1939 yılında Konya'da doğdu. 1951 yılında Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nu, 1955 yılında Konya Lisesi'nin orta kısmını ve 1959 yılında ise lise kısmını bitirdi. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Ayrıca Çapa Yüksek Öğretmen Okulu'nu da bitirdi. İlk görev yeri Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi'dir. Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’ne öğretim üyesi olarak girdi. 1977 yılında asistan doktor, 1978 yılında doçent doktor unvanlarını aldı. 1988 yılında Konya Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne profesör olarak atandı. 1988-1994 yılları arasında 2 dönem Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı yaptı.
Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, İLESAM, Folklör Araştırmaları Kurumu, UNİMA gibi kurumların üyesidir. 1983-2001 yılları arasında Türk Dil Kurumu bilim ve yürütme kurullarında görev yaptı. Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli bilim toplantılarına katıldı. Kitapları, makaleleri ve bildirileri İngilizce, Almanca, Fransızca, Makedonca ve Japonca'ya çevrildi. 1981 yılında Atatürk ve Türkçe konulu eser yarışmasında birinciliğe, 1990 yılında Türkiye İş Bankası'nın Büyük Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Kayseri Sanatçılar Derneği'nin 1982 yılında Yılın Folklorcusu Armağanı'nı, Folklör Araştırmaları Kurumu'nun 1985 yılında verdiği İhsan Dinçer Türk Folklörüne Hizmet Ödülü'nü, Tarsus Belediyesi 2004 Karacaoğlan Ödülü'nü ve Motif Halk Oyunları Vakfı'nın 2004 yılı Yılın Folklorcusu ödüllerini aldı. 20 Mart 2006 tarihinde emekli oldu.
ESERLERİ:
Basılı 40’dan fazla eseri vardır.
Gümüşhane Masalları / Metin Toplama ve Tahlil, 1973, (2. bs. Gümüşhane ve Bayburt Masalları, 2002);
Halk Şiirinde Atatürk, 1974 (Turgut Günay ile); 101 Anadolu Efsanesi, 1976, 1989 ve 2003; (İlk 71 efsane 1978’de Japoncaya çevrilmiştir.);
4. Türk Çocuklarına Masallar, 1977; Sarı Çiçek / Sivaslı Âşık Kul Gazi, 1980;
Anadolu - Türk Efsanelerinde Taş Kesilme Motifi ve Bu Efsanelerin Tip Kataloğu, 1980;
Kıbrıs Türk Masalları, 1983 ve 1986;
Azerbaycan Âşıkları ve El Şairleri I, 1985 (Ali Berat Alptekin ve Esma Şimşek ile). (1989’da Tebriz’de Azerbaycan Türkçesiyle de yayımlanmıştır.);
Azerbaycan Âşıkları ve Halk Şairleri II, 1986 (Alptekin ve Şimşek ile);
Dadaloğlu, 1986 ve 1993;
Ercişli Emrah, 1987;
Senin Aşkınla / Kadirlili Âşık Halil Karabulut, 1987;
Bayburtlu Zihnî, 1988;
Dadaloğlu Bibliyografyası, 1990 (Alptekin ile);
Bayburtlu Zihnî Bibliyografyası, 1990 (Alptekin ile);
Atatürk, Gençlik ve Kültür, 1990;
Türkmen Halk Masalları, 1991 (Metin Ergun ile);
Folklor Bibliyografyaları Bibliyografyası Üzerine Bir Deneme, 1991;
Azerbaycan Tapmacaları / Bilmeceleri, 1992 (Alptekin ve Şimşek ile);
Türk Fıkraları ve Nasreddin Hoca, 1992; Hikâye-i Garîbe, 1992 (Ahmet Sevgi ile);
Efsane Araştırmaları, 1992;
Hurşit ile Mahmihri Hikâyesi, 1996 (Ali Duymaz ile);
Proben VIII, 1997 (Ergun ile);
Meddah Behçet Mahir’in Bütün Hikâyeleri I, 1997 (Alptekin, Yurdanur Sakaoğlu ve Şimşek ile);
Âşıkların Diliyle Cumhuriyet, 1998 (Zekeriya Karadavut ile);
Dede Korkut Kitabı / İncelemeler-Derlemeler-Aktarmalar, 2 C. 1998; 80. Doğum Yılında Şair Ahmet Tufan Şentürk, 1999, 2002;
Masal Araştırmaları, 1999 ve 2003; Meddah Behçet Mahir’in Bütün Hikâyeleri II, 1999 (Alptekin, Sakaoğlu ve Şimşek ile);
Azerbaycan Âşıkları ve Halk Şairleri Antolojisi I (16-18. Yüzyıl), (Alptekin ve Şimşek ile) 2000;
Çaybaşı Yazıları, 2000 ve 2002;
Türk Ad Bilimi I / Giriş, 2001;
İslâmiyet Öncesi Türk Destanları / İncelemeler - Metinler, (Duymaz ile), 2002 ve 2003;
Destan Destan Üstüne / Kadirlili Âşık Halil Karabulut’un Destanları, 2002;
Ercişli Emrah Bibliyografyası, 2002 (Alptekin ile); Konya Üzerine Şiirler, 2002;
101 Türk Efsanesi, 2003; Türk Gölge Oyunu Karagöz, 2003.
Hocanın eser isimleri bile 2-3 sayfa tutmaktadır. Çok çalışkan, verimli bir ilim adamı. ESKADER’in (Edebiyat Sanat ve Qültür Araştırmaları Derneği) 2013 yılı ödülleri veriliyordu. Derneğin yönetim kurulu üyesi olarak bulunuyordum. Hoca Halk edebiyatı alanında ödül alacaktı. Eski öğrencilerinden Bestami Yazgan ve Hüseyin Emin Demirel hocanın elini öptüler. Hoca elini öptürmekte çekingen davranmıyordu.
Saim hoca bir yıl önce de ESKADER’in konuşmacısı olarak aramızda bulunmuştu. İşte o haftanın konuşmacısının ve konusunun açklandığı haber şöyleydi:
Saim Sakaoğlu, Bâbıâli Sohbetleri’nde Nasreddin Hoca’yı anlatacak
18 Nisan 2013
Sohbet toplantısı, Cağaloğlu Timaş Kitapkahve’de, 18 Nisan 2013 Perşembe akşamı saat 18.00’de başlayacak.
Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin “Bâbıâli Sohbetleri” devam ediyor. 147’nci toplantının seçkin konuğu, ilim dünyasında sevilen ve sayılan Prof. Dr. Saim Sakaoğlu olacak.
Prof. Dr. Sakaoğlu, hakkında önemli eserleri ve makaleleri bulunan Nasreddin Hoca’yı anlatacak, onun mizah dünyamızdaki yeri üzerinde duracak. Nasreddin Hoca’nın efsanevî hayatını da dile getirecek olan Sakaoğlu, büyük nüktedanımızın yaygın olan fıkralarının hangilerinin doğru olduğuna dair düşüncelerini dinleyicilerle paylaşacak. Prof. Sakaoğlu, son olarak dinleyicilerin gerek Nasreddin Hoca, gerekse
Türk Halk Edebiyatı hakkındaki sorularına cevap verecek.
İşte bu faaliyetten bir sene sonra da ESKADER’in ödül töreninde hocayla tekrar bir araya geldik. Bana lütfedip Saim-name adlı eserini imzaladı.
Orada şöyle demiş hoca Değerli kardeşim Recep Arslan’a sevgilerle İstanbul 26 Mayıs 2014.
Zevkle ve ilgiyle okudum kitabı. Saim hoca ismi ve soyismi etrafında, isminin müennesi, dişili için de aynı çabayı göstererek adeta bir içtimaiyat (sosyoloji) çalışması yapıyor. İsmin ne kadar yoğun kullanılıp kullanılmadığını zaman içinde kullanımın nasıl azaldığını, onun yerine hangi isimlerin gündeme geldiğine dikkat çekiyor.
Şöyle diyor hoca: Bu çalışmamaı, Saim ve Saime adlarını taşıyan adaşlarıma, bu adı oğullarına, kızlarına, torunlarına veya yakınlarına koyan, takan güzel insanlara armağan ediyorum.
Sonra ülkemizde ve yakın tarihimizde Saim-Saime ve Saka, Sakaoğlu isimli kişilerin listelerini, hangi meslek alanında bulunduklarını anlatıyor, Bazen onlar için uzun hayat qikayeleri de aktarıyor. Eser bir halk bilim çalışması ama içtimaiyat eseri, çalışması olarak da değerlendirmekte fayda vardır.
Başka isim taşıyan insanların da isimleri etrafında çalışarak bir ilmi çalışma yapabileceklerini de hoca fiilen göstermiş oluyor.