2013 yılında Gezi olayları sırasında “Geziciler neden hiç seçim istemedi” başlıklı bir makale yazmış, ‘2002 yılında başlayan AK Parti iktidarının devrilmesi için, 1960 darbesinden önce olduğu gibi toplumsal olaylar çıkarma girişimlerinin başlatıldığına’ vurgu yapmıştık.

Bu yazıdan bir süre sonra “Bakırköy posta mühürlü” bir mektup aldık. DP iktidarını, bilhassa Adnan Menderes’i kötüleyen, darbenin meşru olduğunu savunan, isim ve imzasız kısa bir mektup.

Menderes’in “darbeyi duyunca kaçtığını, ama yolda aciz bir şekilde yakalandığını” filan da anlatan bir hakaret mektubu.

 “27 Mayıs’a karşı duruş gösterenlerin de aynı akıbete uğrayacağını” anlatan ifadeler de barındıran bir mektup!

Güncel iktidar sahiplerinin de Menderes’le aynı hataları yaptığına ve aynı sona doğru gittikleri tehdidini savuran bir mektup!

Fakat, 2013 benim sıhhi sorunlarımın başladığı zamandı. Mektubun üzerinde duramadık.

O yazımızda da belirmiştik; DP Hükümeti seçim takvimini belirlemiş, partiler sahaya inmişti. 27 Mayıs 1960 günü de Başbakan Adnan Menderes Konya’da olacak ve Hükümet Meydanında miting yapacaktı.

Menderes Eskişehir mitinginden sonra yolda darbe haberini almış ama “ihtimal vermeyip” Kütahya’ya, oradan da Konya’da devam etme kararlığını göstermişti. Bu “kaçış yolu” değil, planlı bir güzergahtı.

Menderes’in Konya programı günü birlik de değildi. 60 bin tonlu silo, Değirmen, Yem sanayii ve Sille Barajlarının açılışlarını yapacak, geceyi de Konya’da geçirecekti.

Mesela, Konya’nın halen yayın hayatını sürdüren gazetelerinden Yeni Konya, 27 Mayıs 1960 günü ilk baskısında “Başvekilimiz bugün şehrimizde” manşetini veriyordu. Haberin spotunda Menderes’in saat 16’da Hükümet Alanında halka hitap edeceği de yazıyordu.

Tabi bu gazete dağıtılamadı, sabaha karşı ikinci baskı yapıldı.

Kendisine takdim edilemedi ama, Konya Belediyesi Başbakan Menderes için o mitingde verilmek üzere “Fahri Hemşehrilik Beratı” hazırlamıştı. Kökleri Konyalı olan Menderes, kütüğünde “Konyalı” yazmasa da “fahri hemşehri” olacaktı.

DP’liler, Başbakanı karşılamak için büyük hazırlıklar yapmıştı.  Konya’nın girişine büyük bir Tak-ı Zafer (Çam ağaçlarından büyük bir girizgah) yapılmıştı. Yazık ki sabah radyolarda Harbiye marşlarıyla, darbeyi öğrendiler. Tak-ı Zaferleri de askerler tarafından kepçeyle yıkılıp atılmıştı.

Uzatmayalım.

Menderes, ezanı “aslına iade eden” Başbakandı.

Türkiye’nin gelişmesi için yatırımları başlatan Başbakandı.

Halkı arpa unu, diken yağı yemekten kurtarıp refaha eriştiren Başbakandı.

Medeni seviyeye erişme hamlesini başlatan Başbakandı.

Konya ilk asfaltı onun döneminde görmüş, Anıt alanına dökülen asfalt “dam yuvağı” ile sıkıştırılmıştı.

Ve CHP’liler beyanatlarında “DP tübörkülözü yaymak için asfalt yapıyor!” diyebilmişlerdi.

Daha başka yanları da vardı Menderes’in;

Kuvayi Milliyeci, Ay Yıldız Grubunun Başkanı ve İstiklal Madalyası Sahibiydi.

Yıllarca sürüncemede kalan Anıtkabir inşaatını bitirip Mustafa Kemal’i kabrine defnetmişti.

Para ve pullardan İsmet İnönü resimlerini kaldırıp yeniden Atatürk resimlerini koymuştu.

Daha önemlisi Londra ve Zürih Antlaşmalarıyla Kıbrıs’ta Garantörlük Hakkı elde etmişti. Diyebiliriz ki bugünkü Kıbrıs’ı ona borçluyuz.

Kıbrıs ile alakalı tarihi anlaşmayı imzalamak üzere 19 şubat 1959 tarihinde Londra ya giderken geçirmiş olduğu uçak kazasında 14 çalışma arkadaşı şehit olmuş, kendisi kazadan sağ kurtularak Kıbrıs imzasını atabilmeyi başarmıştı, bu antlaşmayla “Misak-ı Milli sınırları dışında, ülkemize toprak kazandıran Başbakan olarak” tarihe geçmişti.

Yazık ki, bütün bunların hesabını 27 Mayıs darbesiyle sordular!

Yazıyı hazırlarken, kadim DP’li dostumuz Ali Seçmen Çevik’ten bir mesaj geldi. Şöyle diyordu;

“Marshall Yardımı anlaşması 1946 yılında İnönü tarafından imzalandı ve 1948’de yürürlüğe girdi. Bu anlaşma DP’nin eseri değildi.

İlk Milli Uçak Fabrikası Mart 1950 yılında henüz DP iktidar olmadan, İnönü döneminde kapatılmıştı.

Evet, Köy Enstitüleri resmen 1954’de kapanmıştır. Ancak, CHP döneminde -Komünist yetiştiriyor gerekçesiyle- isim ve müfredat değişiklikleri yapılarak buraların kapatılmasına başlanmıştı.

2. Dünya savaşından sonra Ruslar Türkiye’den Kars ve Ardahan’ı istedi. Buna karşılık İnönü ABD’den yardım talep etti. Başkan Johnson’da ‘Rusların saldırısı halinde Türkiye’nin yanında olacaklarını’ belirten bir mektup verdi.

 Bütün bunlar, CHP devrinde olduğu halde hep DP devrinde yapılmış gibi lanse edildi. Menderes kötülendi!”

Anlayacağınız “yalan siyaseti” yeni değil!

Sözü özü; 1960 darbesi halka yapılmıştır. Önüne sandık getirilmekte olan halkın, hür iradesiyle kendi iktidarını belirleme hakkı elinden alınmıştır. Ve bu darbe ile halkın ila nihaye sevgisinden kuşku duyulmayan Adnan Menderes idam edilmiştir.

Darbeciler içinde şer planı anlayan Türkeş ve arkadaşları, Menderes’in idam edilmesini önlemek için yırtınsalar da, başaramadılar. Sürülüp dağıtıldılar.

1960 darbesinin en önemli sebeplerinden biri Menderes’in “Ezanı asli lisanına iade etmesiydi. 

15 Temmuz darbesine dur diyen halkın gücü de  işte o ezan oldu.

...