Anadolu Türklüğünün ayrılmaz bir parçası olan Ahıska Türklerinin anavatanı bugünkü Gürcistan Cumhuriyeti'nin toprakları içinde kalan ve Türkiye ile komşu olan Ahıska, Ahılkelek, Aspînza, Adıgen ve Bogdanovka vilâyetleridir. Buraya yerleşenlere Ahıska Türkleri denmesinin sebebi ise bu vilâyetleri içine alan bölgenin coğrafî isminin Ahıska olmasından ileri gelmektedir. Bazı tarihçilere göre, Kıpçakların Avrupa'ya geçişleri sırasında Kafkaslar'a ve Gürcistan'a yerleşen Ahıska Türkleri, XII. asrın ikinci yarısından itibaren belirgin bir şekilde Oğuz boylarının etkisi altında kalmıştır. XI. ve XII. asırdan sonra bu bölgeye yerleşen ve Kıpçak Türkü oldukları (kültürleri, dilleri, antropolojik yapıları, gelenekleri yönüyle) kuvvetli bir şekilde iddia edilebilecek olan Ahıska Türkleri, Selçuklulardan sonra Beylikler, akabinde ise Osmanlı Devleti'nin sınırları dâhilinde kalmıştır. Üçüncü Murat Han zamanında, Gürcistan'ın fethinden hemen sonra İç Anadolu bölgesinden özellikle Konya, Tokat, Yozgat illerinden seçilen Türkler Ahıska ve çevresine yerleştirildi. Kısa bir süre içinde Ahıska Bölgesinin Atabekleri ve Türk ahalisi de kendi istekleriyle Müslüman oldular ve Ahıska 250 yıl boyunca bir Osmanlı eyaleti olarak kaldı. Osmanlı Devleti'nin yönetiminde uzun süre yaşayan Ahıska Türkleri zamanla tam bir Osmanlı kültürü örneği durumuna gelmiş ve Doğu Anadolu Türkleriyle bütünleşmiştir. 1828 yılında Kars'ı ele geçirerek büyük bir katliam gerçekleştirdikten sonra Ahıska'ya yönelen Ruslar, 5 Ağustos 1828 günü yerli halkın koruduğu Ahılkelek Kalesini ele geçirmeyi başardılar. Destansı bir kurtuluş mücadelesi veren Ahıska Türkleri 28 Ağustos 1828'de kadın ve çocuk demeden büyük bir katliamdan geçirildikten sonra, Ahıska toprakları da Rusların eline geçti. 1829 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda imzalanan Edirne Anlaşması'yla birlikte bu topraklar kesin olarak Ruslara terk edildi. İşte Ahıska Türklerin makus tarihi böylece başlamış oldu. İşgal ile birlikte dini ve kültürel baskıya mâruz bırakılan bu insanlar, 1930'lu yıllarda iktisadî ve siyasî baskılara da mâruz bırakılmıştır. Rusların eritme politikalarının yoğunluk kazanmasıyla, çok sayıdaki Ahıska Türk'ü sınırı geçerek Türkiye'ye sığınmıştır. Bu gelişme SSCB'yi rahatsız etmiş ve 1937 yılından itibaren de Ahıskalılar SSCB tarafından "Rejim Düşmanı" ilan edilmiştir. 1937'de doruğa ulaşan Stalin zulmüne en ağır bir şekilde maruz kalanların başında Ahıska Türkleri yer almışlardır. Aydınlarının çoğu tutuklanarak çeşitli bahanelerle idam edilmiştir. İkinci Dünya Savaşı'nda, 50 bin genç Ahıska Türkü Alman Cephesine gönderilmiştir. Hiçbir askerî eğitim almadan, silâh tutmasını bile öğrenemeden kendilerini savaşın tam ortasında bulan otuz bin genç, cepheye gönderildiklerinin ilk günlerinde hayatlarını kaybettiler. Yirmi bin kişi sakat ve yaralı olarak hayatta kalabildiler. Bunlardan ancak on bini yurtlarına dönebildi. Günümüzde Almanya, Ukrayna, Fransa ve İtalya'da bulunan birçok Ahıska Türk'ü, vatanına dönemeyen sakat-yaralı askerlerin torunlarıdır. Stalin bir taraftan eli silah tutan Ahıskalılar, cepheye gönderirken diğer taraftan da hınzırca tehcir plânı hazırlamaktaydı. Gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra, 1944 yılında Sovyet diktatörünün emriyle çoluk-çocuk, hasta-ihtiyar demeden Rus askerinin süngü zoruyla Ahıska Türkleri köylerinden alınarak, hayvan vagonlarına yüklenip Orta Asya'nın muhtelif yerlerine sürülmüştür. 31 Temmuz 1944 gün 6279 sayılı Devlet Savunma komitesinin ''gizli'' kararıyla top yekun sürgüne tabi tutulan Ahıska Türklerinden birçoğu zor yolculuk şartlarına dayanamayarak hayatlarını kaybettiler. Bugüne kadar yurtlarına dönmek için vermiş oldukları mücadeleye rağmen, Stalin'in emriyle sürgün edilmiş halklar içinde yurtlarına dönemeyen bir tek Ahıskalı Türkler olmuştur. 1999'da Gürcistan, Avrupa Konseyi'ne üyeliği sırasında, Ahıska Türklerinin yurtlarına dönüşüyle ilgili yükümlülük üstlenmiştir. Buna göre Gürcistan, üyeliğe kabulünden itibaren iki yıl içinde Ahıska Türklerinin vatanlarına iadeleri ve entegrasyonuna izin veren yasal çerçeveyi kabul edecek, üç yıl içinde dönüş sürecini başlatacak ve 12 yıl içinde de süreci tamamlayacaktı. Fakat Gürcistan'ın Avrupa Konseyi'ne üyeliğinden uzun süre geçmiş olmasına rağmen bu konuda kayda değer bir çaba göstermediği gözlemlenmektedir. Ahıska Türkleri bugün 13 cumhuriyetin 4264 değişik bölgesinde yaşamını devam ettirmektedirler. Rusya Federasyonu'nun 28 yerleşim biriminde 70.000, Kazakistan'da 145.000, Azerbaycan'da 106.000, Kırgızistan'da 57.000, Özbekistan'da 30.000, Ukrayna'da 18.000, Türkiye'de 200.000, çeşitli ülkelerde 3000 olmak üzere 629.000 Ahıska Türk'ü yaşamaktadır. (http://www.hurgokbayrak.com /yeni_sayfa_133.htm). Bize düşen en önemli görev ise, bu insanların yaşadıkları ülkelerde insanca yaşamalarını temin etmek ve vatan hasretlerini dindirmek konusunda kendilerine yardım eli uzatmaktır. [email protected]