Bundan 100 sene önce yaşasaydınız  titreşim ve frekansın maddeyi etkilediğini duysaydınız büyük ihtimalle sizin için bir şey ifade etmeyebilirdi bu bilgi ama günümüzde artık buna aşinayız. Kuantum fotonun yani ışık zerresinin atomu etkilediğini gösterdiğinden beri düşüncenin maddeyi etkilediğini artık biliyoruz. Anadolu’da “İyi düşün iyi olsun”, “Ne düşerse akla o gelir başa” gibi deyişlerin aslında bu bilgiyi Anadolu’nun yüzyıllardır kullandığını bize gösteren en güzide sembolik örneklerdir.

Bugün spritüel olarak adlandırılan ve çoğunlukla başka kültürlerden geldiği düşüncesi ile pek çok kişinin mesafeli durduğu bu konular bizim bağrımızda her daim vardı. Pek çok türkümüz’de ve atasözümüz’de yer alan cümleler buna en açık örneklerle doludur ki “Şifa’nın Gücü” kitabımda bu konuya yer verdim.

Peki ne yapacağız sistemli bir şekilde özümüzle olan bağımızı kesmeye yönelik pek çok tuzağı özümüze dönerek sembolik olarak bize anlatılanları anlamaya çalışarak ve hepsinden öte özümüze sahip çıkarak hatırlayacağız. 

“Gönülden gönüle bir yol var görünmez” Bugün kuantum alanda gözle görülmeyen enerji bağlarından söz ediyor, “Bir şeyi kırk kere söylersen olur” yine vazgeçmeden düşünerek oluşturulan imajinasyonların oluş yasası ile gerçekleştiği biliniyor, “Gönül gözüyle görmek”, “Gönülden istemek” bugün kalbin enerji alanının beynin enerji alanından beş bin kat daha büyük olduğu kanıtlandı ...

Enerjiyi öğrenmek, çakra sistemini öğrenmek ve sistemi anlayıp artık bunu çalıştırmak bizim boynumuzun borcudur çünkü: “Bahçe biziz gül bizdedir” Asil kanımızda olan bilgileri hatırlamak ve uyanmak çağıdır... Ne mutlu vesile olabilenlere...