlaka kolluk kuvvetlerine ihbar etmeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum.