Aslında Türk insanının ne kadar çalışmayı sevmediğini, kafalarımızı kısa yoldan zengin olmak için yorduğumuzu düşünüp dururdum. Fakat Mithat Bereket ile işlediğimiz son derslerden birinde Yunanistan’ı daha yakından tanıma fırsatı buldum. Bu arada Mithat Bereket’in yüksek lisans yaptığım Kadir Has Üniversitesi’nde Öğr. Görevlisi olduğunu ve derslerimizin de son derece verimli geçtiğini söylemek isterim. Yunanistan deyince aklımıza hep tatil, sirtaki, eğlence gelir öyle değil mi? Gerçekten duyduğumuz gibi... Yunanistan’da her dört kişiden biri devlet memuru ve çalışma saatleri çok esnek. Esnek derken Türkiye’deki gibi anlaşılmasın. Türkiye’de esnek çalışma saatleri fazla mesai’ye denk geliyor. Fakat komşuda durum öyle değil! Yunanistan’da kamu görevlilerinin çalışma saatleri saat 07.30-15.00 arasında. Yazları ise , Mayıs-Eylül döneminde ise bu saatler 07.00-14.30 arasında. Eğlence düşkünü komşumuzun en önemli gelir kaynağı Turizm. Sanayisi olmayınca da Avrupa Birliği fonlarından yüksek miktarda yararlanan yunanlılar son zamanlarda zor durumda. Fakat bu zor durum Karamanlis hükümetinden kalma. Eski hükümetin ekonomik verilerle oynayarak AB’yi yanılttığı söyleniyor. Almanlar Yunanistan’a yardım edilmesine karşı. Tabii ki eğer Yunanistan’a para verilirse diğer zor durumda olan AB Ülkelerine de aynı yardımın yapılması gerekebilir. Avrupa Birliği’ni yakından takip eden biri olarak, Yunanistan’ın içinde bulunduğu bu durumdan dolayı AB’nin üzerinde bir yük olarak görmemek mümkün değil. Yunanistan’dan kemer sıkması istendiğinde bütün halk ayağa kalktı. Ya biz ne yapalım? Yıllardır kemer sıkıyoruz. Üstelik bütün üretimimiz kısıtlandı. Şeker pancarına, tütün’e konulan kotalar ortada. Yıllar evvel yurt dışına et ihraç eden ülkemiz, şimdi et ithal ediyor. Tarım ve hayvancılığı batmak üzere ülkemizde halen aç değiliz, az biraz sanayi ile geçinmeye çalışıyoruz. Yani taplam gücümüzün %20 si ile bile -halk deyimiyle- kör topal idare etmemizi sağlıyor. Tabii ki bu durum nereye kadar sürer bilemiyoruz. Gelelim Yunanistan’a... Bu şartlarda ne yunan halkı kemer sıkar ne de Almanya komşumuza para verir. Önce AB ülkeleri birbiriyle anlaşmazlık içine düşer, sonra da çözülme yoluna gider. Yani bizi bünyesine alsın diye kapısında beklediğimiz AB tarih sayfalarındaki yerini almaya başlıyor diyebiliriz... Herkese şimdiden ilan olsun... NOT: Son yazımda Emek sinemasının yıkılması ile ilgili olarak Multi Turkmall şirketinden bir açıklama geldi. Şirket, Emek sineması ile ilgili hiç bir bağlantılarının olmadığına dair basın bildirisi gönderdi. Sorumlu yayıncılık gereği ile bu açıklamayı yapmayı bir boç bildim. İlgililere duyurulur.