Dünyanın gözü önünde, dehşetli bir zulüm işleniyor. Büyük mü büyük! Acı mı acı! Kalemler tasvirde aciz mi aciz! Yürekler acıyla dağlanıyor. Şahit ve tanık oldukları karşısında param parça! Babalar panik içinde! Analar feryat ve figanda! Çocuklar ya öksüz kalıyor ya yetim! Kendine yeni yeni gelen Lübnan harap ediliyor! Taş üstünde taş bırakılmıyor! Yakılıp yıkılıyor! Kendine gelmenin sevinci kursağında kalmış durumda. Halk perişan, millet şaşkın! Çocuklar bu işe bir anlam veremiyor. Komşu devletlerin kılı bile kıpırdamıyor! Âlem-i İslam maalesef sahipsiz! Âlem-i İslam ne yazık ki zillet içinde! Âlem-i İslam ezgin, bezgin ve yılgın! Kadere fetva verdirdi! Verdiriyor! Tabii ki, Âlem-i İslam?ın içler acısı halini fırsat bilip; bunu onlara karşı, yaptıkları ve daha da yapacakları vahşetler için kullanmaları; elbette zalimleri mesuliyet ve sorumluluktan kurtaramıyacak ve kendilerini cehenneme atılmaktan alıkoyamıyacaktır. Bu durumda: Yaşasın zalimler için Cehennem, diyerek bir az olsun yüreğimizi serinletmek imkanı buluyoruz. Ayyuka çıkan ahu eninlerin, hal diliyle istenen yardımların geri çevrilmeyeceği inancıyla bir derece teselliyab oluyoruz. Bütün bu musibetlerin; aralayacağı saadet kapısının; ufukta görüldüğünün emare ve işaretleri olarak kabul ediyoruz. ABD?nin ve onun gölgesine sığınan AB?nin ve münafık Rusya?nın ve bu üç gurubun; nesebi gayri sahih / soysuz veletleri hükmünde olan Yahudi Devleti?ne sahip çıkmaları, desteklemeleri ve önünü açmaları; her şeyi açıkça ortaya koymaktadır. Böylece Türkiye ve Arap Âleminin gözünde Batının iğrençliği, resmiyetteki ikiyüzlülüğü, iyice açığa çıkmış olmaktadır. Bundan böyle bunlar, artık kandırabilecekleri bir Müslüman çehre bulamıyacaklardır. Batının takkesi düşmüş keli görünmüştür! Bundan sonra ne yapsa nafile? Batı emperyalizmi bir sıçramış, iki sıçramış, üçüncüde yakayı ele vermiştir. Batılı, Beyaz ve Hıristiyan vasıflarıyla bu menhus emperyalist yüzlerin; son olaylarla maskeleri düşmüş; Haçlı Zihniyeti bütün iğrençliğiyle tekrar uğursuz yüzünü göstermiştir. Bizler inanıyoruz ki, Alma mazlumun ahını; çıkar aheste aheste. Yine biliyoruz ki; rüzgâr eken fırtına biçer. Evet, gasbettiği topraklar üstünde, haksız yere ve zulüm ve işkenceler sonucu kurulan sözde devlet İsrail; son günlerde ABD?nin açıkça teşviki, AB?nin göz kırpması; Âlem-i İslam?ın istemeyerek suskun kalışı, elinden şimdilik bir şey gelmeyişi yüzünden; Müslümanlara kan kusturmakta, ortalığı yakıp yıkmakta, çoluk çocuk demeden, resmen tam bir soykırım uygulamakta; suçsuz ve günahsız ve her şeyden habersiz sivil halkı resmen kıyıma tabi tutmaktadır. Hem de 21. asrın başlarında!.. Acaba AB?ye kuyruk olabilmek için, bırakın izzeti nefsi, topraktan bile vazgeçmeyi göze alacak kadar; vermediği taviz / ödün kalmayan, daha da vereceğinin kaş gözle işaretini yapan, Türk Devletinin bugünkü sorumlularının akılları başlarına geldi mi acaba? Ne dersiniz canlar? Batının gaye için her yolu mübah sayan inançsız zalimleri ile, içimizdeki iki yüzlü münafıklar hala meydanlarda cirit atmaya devam edebilecekler mi? Ne dersiniz canlarım? İçtekilerle Dıştakilerin el ele vererek yaptıkları haince işbirliği, varlığını halen devam ettirebilecek mi dersiniz? Hayır, sevgili kaari hayır! Deniz bitti! Buraya kadar! Artık bu işbirlikçilerin çanına ot tıkandı! Artık ok yaydan çıktı! Eceli gelen it, cami duvarını pisletir misali? Artık devran tersine dönecek! Bundan böyle zaman, bu üçlü zalimlerin aleyhine cereyan edecek! ABD, İngiliz ve İsrail üçlüsünün; İslam Âlemi ve Onun Gözde Devleti Türkiye Cumhuriyeti üzerine oynadıkları oyunlar; artık geri tepecek! Bu üçlü kazdıkları kuyuya bizzat kendileri düşecek! Türkiye, İslam Âlemi ve Dünya rahat bir nefes alacak İnşaallah! Koca Akif?in dediği gibi: Kim bilir belki yarın Belki yarından da yakın