Gazetecilikte kullanılan bir terim olan 5n1k, malesef günümüz haberciliğinde çoğu zaman göz ardı ediliyor. Haber metninin içinde, habere konu olan olayla ilgili ne, ne zaman, nerede, nasıl, neden ve kim sorularının cevaplanmış olması gerekiyor.
   Bu altı sorudan birisinin dahi cevapsız kaldığı durumlarda haberin, haber müdürü veya istihbarat şefinden geri dönmesi gerekirken çoğu gazetede, haberin yayınının bir sonraki güne bırakılması ve diğer bazı şartlar nedeniyle o eksik hali ile aynen yayınlandığını görüyoruz. 
   Bu arada haberi yapan muhabirin de masa başında haber yapmaktan kaçınması, olayı mutlaka gördükten sonra haber haline getirmesi gerekiyor.
   Günümüzde savaş muhabirliği en zor gazetecilik türlerinden birisi olarak kabul edilir. Amaç savaş şartlarında dahi muhabirin savaş alanından, bizzat görerek haber yapmasıdır. Böyle ortamlarda savaşan tarafların, psikolojik algı yaratmak amacıyla yalan haber yaymak istemesi veya mevcut verileri çarpıtarak basına servis etmek istemesi, ancak gazetecinin orada bulunup bizzat gözlem yapması ile gerçeklerin ortaya çıkması sayesinde önlenebilir.
   Gazeteci kendisine herhangi bir olay bildirimi yapıldığında, olayın ilk kaynağına ulaşmak zorundadır. İkincil ya da üçüncül kaynaklar haberi rahatlıkla çarpıtabildiğinden, olayı bizzat yaşayan ya da konu hakkında en yetkili olan kişinin görüşü alınır.
   Burada akla şu soru gelebilir. İlk kaynak ya da yetkili kişi de doğru bilgi vermez ise ne yapmalı?
   Bu durumda bilgileri teyit ettirmek de o gazetecinin görevidir. 
   Bir örnekleme yapacak olursak, önce en yetkili kişiye gidilir. Onun verdiği ifadeler çelişkili veya şüphe uyandıracak türdense, o zaman diğer alt kademedeki veya sıradan insanlardan o bilgilerin teyit edilmesine çalışılır.
   Gazeteci asla emin olmadığı ya da doğru olduğunu birkaç kaynaktan teyit ettirmediği bilgileri haber olarak sunamaz.
   Yine ayrıca haberin içine kendi yorumunu katamaz. Haber mutlaka tarafsız olmak zorundadır.
   Köşe yazısı ise farklıdır. Köşe yazısının içinde mutlaka kişisel yorum olur. Ayrıca köşe yazıları tarafsız olamayabilir. Çünkü her köşe yazarı kendi bakış açısını yansıtır. Bu nedenledir ki, son dönemde spor  yazarları bile takımlarına göre “Beşiktaş yorumcusu” veya “Fenerbahçe muhabiri” diye ayrılmışlardır. Zaten onlardan beklenen de o takımın taraftarı olarak görüşlerini bildirmeleridir.