Sevgi, bu hayatın en güçlü etkisidir.
En güçlü silahıdır.
Sevgi, aynı zamanda güçlü olmakla aynı anlama gelir…
Başarının anahtarıdır.
Konuda ne kadar uzmanlık bilgin olmuş olsa da, severek yapmadığında başarman bir yere kadar olur.
Bu yüzden içimizde hissettiğimiz samimi güç bizi var eden, insan eden duygudur.
Sevginin çok basit örneğini çok uzun yıllar okuduğumu (yazarını ve çevirisini bilmediğim için özür dileyerek yazamıyorum) anlatmak istiyorum.
*
Üniversitede bir profesör, sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini şehrinin kenar mahallelerine göndermiş ve o bölgede yaşayan yaklaşık 200 erkek çocuğunun durumlarını araştırmalarını istemiştir. İncelenen her çocuk için geleceği hakkında bir değerlendirme yapmalarını da istemiştir.
Öğrenciler hemen hepsi bu çocukların gelecekte hiçbir şanslarının olmadığını dile getirmişlerdi.
Aradan tam yirmi beş yıl geçmiştir…
Bir başka sosyoloji profesörü tesadüfen bu çalışmayı bulur…
Öğrencilerinden bu projeyi sürdürmelerini ve aynı çocuklara ne olduğunu araştırmalarını istemiştir.
Öğrenciler listede olan çocukları tespit etmiş ve bulmuşlardır.
Öğrenciler, o bölgeden taşınan ya da ölen 20 çocuk dışındaki 180 çocuktan 176’sının olağanüstü bir başarı gösterip, avukat, doktor ya da işadamı olduklarını ortaya çıkarmışlardır.
Profesör bu olaydan çok etkilenmiş ve bu konuyu izlemeye karar vermiştir.
Birer yetişkin olan o çocukların hepsi o bölgede yaşadıkları için, her biriyle buluşmaya gitmiştir.
Hepsiyle konuşmuş ve şu soruyu sormuştur:
“O koşullarda nasıl bu kadar başarılı oldunuz?”
Öğrencilerin soruya verdikleri cevap hep aynı olmuştur…
“Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı. Onun sayesinde.”
Profesör, bu öğretmeni çok merak etmişti.
Hala hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı öğretmenin izini bulması zor olmaz ve kendisini ziyaret etmek için evine kadar gider.
Karşısında yılların yüzüne eklediği kırışıklıklara rağmen hala dinç duran bir yaşlı kadın buldu.
Merakla yaşlı kadına bu çocukları kenar mahallelerden kurtarıp, başarılı birer yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı sihirli formülün ne olduğunu sorar.
Yaşlı öğretmenin gözleri parlar, yüzünde bir gülümseme belir ve der ki:
“Çok basit, ben o çocukları çok sevdim.”