Aşkın en zoru bizimkisi demedin neden?
Her bir zerrendeyim, sende bunu öğren!!..
Ne mesafeler, ne uzak aralar, ne tarih, ne geçmiş nede gelecek önünde duramaz İlah-i Aşkın!!
Gördüğün anda, sadece üç saniyede tabiri caizse yıldırım çarpmış gibi yada ne bileyim pat diye dengeni kaybedip damdan düşer gibi..
Zıpkını yiyen Mağraşgül gibi hançer-i İlah-i girer yüreğine ve tekrarı olmaz yaşanmışlıkların; tekrarı olmaz geri dönüşsüz bir kanama başlar yürekten tüm damarlara ve hatta tüm hücerelere!!..
Zerre boşluk kalmaz bedende..
Mağraşgül’ün kafa tasında iki tanecik taşa benzer şifa varya!!
İşte aynen öyle mantıksız ve mucuzevi bir değil iki kişilik şifadır İlah-i Aşk!!..
Ve her aşka ayrı bir hikaye, ayrı bir kutsiyet, ayrı bir masal, apayrı bir kaderdir!!..
Ve her aşk; en zorudur sevenlere, ve her zerresindedir bedenin.. Ne kadar kabullenilmese de inkar çabaları boşunadır..
Görünür teslimiyetin de bir önemi yoktur aslında, zira beden değil ruhtur teslim olan.. Ruhun ne dili, nede cismi görünmez saklıdır her zerrede!!..
Haz, hoşlanma Aşk-i Kutsiyet’e girmez maalesef.. Kutsiyette sexs olmaz mesela.. dokunma, koklama hatta görmek mümkün olamaz!!..
Ama ruhun tüm derinlikleri bedene zerk eder bilinmeyeni, görünmeyeni, dokunulamayıp, koklanamayanı zerk ederde durur!! Aşk-i Kutsiyet
Selam sevgi ve saygılarımla