Türkiye son bir ayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika ziyaretine odaklanarak geçirdi. Üzerinde pek çok spekülatif yorumun yapıldığı ziyaret hakkında son derece uç sayılabilecek iddialar da gündeme getirilmişti. ‘Erdoğan sakın ABD’ye gitmesin, tutuklanır’ diyen de vardı, ‘Gitse ne olacak, istediğini alabilecek mi?’ diye umutsuzluk sergileyen de.

Neticede Trump ve Erdoğan Beyaz Saray’da belki de tarihin en önemli görüşmelerinden birini gerçekleştirirken dünya bu toplantıya odaklandı. Son anda ABD’li senatörlerin de katıldığı toplantı, Türkiye’nin taleplerinin açık dille ifade edilmesi ve kabul görmesi açısından önem taşıyordu. Erdoğan, Anadolu tabiriyle ‘Lafı eğip bükmeden’ Amerika’dan beklentilerini tek tek dile getirirken Trump’ın yüzü adeta bin bir şekle giriyordu. Amerikan basınında görüşmeye ilişkin, ‘Erdoğan'ın Trump üzerinde diğer liderlerden daha farklı bir etkisi olduğu’ tespitinde bulunulması durumu özetliyordu.

Batı medyasında yapılan şu tespiti bir kenara not etmek gerek: ‘İki liderin karşılıklı içerlemeleri de her halükarda kısa sürede çözülemeyecek konularla ilişkili. İki ülke liderler seviyesinin altındaki her seviyede birbirlerine sırtlarını dönmüş durumdalar. Üstelik de, müttefikliklerinin temelini oluşturan, NATO, Avrupa Birliği ve Orta Doğu'daki Amerikan politikası aşınmayı sürdürürken.’

Amerika’nın şimdi başka dertleri var; Suriye’de kaybettiklerini başka yerde kazanmak gibi, dünyanın en önemli petrol rezervlerinin bulunduğu İran’ı karıştırmak gibi!

**

İRAN’DA ARAP BAHARI MI BAŞLADI?

İran sahip olduğu petrol madenini onlarca yıldır batı dünyasının hizmetine sunarken satıştan hak ettiği parayı Avrupa bankalarında tutarak tarihi bir hata yaptığını 2008 yılında fark etmişti. Amerika’nın verdiği akılla, ‘Nükleer programı bahane edilerek’ Avrupa Bankalarında birikmiş parasına temlik koyulan İran, halkına ‘bedavadan biraz pahalıya sattığı’ petrolün fiyatında yapılan artışı müteakiben halk ayaklanmasıyla karşı karşıya kaldı. Amerikan ambargosu sayesinde ticaret sahası giderek daralan İran ‘Arap baharına benzer tablolarla’ sarsılıyor.

Eylemlerin başlamasından sonra yaptığı açıklamada zam kararını savunmaktan vaz geçmeyen Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ‘Ülkenin içinde bulunduğu krize rağmen hükümet bu zamda kazanç elde etmeyi değil, dar gelirli vatandaşlara yardım için kaynak oluşturmayı amaçlamıştır’ dese de tansiyonu düşüremedi.

Dini lider Ayetullah Ali Hamaney ise zamma destek verdiği açıklamasında uluslararası ajanları işaret etti. “Sabotaj ve kundaklama eylemleri bizim halkımız tarafından değil, holiganlar tarafından yapılıyor. Devrim karşıtları ve İran düşmanları, her zaman sabotaj ve güvenlik ihlallerini destekledi. Bugün de bunu yapmaya devam ediyorlar” diyerek halkı zamları kabul etmeye ve sükunete çağırdı.

Anlaşılan Mehmetçiğin dipçiğiyle Suriye topraklarını terk etmek zorunda kalan kovboylar kendilerine yeni kuyular aramaya devam ediyor.

Nitekim Beyaz Saray İran’daki protestolara ilişkin dün yaptığı açıklamada, ‘eylemcilere karşı kullanılan şiddeti kınayıp, eylemcilerin yanında olduğu mesajını verince işi rengini de açık etmiş oldu.

“ABD, kendilerine önderlik etmesi gereken rejime karşı barışçıl protestolar düzenleyen İran halkının yanındadır. Göstericilere karşı kullanılan ölümcül müdahale ve ağır iletişim kısıtlamalarını kınıyoruz” diyen Amerika "Tahran yönetimi, nükleer silah ve füze programlarının yanı sıra terörizmi destekleyerek, yönetim tabakasının kendi insanlarını terk edip, kendi zenginlikleri ve güçleri için çalıştıklarında ne olacağını onurlu İran halkına gösterdiler” şeklindeki değerlendirmesiyle İran üzerinde kurmaya çalıştığı büyük tezgahı adeta ilan etti.

**

ALTAY DÜNYA BELEDİYELER BİRLİĞİ EŞ BAŞKANI OLDU 

Dünya Belediyeler Birliği olarak da bilinen Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) geçen hafta Güney Afrika’nın Durban şehrinde toplandı. Kongrede Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Dünya Belediyeler Birliği Eş Başkanlığına seçildi. Çeşitli ülkelerden 240 bin şehrin temsil edildiği ‘en kapsamlı yerel ve bölgesel yönetim ağı’ olan UCLG'de 12 adayla yarışan Altay’ın, eş başkanlığa seçilen 6 isimden biri olması Konya’ya olduğu kadar ülkemize de prestij kazandırdı.

Altay kongre salonunda Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı ve Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca ile cep telefonundan Türkiye-İzlanda maçını izlerken çekilmiş fotoğrafını sosyal medyada yayınlayıp her şartta ‘milli meselelere ilgili ve vakıf olduğu’ mesajını vermişti. Altay’a ilk kutlama mesajını da sosyal medyada Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş yayınladı. Üç yıl sürecek yeni görevi nedeniyle Altay’ı tebrik ediyoruz.

**

TERÖRİSTLERLE GÖNÜL BAĞININ SEBEBİ NEDİR?

Dünyanın en büyük terör merkezlerinden biri haline gelen ve onlarca yıldır ülkemize düzenlenen silahlı saldırıların merkezi durumundaki Suriye’de Mehmetçiğin kararlı mücadelesiyle temizlik harekâtı devam ederken geçen hafta ölü ele geçirilen bir teröristin kimliği ve siyasi bağlantıları şoke etti. Resulayn'da askerlerimize uzaktan kumandalı bomba ile saldırı hazırlığı yaparken öldürülen YPG'li terörist Özge Aydın'ın, geçmişte CHP Genel Başkan Yardımcısı CHP'li Veli Ağbaba tarafından TBMM'de ağırlandığının ortaya çıkması Ana muhalefet partisine gölge düşürdü.

PKK/YPG yandaşlarıyla Muğla’da tanışıp örgüte katıldığı ortaya çıkarılan ve güvenlik güçlerinin arananlar listesinin turuncu kategorisinde yer alan Aydın bir dönem TBMM’de Ağbaba’yı ziyaret edip ‘stetoskopu bileklerine kelepçe gibi bağlayarak’ yaptığı eylemle, ‘tutuklu terör örgütü yandaşı tıp öğrencilerine’ destek istemiş.

**

CHP’LİLER DE EKREM BEYİ ELEŞTİRMEYE BAŞLADI

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu kısa zamandaki icraatlarıyla sadece AK Parti ve MHP’lilerin değil, mensubu olduğu CHP ve desteğini aldığı İyi Partililerin de eleştirilerine hedef olmaya başladı.

Başkanlık makamına oturduktan sonraki uygulamaları tanıtım-propaganda dönemiyle çelişen İmamoğlu bir Belediye Başkanı resmi sergilemekten ziyade ‘Uluslararası güçlerin desteğini arayarak 2023 seçimlerine hazırlanan’ hazırlanan bir profil ortaya koyuyor. Son Londra ziyaretinde temas kurduğu çevrelerde belediyecilikten ziyade genel siyasete yönelik, eleştirileri, iktidarı şikayet eder tarzdaki beyanatları İmamoğlu’nun ‘icazet mercii aradığına dair’ yorumları da beraberinde getirdi. 

**

ÖRTÜ DÜŞMANLIĞI NEREDEN GELİYOR?

İnsanların ‘inançları nedeniyle’ başörtüsü takmaları, uzun etek ve dekoltesiz kıyafet giymeleri son derece normal karşılanması gerekirken ülkemizde fiili-fiziki saldırılar ve sözlü hakaretlerin sıklıkla meydana geliyor olması son derece dikkat çekici bir hadisedir. Geçen hafta İstanbul Karaköy’de yanlarından geçen başörtülü kızlardan birine yumrukla saldırıp örtüsünü açmaya çalışan kadının 'Pis İslamcılar, gidin bu ülkeden. Sizi istemiyoruz' şeklindeki sözleri aslında kin ve öfkenin sadece örtüyle sınırlı olmadığının da ifadesi olsa gerek! Nüfusunun çoğunluğu, yüzde 90’dan fazlası Müslüman olan bir ülkede ‘yüzde 10 bandında kalan’ insanlar arasından’ çoğunluk cenahından olanlara’ saldırganlık gösterecek cesareti taşıyor olmaları da hayret uyandırıcıdır.

**