1909 Sinop doğumlu olarak bilinen Ahmet Muhip Dıranas 21 Haziran 1980 İstanbul’da vefat etti.
İttihat ve Terakki’nin sevmediği o yüzden de parlatılmayan, cilalanmayan bir şair, oyun yazarı ve gazete köşe yazarı. Tarihe gömülmüş adeta. 1999- 2000 yıllarından sonra eserleri basılmamış. Kütüphane çalışanının, Kültür Bakanlığı çalışanının Ahmet Muhip Dıranas dediğimde tekrarlatması ve ismi ilk defa duyduğunu söyleyenine bile rastladım.
Tam da bu sırada İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı’na Dıranas’la ilgili tasarımı verdim.
Nihayet bürokratik icraat tamamlandı ve Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde 100 kişinin dinleyici olduğu bir faaliyette Dıranas’ı yeniden küllerinden çıkarıp gündeme taşıdık.
Prof. Dr. Durali Yılmaz, onun hiçbir siyasi kitleye esir olmamış kişiliğini, şiirlerini edebi metin incelemesi tarzında sundu.
Onun ardından Ahmet Özdemir oyunlarını incelerken Devlet Tiyatroları Repertuar Kurulu Başkanı iken kendi oyunlarını sahneletmediğini söyleyerek onun kişisel çıkar peşinde olmadığına dikkat çekti. Tek tek oyunlarını değerlendirdi ve onun oyun metinlerinin de şairane bir dile sahip olduğun ifade etti.
Oturum Başkanı olarak ben de eşi Münire hanımla yapılan bir röportajı özetleyerek onun hayatında önemli kilometre taşlarına işaret etmeye çalıştım. Harun Yöndem hem iyi bir sunucu hem de Dıranas hakkında geniş malumat sahibi olan bir insan olarak faaliyete renk kattı.
Harun Yöndem Ahmet Muhip Dıranas’ın zannedildiği gibi Sinoplu olmadığını, aksine İstanbul doğumlu olduğunu beyan etti. Bu iddianın gerçek olması büyük ihtimal.
Anne Seniha hanım İstanbul Üsküdarlı, baba Galip bey Sinopludur ama İstanbul’da itfaiye yani tulumba teşkilatında çalışmaktadır. Evlilik İstanbul’da olduğu için daha sonra da baba Balkan savaşı, Çanakkale savaşı, Yemen-Filistin-Suriye çöl savaşları derken aradan geçen 7-8 yılda eşine ve çocuklarına ilgisini kaybetmiş.
Bundan sonra Sinop’a dönen Galip orada bir başka kadınla evlenerek bir de erkek çocuk sahibi olmuştur. Seniha kocasının savaşlar bittiği halde dönmemesi üzerine onu aramaya çıkıyor ve Sinop Salı köyünde onu evlenmiş olarak buluyor.
Fehim ve Ahmet Muhip de yanında olduğu halde Seniha kocasının yanında kalır ve uzun kavgalı aylardan sonra ikinci kadın evi terk etmekte bulur. Bundan sonra İstanbul’a gelinir. Ancak baba Galip çok sürmeden Kurtuluş savaşı için evden ayrılır. İlginç bir hayattır ve romancısını beklemektedir.
Ahmet Muhip’in hayatında 4 il var. Baba ili Sinop, Anneili İstanbul, Ankara ve askerlik yaptığı Ağrı.
Bu yüzden bu dört şehir onun şiirlerinde, oyunlarında ve yazılarında hep vardır.
Ahmet Muhip Dıranas’ın eğitimi Salı köyü, İstanbul ve Ankara’da geçti. Ankara Erkek Lisesi, Ankara Hukuk Fakültesi ve İstanbul Edebiyat Fakültesi felsefe bölümü, Ancak Dıranas hukuku da felsefeyi de bitirmedi. Ama her iki fakültede de görüş, izan ve idrak kazandı.
Sinop’ta ilkokulda muallimi Numan beyden ilk şiir zevkini almış, daha sonra iki öğretmeninden Faruk Nafiz Çamlıbel ona mesafeli dururken Ahmet Hamdi Tanpınar onu hep teşvik ederek bir edebiyatçı olarak doğmasını sağlamıştır.
Talebe Mecmuası, Milli Mecmua, Servet i Fünun, Varlık, Çığır, Ağaç, Gündüz, Oluş, Yücel, Ülkü, Sanat ve Edebiyat, Yaprak, Hisar, Hakimiyet i Milliye gazetesi, Ulus Gazetesi ve Zafer gazetesi onun oyun, köşe yazısı ve şiirlerini yayınladığı dergi ve gazetelerdir.
Ankra’da Genç Edebiyatçılar Birliği ile başka yıldızlarla bir arada olan Dıranas İstanbul’da bambaşka edebiyat ve yıldızlar topluluğuyla bir arada oldu.
 
Ahmet Muhip Dıranas hayatı boyunca hep bürokrat olarak yaşadı. Hızlı ve bohem yaşadı.Güzel Sanatlar Kütüphanesi Müdürlüğü, Dolmabahçe Resim ve Heykel Müzesi Müdür Yardımcılığı, CHP Genel Merkezi’nde Halk Evleri Kültür ve Sanat yayınları yöneticisi Çocuk Esirgeme Kurumu Yayın Müdürlüğü, Çocuk Esirgeme Kurumu İdare Heyeti Başkanlığı, İş Bankası Yönetim Kurulu üyeliği,Devlet Tiyatrosu Edebi Kurul Başkanlığı, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu üyeliği,  Türk Ticaret  Bankası Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. DP’den AP’den birkaç kere milletvekili adayı oldu ama seçilemedi. Ama hep İl Genel Meclisi üyesi, Belediye Meclis üyeliği yaptı.
 
Dıranas çocuk denece yaşta yazdıklarında Muhip Atalay ismini kullanmıştır. 1940 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu’ndayken evlendi (1940).
1942-1944 yıllarında Ağrı’da askerlik yaptı.
Ahmet Muhip Dıranas hakkında Prof. Dr. Alim Gür ve Dr. Mustafa Kırcı’nın eserleri var. Ancak onun hakkında bir yüksek lisans tezi var ki çok değerli bir çalışmadır.
Eğe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne Ebru Özçalışkan onun tüm şiirlerini tema ve kelime varlığı açısından incelemiş. 9601 kelime kullanmış. Yabancı kelime sadece 24 Yunanca ve 34 Fıransızca kullanmış. Dıranas’ın temaları ise Tanpınar’ın etkisiyle rüya, bahar, akşam,doğa, gece, gölge, karanlık, ışık’tan oluşur.
Ahmet Muhip Dıranas’ın şöhretini zirveye taşımasına rağmen diğer şiirlerinden daha az kaliteli olan Fahriye Abla şiiridir. Şiir kalitesinin ortaya çıkmasını önleyen bu şiiri yazdığına pişmandır da.
Eşine bu şiirin ileride sinemacılardan tekli alacağını, sakın onlara pirim verme demeiş olmasına rağmen Yavuz Turgul bu filmi çekti ve Müjde Ar’ın oynamasıyla da şiir şöhretini ölçülemez boyutlara taşıdı.
Şiirleri İş Bankası Yayınları arasında ve Yapı Kıredi Bankası Yayınları arasında yayınlandı. Oyunları da bir kitapta, yazıları da bir kitapta toplandı. Adam ve Kırstel yayınları da bu eserleri değişik biçimde yayınlamış. Dıranas kendi oyunlarından başka Tevfşk Fikret’in Rübab ı Şikeste’si Kırık saz adıyla yeniden düzenleyip yayınladığı gibi Abdülhak Hamid’den de başka Fıransız yazarlarının oyunlarını da Türkçe^ye kazandırmıştır.
Bu tasarımızla hayırlı bir iş yaptığımız kesin. Tarihe gömülmüş Dıranas’ı kendi küllerinden yeniden alevlendirmek için, İttihat Terakki’nin yarattığı nisyan gayyasından çıkarmak için bu faaliyet tam yerinde ve zamanında gerçekleşmiştir.