Korona virüsün Türkiye’de en çok görüldüğü İstanbul’un Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu daha birkaç ay evvel pandemi hastanesinin yolunu “Param yok” diyerek yapmadığı halde geçen hafta Londra’daki müzayedede İtalyan ressam Gentile Bellini’nin Fatih Sultan Mehmet tablosunu tam 770 bin sterlin ödeyerek satın aldı.

Hastane yolunu ‘parasızlık gerekçesiyle’ yapmayan, önceden planlanmış arıtma tesisi temel atma törenini ‘temel atmama törenine çevirip insanların değil ‘yaprakların’ alkışına talip olan, fakire fukaraya dağıtacağı erzak için prototip hazırlayıp insanların zekâtına-fitresini isteyen İmamoğlu’nun, Fatih’in Türbesinde ‘derebeyi kabili’ tur atmasını müteakiben tablosuna valizler dolusu para vermesi ‘şimdilik’ pek de kolay izah edilir bir durum değil!

Tablodaki diğer kişinin kimliği ise şimdilik meçhul. Yükselen yoğun tepkiler üzerine Fatih’in karşısına resmedilen gencin Şehzade Cem Sultan olduğu söylense de Tarihçi Prof. Erhan Afyoncu geniş bir tahlil yaparak ‘20’li yaşlarda görülen resmin şehzadelere ve Fatih’in gençlik dönemine ait olmadığını’ ifade etti. Afyoncu’ya göre, resmin gerçek bir Bellini eseri olup olmadığın da belirgin değil. Kanaatimizce eser sergiye çıktıktan sonra gizemli şahsın kimliğine dair enteresan, hatta rencide edici tartışmaların yaşanması da muhtemeldir!

**

ÇAVUŞCUGÖL ERDOĞAN’A SESLENİYOR

Hafta sonunda Ilgın’ın Çavuşcugöl mahallesinden bir dostumuz telefon edip ‘Tarım yaptıkları arazilerine, mahallenin 100-150 metre yakınındaki kömür ocağına dâhil edilmek üzere el konulma kararından duydukları rahatsızlığı’ anlattı.

Çavuşcugöl Büyükşehir Yasasına kadar belde statüsüne sahipti ve Ilgın’ın büyük yerleşim yerlerinden biriydi. İsmini köyün girişindeki gölden alıyor; sırtı ise kömür ocaklarının bulunduğu dağa yaslıdır. Eski ocak köye daha uzak durumdaydı. Ancak yeni ocağın yerleşim sahasına çok yakın olduğu ve kamulaştırma için mahkemenin ‘el koyma kararı verdiği’ tarım arazilerine bitişik durumda bulunduğu ifade ediliyor.

Köylülerin geçim kaynağı arazilerinin mahkeme kararıyla ve ‘El koyma yöntemiyle’ alınıyor olması muhalefeti de harekete geçirmiş. Geçen hafta İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş bölgede köylülerle bir araya gelip sorunları konuşmuş. Çavuşcugöl’lü arkadaşımız “Burada olanlardan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı da haberdar etmek istiyoruz. Köyümüzün bitişiğindeki arazilerimizin madene kurban edilmesini istemiyoruz. Eminiz ki durum Reisi Cumhurun bilgisi dışında gelişiyor ” diyordu.

**

ÖĞRENCİLER SINAVA MOTİVE DEĞİL!

Türkiye geçen iki hafta sonunda öğrencilerin sınav telaşına tanık oldu. Önceki hafta olduğu gibi bu hafta sonunda da “Yanlış okula gittiği için sınava girememe tehlikesi yaşayan ve polis motosikletleriyle sınav yerine yetiştirilen ya da birkaç dakikayla kapıda kalan öğrencilerin haberlerini bolca okuyup izledik.

Oysa biz yıllar önce DPY İvriz Öğretmen Okulu Sınavlarına hazırlanırken, mezun olduğumuz okulun müdürü Mustafa Günok hepimizi odasına toplayıp ‘Sınava nasıl çalışacağımızdan, nasıl gideceğimize kadar’ birçok tavsiyede bulunduktan sonra “Sınavdan bir-iki gün önce sınav saatine uygun otobüsle sınav olacağınız okula gidin ki yol şartlarını öğrenin. Sınava gireceğiniz sınıfı da idareden izin alarak görün ve alışın” diye nasihat edince bir arkadaşımız dayanamayıp “Gazi Lisesi’ne gideceğiz öğretmenim, görülecek bir şey yok” deyince, ‘Bunun sınav heyecanını üzerimizden atacak bir etkinlik olduğunu, ayrıca sürpriz durumlar yaşamamak için de tedbir amacı taşıdığını’ söylemişti.

Son yıllarda öğrencilerin, hayatının akışına yön verecek sınava gireceği mekânı önceden görmeye ihtiyaç duymaması, yol şartlarını önceden keşfetmemesi sınavlar için en büyük handikap oluyor. Sonra da hep bir ağızdan devleti suçlayıp, sorumluluğu başkalarına yıkmanın yoluna gidiyoruz.

**

BU KELEBEKLER MASUM MU?

Hafta sonunda ajanslara düşen bir haberde Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde hava sıcaklıklarının etkisiyle kelebek istilası görüldüğü bildiriliyordu. Bilhassa Başaran ve Ayvalık köylerinde ‘sokağa çıkılamayacak kadar’ kelebek görülmesi, ‘her türlü ihtimal göz önünde bulundurularak’ dikkatle incelenmelidir. Hadise geçen yıl Konya’da da yaşanmış şehirden sürüler halinde kelebek geçmişti.

Tokat, Çorum, Sivas havzasında öldürücü etkisi olan Kırım Kongo kenelerinin yaygınlaşması misali, sürpriz kelebeklerinde taşıdığı yükte hafif pahada ağır yükleri olabilir. Biyolojik devirde bu tür durumlara karşı hassas olmak gerekiyor.

**

AKÇAKOCA DOĞALGAZ BÖLGESİ OLUYOR

Güneyindeki ülkelerin petrol zengini, kuzeyine Rusya gibi ülkelerin petrol ve doğalgaz zengini olmasına rağmen Türkiye topraklarında çağın bu en önemli madenlerinin bulunmaması akla uygun düşmese de onlarca yılımız ‘ele muhtaçlık içinde’ gelip geçti. Fakat son yıllarda teknolojik hamlelerin yanında yer altı maden arama çalışmalarında erişilen seviye mutluluk veriyor. Akdeniz açıklarında ‘milli imkânlarla’ petrol arama çalışmaları devam ederken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Karadeniz’de, Düzce’nin Akçakoca ilçesinde doğalgaz keşfedildiğini ve çalışmaların Zonguldak yöresinde de başlatılacağını söyleyerek dikkatleri Karadeniz’in bu şirin ilçesine yönlendirdi.

Ülkeyi ekonomik zenginliğe götürecek bu keşifler yapılırken ‘Avrupa menşeili’ çevreci kuruluşların altın madeni ve enerji santrallerine karşı geliştirdiği eylemleri de hatırlamak gerekiyor. Yakın bir zamanda Karadeniz’de de ‘Doğalgaz aramalarına karşı çıkan bir platform görmemiz mümkün!

**

İHANETLER BİTİNCE PKK ÇARESİZ KALDI

Onlarca yıldır Türkiye’nin başını ağrıtan, binlerce yuvanın öksüz ve yetim kalmasına sebep olan PKK örgütünün elebaşı Murat Karayılan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin stratejisini bilmedikleri için ne yapacaklarını da bilemediklerini’ söylemiş.

“Bu operasyon geçmiştekilere hiç benzemiyor. Obüsler, uçaklar, casus uçaklar, kobralar her yeri imha ediyor. Haftanin yanıyor. Böyle giderse Keşan Kampını da alıp Batufa'ya yerleşecekler” diyen Karayılan “Bizi bitirecekler, ben de ölebilirim” derken adeta Avrupalı dostlarına yardım çağrısı yapar gibiydi.

TSK’ın 40 kilometre genişlikte bir tampon bölge oluşturarak kendilerine karşı operasyonlarını sürdürdüğünü kaydeden Karayılan’ın “Stratejilerini bilmediğimiz için ne yapacaklarını da bilmiyoruz” şeklindeki sözleri ise geçen yıllara damga vuran ihanetlerin derin izlerini ortaya seren bir ifadeydi. TSK ve polis teşkilatındaki hainler vesilesiyle her türlü operasyonu ince ayrıntılarına kadar öğrenip tedbir alan örgüt her şeyin artık eskisi gibi gitmediğini, gitmeyeceğini görüyor.

**

ALMAN GURBETÇİLERE KORONA FATURASI

Dünya ülkelerinin pek çoğu aylardır süren Korona virüs salgınıyla mücadelede çaresiz kalırken Almanya hükümeti farklı ülkelerden tahliye ettiği vatandaşlarına ortalama bin Euro tutarında ‘yol masrafı faturası’ göndermeye başladı. Diğer ülkelerde bulundukları sırada gelişen salgın sebebiyle Alman devletinin sağladığı imkânlarla ülkelerine dönen Almanlar, adreslerine gelen ödeme tebligatıyla ikinci şoku yaşıyor. Daha önce ücretlendirme ile ilgili bilgi vermediği halde sürpriz ödeme emri göndermesini ‘Alman devletinin ekonomik sıkıntıların eşiğinde olduğu’ şeklinde yorumlamak mümkün.

**