Suriye yönetimi onlarca yıldır Türkiye sınır boylarının PKK’lı teröristlerin yatağı haline gelmesine göz yumarak ülkemizde binlerce hayatın sönmesine zemin hazırlamıştı.  Batı kuklası Esed yönetimine karşı başlayan isyanla yangın yerine dönen Suriye devleti bugün hukuken değilse de fiilen yok hükmündedir. Zira baksanıza; Türkiye’nin günlerdir sürdürdüğü Barış Pınarı harekâtına Asya’nın, Avrupa’nın en ücra ülkeleri tepki veya destek açıklamaları yaparken Esed’in henüz tek kelamı duyulmadı.

Türkiye büyük bir cesaret ve kararlılıkla teröristlerin inlerine girerken başta batı dünyası ve onların uydusu Arap devletleri ‘beklenen-beklenmeyen’ pek çok çapsız, hadsiz kınama açıklaması yaptı. Harekât içeride ve dışarıda dost bildiğimiz ama aslında ‘kanında ihanet dolaşan’ portreleri de yakından tanıma imkânı verdi.

Tam bağımsızlığın yerli savunma sanayii ile mümkün olacağı inancıyla 2002’den bu yana bilumum silah ve teçhizat geliştirme, üretme projelerine yönelen Türkiye Batılı ülkelerin ambargo kararlarından etkilenmeden, hayranlık ve şaşkınlık uyandıran başarıyla ilerleyişini sürdürüyor.

KIBRIS’IN AYKIRI SESİ AKINCI

Şüphe yok ki Barış Pınarı için en şoke edici tavrı KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı gösterdi. Ülkesi 1960’lı 70’li yıllarda Rum mezalimi altında inlerken anavatan Türkiye’ye ‘Bizi kurtarın’ yalvarışlarıyla imdat eyleyen Kıbrıs, Dünya’nın nankör ülkeleri tarafından Rumların insafına terk edilmişti. Devrin Türkiye hükümeti Batılıların ağır eleştirileri ve ambargo uygulamalarına rağmen askeri imkanlarını seferber edip 498 şehit vererek Kıbrıslı Türkleri EOK’cı ENOSİS’ci, katliamcı gaddar Rumların  elinden kurtarmış, bugünkü Kıbrıs’ın oluşumuna zemin hazırlamıştı.

Toplamda bin 672 Kıbrıs Türkünün de şehit edildiği Rum mezaliminde akan kanı unutan Mustafa Akıncı bugün kalkıp, 40 bini aşkın Anadolu evladını katleden terör örgütlerinin yok edilmesi için başlatılan harekâta karşı, “1974'te biz adına Barış Harekâtı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır. Bu nedenle bir an önce diyalog ve diplomasinin devreye girmesi en büyük dileğimdir” diyebiliyorsa, ruhsal dezenformasyona uğradığından şüphe etmek gerekir!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘hadsizlik’ olarak nitelediği bu açıklamaya sert tepki gösterirken, “Öyle bir yere savruluyor ki, sabırla yeri geldiğinde bizlerden de gereken cevabı alacaktır. Oturduğu makam, kendi gücüyle elde edilmiş bir makam değildir. O makam, Türkiye Cumhuriyeti'nin gücüyle verilmiş bir makamdır” ifadelerini kullandı. Erdoğan, varlığını Türkiye’nin askeri operasyonuna borçlu olan birine bunları söylerken son derece haklıydı.

Bu arada Akıncı’nın söylemini bütün Kıbrıs’a mal etmenin yanlış olacağına da işaret etmek gerekiyor. Başbakan Ersin Tatar, Barış Pınarı harekâtında görev yapan Türk askerinin yanında olduklarını belirterek, “Allah Mehmetçiğimizi her şeyden korusun. Biz her zaman Türkiye'nin desteği ile KKTC'yi yaşatıyoruz. Türk askeri Suriye'de memleketimizin huzuru, bölge barışı için harekâttadır” diyerek Akıncı ile farklı görüşe sahip olduklarını ortaya serdi.

**

FİLİSTİN ATALARININ YOLUNDA!

Askeri ve ekonomik gücü olmasa da ‘Türkiye’nin yıllardır kendisi için verdiği mücadeleyi de göz önüne alarak’ Filistin yönetiminin Barış Pınarına destek açıklamalarında bulunması beklenirken kamuoyu ‘Filistin’in Barış Pınarı harekâtını kınadığı haberiyle’ irkildi. İsrail’in mukaddes toprakları işgaline karşı çaresiz kaldığı her pozisyonda Türkiye’nin yardım eliyle doğrulan Filistin yöneticileri kendilerinden beklenen tavrı göstermekte acze düştü. Yükselen eleştiriler karşısında yapılan ‘Arap Birliği’nin kınama açıklamasına katılmıyoruz, biz tarafsızlığımızı belirtiyoruz’ şeklindeki beyanlarını ‘kabahatten büyük özür’ olarak değerlendirmek mümkündür.

** 

ARAP BİR’LİKSİZ’LİĞİ

Cihan harbinde batının tezgâhına gelip Osmanlı ile yollarını ayıran ve bulundukları topraklara ‘emanetçi devlet’ olarak konumlandırılan Arap ülkelerinin devlet adamlarından ‘dişe dokunur’ bir destek beklemek ütopyaya eşdeğer bir davranış olurdu! Nitekim ne Arap âleminin nede Müslüman dünyanın hiçbir müşkülünde kılını kıpırdatmayan adı ‘Arap Birliği’ olan teşkilat Türkiye’yi Barış Pınarı operasyonu sebebiyle işgalci olarak niteleyip kınadı. Ve öyle anlaşılıyor ki malum görüşmede kimse; mesela Suudilere ‘Siz neden Yemen’i bombardımana tutuyorsunuz?’ diye sormadı!

İran, Türkiye'ye Suriye'deki güçlerini geri çekme ve saldırıyı derhal durdurma çağrısı yaparken Lübnan “Harekâtı kardeş bir Arap ülkesine saldırı ve Suriye toprağını işgal’ olarak görüyoruz” dedi. Mısır, ‘Türkiye'nin Suriye topraklarındaki saldırganlığını en güçlü ifadelerle kınamaktayız’ derken, Birleşik Arap Emirlikleri, ‘Türkiye'nin Suriye'ye askeri saldırganlığını kınıyor ve bunun tehlikeli bir gelişme olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Hal böyle olunca belli bir cenaha fırsat doğuyor; Türkiye’nin İslam coğrafyasında sağlamaya çalıştığı düzen ve dirliğe karşı adeta kampanyalar açılıyor.

**

DALTON KARDEŞLER 

Bir de bölge ile ilgili şeytani planları olan, gölgesinde durmanın sakıncalı olduğu ülkeler var. ABD bölgedeki askerlerini kademe kademe operasyon sahasının dışına çekerken, harekâtın her aşamasında ‘ağır ekonomik yaptırımlar’ tehdidini savurmaktan geri durmadı.

1. Dünya savaşıyla yerleştiği Suriye’de terörün varlığından asla rahatsız olmayan Fransa, “Türkiye’nin operasyonu 5 yıldır savaştığımız DEAŞ'a fayda sağlıyor. Durdurulmalı” dedi. Artık DEAŞ’la nasıl savaşmışsa!

İngiltere, harekâtın ‘sanki istikrarlıymış gibi’ bölgeyi istikrarsızlaştırma, halkın acılarını artırma ve DEAŞ'a karşı kazanılan başarıyı bozma riski yarattığını savundu.

Almanya, ‘Türkiye’nin, bölgeyi daha da istikrarsızlaştırma ve DEAŞ'ın güçlenmesi riskini göze aldığı’ iddiasında bulundu.

**

DEAŞ ÜZERİNDE HAİN PLANLAR

Dikkat edin, tüm batılıların ortak objesi DEAŞ. Ve pazar günü ajanslara ‘Kaçan teröristlerin hapishanelerin kapılarını açarak DEAŞ’lıları serbest bıraktığı yönünde bir haber düştü. Türkiye’den DEAŞ’a katılmış çok sayıda insan bulduğu göz önüne alındığında planın büyüklüğü anlaşılabilir. Kocaları ölmüş çok sayıda tutuklu çocuklu kadının ‘mağdur aile sıfatıyla’ halk arasına karışarak Türkiye topraklarına döndürülmesi bu burada provakatif eylemlerde kullanılması planın bir parçası olarak değerlendirilebilir.

** 

İÇİMİZDEKİ ÖTEKİLER!

Birde içimize, yan yana yaşadığımız, fakat Barış Pınarı gibi Milli meselelerde ‘gayri milli tavırlar sergileyen’ güruha bakın! Ekmeğini yediği, suyunu içtiği, nimetlerinden istifade ettiği Türkiye’nin aleyhine olmaktan ar duymayan, Mehmetçik’in teröristlere sıktığı her kurşundan rahatsız olan, adı ve ünvanı her ne olursa olsun bir kitle var! Bilhassa sosyal platformlarda arz-ı endam edip güya ‘vatanseverlik, milliyetperverlik, barış ve yurtseverlik kaygılarıyla’ savaşa hayır naraları atıp duruyorlar. Bunlar kim mi? Bilmeyen kaldı mı Allah aşkına!

**

GÖNÜL COĞRAFYASINDAN ESİNTİLER

Bakmayın siz kötü örneklerden başladığımıza; dünyanın yüce ordusunun barışı tesis etmek adına başlattığı operasyon farklı din ve milletlerden layık-ı veçhile destek gördü, görmeye de devam ediyor.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, “Barış Pınarı Harekâtı'nın barış ve istikrarın sağlanmasına yardımcı olacağından eminiz” açıklamasını yaparken, Kuzey Makedonya Türk Milli Birlik Hareketi (TMBH), “Gözümüzün nuru anavatanımız Türkiye, bu tehlikelere son vermek üzere TBMM'deki bütün (HDP hariç) partilerin desteğini sağlayarak bölgeye barış ve huzur getirmek için haklı olarak Barış Pınarı Harekâtı'nı başlatmıştır” dedi.

Destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı arayan Pakistan Başbakanı İmran Han başarı dileklerini iletirken resmi açıklamada, “Terörün 70 binden fazla can aldığı, 3 milyondan fazla mültecinin bulunduğu bir ülke olarak Pakistan, 40 bin vatandaşını teröre kurban etmiş Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tehdit ve zorlukların farkındadır. Pakistan her zaman olduğu gibi Türkiye'nin arkasındadır ve Türkiye'yi tamamen desteklemektedir. Türkiye'nin güvenliği, bölgesel istikrar ve Suriye'de barışçıl çözüm için attığı adımları destekliyor, başarılı olmaları için dua ediyoruz” denildi.

Venezüella'nın Ankara Büyükelçisi Jose Gregoria Bracho Reyes, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temsil ettiği hükümet kadar da barışın ve demokrasinin yanında olan bir hükümet bulunmamakta. Dünyanın imparatoru olduğunu zanneden ülke tarafından gelen tehditleri kabul etmememiz lazım” diyerek Amerika’ya karşı duruşunu da gösterdi. Reyes, “Biz her zaman barışın, demokrasinin arkasındayız ve şu anda Türkiye de tamamen barışın ve demokrasinin yanında yer almaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aynı zamanda Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun kardeşi, arkadaşıdır. Biz her zaman Türkiye’nin yanında olacağız” diyerek iki ülke arasındaki birlik ve dayanışmanın boyutunu gözler önüne serdi.

Sırbistan Sancak Demokratik Eylem Partisi Genel Başkanı, Sancak bölgesinin en önemli siyasi portresi Sulejman Ugljanin, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye-Suriye sınırındaki güvenliği sağlamak amacıyla gösterdiği tüm çabaları desteklediğini’ açıkladı.

Ve Katar… Son yıllarda Türkiye olan sıkı işbirliği sebebiyle ablukaya alınan İslâm dünyasının parıldayan yıldızı Katar ‘operasyonu desteklediğini ve gerekli olan her türlü desteği sağlamaktan çekinmeyeceğini’ açıklayarak Türkiye’nin yanında durdu.

**

MACAR TÜRKLERİNDEN ENDÜLÜS İSPANYASINA

Türkiye’ye en açık ve net destek açıklaması yapan ülkelerden biri Hristiyan Batı Dünyasının içinde yer almasına rağmen Macaristan oldu. Devlet Başkanı Gergely Gulyas,  “Türkiye kendi topraklarında ikamet eden 4 milyon mülteciyi kendi ülkesine geri ulaştırmak istiyorsa o zaman bu girişimi desteklenmeli” diyerek batı dünyasına karşı Türkiye’nin yanında durdu. Macaristan AB’nin Türkiye’yi kınama bildirisini de imzalamayarak bir süre bloke etti ve bu şekilde Avrupa’ya bir mesaj vermiş oldu.

Son dönemde, Türk ırkından geldiklerini kabul ederek batı dünyasını şoke eden Macaristan, dindaşların gösteremediği dayanışma örneğini sergileyerek yeni dönemin kapısını araladı.

İspanya NATO Delegasyonu da, operasyon hakkında yaptığı paylaşımda “Türkiye'ye destek, ittifakın sınırındaki krizde gerilimin düşürülmesine katkı sağlamayı amaçlıyor” ifadelerine yer vererek destek oldu.

**

Dünya en yakın zamanda ‘Türkiye’nin haklılığını bütün hücreleriyle kabul ettiğinde’ bugün aykırı saflarda duran ‘yerli ve yabancı ötekilerin’ durumunu çok merak ediyoruz, çok!