1991 yılında bağımsızlığını kazanan Azerbaycan Cumhuriyeti, merkezi planlı ekonomiden tamamen sıyrılıp, serbest piyasa ekonomisine geçiş yapmak için diğer eski Sovyetler Birliği Ülkeleri gibi büyük çabalar sarfetmiştir. Genel olarak Azerbaycan ekonomisi, petrol ve gaz üretimi, petrol rafinerisi, mühendislik, maden bilimi, kimya, petrokimya, gıda endüstrisi ve tarım ürünlerine (pamuk, ipek, çay, tütün, şarap, sebze ve meyve) dayalıdır. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Azerbaycan önemli ekonomik problemlerle yüzyüze kalmıştır. Merkezi Planlı Ekonomik Sistem zamanında, birçok endüstriyel ve tarımsal ürün ihracatı doğrudan diğer Sovyetler Birliği Ülkeleri'ne yapılmaktayken, sistemin yıkılmasıyla birlikte Azerbaycan bu pazarlarını kaybetmiştir ve hemen ardından da ülkede, ekonomik krizler yaşanmaya başlamıştır. Bağımsızlık sonrası dönemde para ve maliye politikalarının zayıflığı, bütçe açıklarına ve hiperenflasyona yol açmıştır. Bu yaşanan olumsuzluklara bir de Ermenistan ile yaşanan savaş da eklenince durum iyice kötüleşmiştir. Savaş sonunda tarımsal üretimde % 20'lik bir azalma meydana gelmiştir. Ekonomide yaşanan olumsuzlukların diğer bir göstergesi de 1990 ve 1995 yılları karşılaştırıldığında, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla oranında % 60'lık, endüstriyel üretimde % 70'lik, tarım üretiminde % 48'lik düşüşlerin yaşanmasıdır. Azerbaycan ekonomisinde bütçe gelirlerinin en önemli kısmını petrol gelirleri oluşturmaktadır. Özellikle özelleştirme uygulamaları ile birlikte ülkeye girişi sağlanan yabancı sermaye yatırımlarınınn çok önemli bir kısmı petrol sektörüne yapılmaktadır. Azerbaycan bağımsızlığının kazandığı 1991 yılından 1995 yılına kadar olan dönemde ekonomik reformlar bakımından başarı gösterememiştir.Çünkü, piyasa ekonomisinin gerektirdiği, bankacılık, özelleştirme, dış ticaret liberalizasyonu gibi reform uygulamaları 1995 yılından itibaren başlatılmıştır. Azerbaycan, IMF ve Dünya Bankası'na 1993 yılında üye olmuştur ancak bu kuruluşlardan ilk yardımını 1995 yılından itibaren almaya başlamıştır. 1995 yılında Azerbaycan, IMF, Dünya Bankası ve EBRD ile işbirliği içinde yürüttüğü istikrar programını uygulamaya koymuştur ,1995- 1998 yılları arasında olumlu sonuçlar alınmaya başlamıştır. GSYİH'nın büyüme oranı % 10'a ulaşmıştır. Programın diğer amaçları; fiyat ve ticaret liberalizasyonunun sağlanması, küçük ölçekli işletmelerin ve tarımsal alanların özelleştirilmesidir. Diğer taraftan derin yapısal reformlar olarak, orta ve büyük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesi, kamu hizmet ve kuruluşlarına düzenlemeler getirilmesi amaçlanmıştır. Azerbaycan ekonomisinde 2001 ve sonrası dönüşüm sürecinde üçüncü aşama olarak değerlendirilebilir. Bu dönemde gerçekleştirilmesi hedeflenen önemli amaçlar olarak şunlar sıralanabilir: İktisadi büyümenin ivme kazanarak devam ettirilmesi, İkinci Devlet Özelleştirme Programının kabul edilmesi ile enerji sektörün yeniden yapılandırılması ve üretim kapasitesinin arttırılması, İktisat politikalarının sosyal yönünün güçlendirilerek, sosyal refah düzeyinin arttırılması, bunun için de enerji sektöründen elde edilen gelirlerin diğer sektörlere yöneltilmesi. Dolayısıyla bu aşamada uygulanacak olan iktisat politikası ile daha çok petrol sektörü dışındaki alanların geliştirilmesi hedeflenmektedir. İktisadi kalkınma stratejisinin yakın perspektifte temel amacı; yapılan iktisadi düzenlemelerin derinleştirilerek çağdaş piyasa ilişkileri ve dünya üretim sisteminin gelişim eğilimi temelinde ülkenin iktisadi sisteminin yeni kalkınma seviyesine geçmesinin sağlanmasıdır. Yeni işyerlerinin açılması, halkın gelir düzeyinin arttırılması ile hayat standartlarının yükseltilmesi doğrultusunda bazı reformların hayata geçirilmesi amacıyla Aliyev'in Mart-2001'de imzaladığı "Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı"na esasen 2003-2005 yıllarını kapsayacak şekilde yapılacak olan faaliyetler de önem arzetmektedir. Amaca ulaşmak üzere gerçekleştirilecek projeler için 3 milyar $ sermayenin yatırılması planlanmaktadır. Ekonominin tümü bakımından ise bu süre zarfında yaklaşık 10 milyar $ sermaye yatırımlara sevk edilmiştir. 2002 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Aliyev'in yerli ve yabancı iş adamlarıyla görüşmesinin ardından, Ağustos ve Eylül aylarında imzaladığı girişimciliği destekleyen fermanlar ile, özellikle vergi, gümrük, lisans ve işletmelerin denetimi ile ilgili yapılan yapısal düzenlemelerle, yerli ve yabancı işadamlarının önündeki bazı problemler giderilmeye çalışıldı. Vergi oranları düşürüldü, küçük ve orta ölçekli işletmeciliğin geliştirilmesi için program kabul edildi. Yapılan düzenlemeler işadamlarına ekonomide yeni bir devrin başladığı inancını artırırken ülkede yaratılan yatırım iklimi, yabancı işadamlarının dikkatini çekmeye başladı. Sonuç olarak, kardeş ülke Azerbaycan'ın ekonomisi sürekli bir iyileşme süreci içindedir. (Not: Bu yazıda, Simla Güzeli'n "Piyasa Ekonomisine Geçiş Sürecinde Azerbaycan'da Özelleştirme uygulamaları" adlı çalışmasından yararlanılmıştır.)