Her sene sonunda özet niteliğinde yapmış olduğum adete bir klasiğe dönüşen,dünyada ve Türkiye’de yaşanan  senenin önemli  dış politika başlıklarını okuyacaksınız.Dünya şu zamanlarda kış uykusuna girmişken genel olarak incelediğimizde 2022 yılı beklenenden daha sakin bir çizelgede ilerledi. Senenin ilk aylarında başlayan Ukrayna-Rusya gerilimi sonrası ülkelerin saflarını belirlediği ve arabuluculuk üzerine ilerleyen bir tablo çizdi.Bu senenin bu sebeple dış politika açısından çok hareketli bir yıl olduğunu söyleyemeyiz. Ancak çeşitli alanlarda kayda değer bir çok adım atıldı. Şimdi bunları inceleyelim.

UKRAYNA –RUSYA SAVAŞI

2022’nin ilk aylarında Rusya cephesi 15 Aralık’ta ABD ve NATO’ya ilettiği güvenlik konulu anlaşma teklifinde NATO’nun doğuya doğru genişlemesinden vazgeçilmesine dair ABD'den taahhüt istedi.Beklediği yanıtı alamadığında ise askeri olarak girişimde bulunacağını belirtmişti.Bunun üzerine Rusya-NATO Konseyi, iki sene sonra ilk kez toplandı. Uzun bir aradan sonra toplanan NATO-Rusya Konseyinden, tarafların öngördüğü sonuçlar çıkmadı aksine toplantı sonrası gerilimli açıklamalara şahit olduk.Batı her ne kadar Rusya’nın isteklerini ültimatom olarak değerlendirse de Putin dediğini yaptı ve 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna işgali başladı.
Dünya nefesini tuttu  ve Rusya ve Ukrayna krizinin nereye varacağını bekledi. Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in iki dudağından çıkacak Ukrayna kararını Türkiye dahil Batılı ülkelerinin de en önemli dış politika gündemi oldu. Rusya’nın Ukrayna sınırına 100 binden fazla asker yığması ve taraflarla birlikte dünya ülkelerini yeni şekillenecek küresel politikaların gidişatına yönelik hazırlıklılara itti. Yaşananlarla birlikte Batılı ülkeler Ukrayna’nın işgali durumunda Moskova’ya sert yaptırımların uygulamasını yanı sıra Türkiye’nin de kriz karşısındaki tutumu da konuşulan konular arasındaydı.

Rusya’ya peşpeşe gelen yaptırımlar…

Biden, “Eğer Putin harekete geçerse bu İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük işgal olacak. Bu dünyayı değiştirecek” sözlerini unutmayalım.

Evet, bu işgal dünya sisteminin yapı taşlarını tamamiyle değiştirmese de değişme zorladı. Askeri, diplomasi ,kültürel, göç ,enerji gibi bir çok alanda dünya büyük çaplı bir değişime uğradı.

Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, İsveç,İngiltere,Kanada, Japonya,Avustralya, başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar, firmalar ve bankalar Rusya’ya karşı yaptırım uyguladı. Bu yaptırımlar Rusya’ya karşı ciddi anlamda bir tepkiydi ve etkilenmedi desek yanlış bilgi vermiş oluruz. Ancak bu yaptırım tepkisine karşı Rusya’direndi ve kendi para birimi rubleyi ön plana çıkaracak bir hamle yaptı.Doğalgaz alımlarında ruble dışında bir para birimi kabul etmeyeceğini belirtti. Karşılıklı restlerin çekilmesi dünyayı büyük bir hayrete sokuyordu ancak en çok etkilenen Ukrayna halkı oldu ve tabiki kış günlerinde enerji açlığı yaşayan restoran ve cafelerde mum kullanmak zorunda kalan Avrupa ülkeleri oldu.

TÜRKİYE’NİN ARABULUCULUK TEKLİFİ ÇOK KONUŞULDU.

Birçok ülke yaptırım uygulamışken Türkiye Ukrayna ve Rusya’ya karşı tarafsızlığını korudu ve arabulucuk teklifinde bulundu. Bulunduğu konum itibariyle  ve kendi milli menfaatleri doğrusundaarabuluculuğun yakışacağı tek ülkeydi. Bu poziston açığını iyi kullandı ve 2022 yılı içerinde bu alandaki başarısını kat be kat katladı. Ancak bu kolay değildi. Çünkü Rusya, Türkiye’nin Ukrayna ile olan ilişkilerinden , Kırım ilhakını kabul etmediğini belirtmesinden ve ekonomik ticari sosyokültürel gelişmelerden oldukça rahatsızdı. Özellikle ,Türkiye’nin Bayraktar TB2 SİHA’ları 2019 yılından itibaren Ukrayna silahlı kuvvetleri envanterine girmeye başlaması da askeri alandaki işbirlikleri de diğer rahatsız olduğu konulardan biriydi. Sonuç olarak Rusya Türkiye’den gelen arabuluculuk teklifini kendi lehine bir sonuç ortaya çıkaracağına inanmadığı için pek sıcak bakmadı. Ama diğer taraftan da Karadeniz’de Türkiye’den başka hiç kimsenin barışı korumakta üstün yeteneğe ve fırsata sahip olmadığının da farkındaydı.

Türkiye Rus ve Ukraynalı tarafları, biri Antalya'da, diğeri de İstanbul'da olmak üzere 2 kez bir araya getirdi.

İstanbul’daki tahıl koridoru anlaşması…

Savaş devam ederken değişen dünya sistemi gıda krizi ile karşı karşıya gelmişti. Bu krizinde çözülmesinde yine öne çıkan ülke Türkiye oldu. Türkiye'nin ev sahipliğinde  Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında imzalanan, Ukrayna'dan tahıl ve gıda maddelerinin güvenli sevk edilmesini sağlayacak anlaşmadan dolayı ABD, İngiltere, Fransa, İtalya başta olmak üzere birçok ülkeden Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tebrik ve teşekkür mesajı yayımlandı.

ÜLKELERİN NORMALLEŞME YARIŞI

2022 yılı savaş ile başlamış olsa da hiç kuşkusuz uzun süredir  durağanlaşmış ilişkilere sahip  ülkelerin de normalleşme adımı atmasını sağladı.

Özellkle Türkiye uzun yıllar boyunca sert söyşem ve hamlelerle ilişkilerini durma noktasına getirdiği bir çok ülkeyle yeniden adım atarak normalleşme girişimlerinin önünü çeken ülke oldu.

Suudi-Arabistan

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suudi'n davetine icabetle resmi ziyarette bulunacağı Suudi Arabistan'a gitti. Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerini tüm boyutlarıyla gözden geçireceklerini belirterek, "Suudi Arabistan ile sağlık, enerji, gıda güvenliği, tarım teknolojileri, savunma sanayi ve finans gibi alanlarda iş birliğimizi artırmanın müşterek menfaatimize olduğuna inanıyor ve görüyorum." dedi.

Suudi Arabistanlı muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ölümü ile gerilen ilişkilerin Türkiye'de görülen cinayet davasının kapatılması ile tekrar yoluna girmesi önünde bir engel kalmadığını gördük.Biliyorsunuz 2020 yılında gerilen ilişkiler sebebiyle Türk ithalatına uygulanan boykotla Türkiye'nin Suudi Arabistan ihracatı yüksek oranda düşmüştü. Ancak Türkiye’nin Arabistan İstanbul Konsolosluğunda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın davasının Suudi makamlara devretmesi ile iki ülke normalleşme sürecine girdi. Tabii bu durum ekonomik ilişkileri de onaracaktı.

İsrail ile normalleşme

2013 yılında “Mavi Marmara”  hadisesinden sonra ilişkilerini doğru düzlemde ilerletemeyen İsrail ve Türkiye arasında normalleşme sinyalleri hissedildi. Türkiye ve İsrail, normalleşme sürecinin tamamlanması açısından en önemli adımı attı ve dört yıl aradan sonra karşılıklı büyükelçi atama kararı aldıklarını açıkladı. Karşılıklı atanacak büyükelçiler sayesinde ikili ilişkilerin daha olumlu gelişeceği beklentisi hakimdi.Tabi yine de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsrail ile normalleşmenin Filistin davasından vazgeçme anlamına gelmediğini bir kez daha vurguladı.

 

Ermenistan
Ermenistan ile normalleşme için ilk görüşmeler yapıldı. Dünyanın en önemli zirvelerinden biri haline gelen Antalya Diplomasi Forumu, çok önemli görüşmelere sahne oldu. Bakan Çavuşoğlu, 12 Mart'ta ADF'ye katılan Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ile Antalya'da bir araya geldi. Bu görüşme, Türkiye ile Ermenistan arasında yaklaşık 9 yıl aradan sonra dışişleri bakanları düzeyinde yapılan ilk toplantı olarak kayıtlara geçti.

Mısır

Türkiye normalleşme adımını geçen seneden itibaren Mısır ile de yavaş ancak istikrarlı bir şekilde ilerletmeye devam etti. Ancak ekim ayında Mısır Libya politikasında değişim görmediklerini gerekçe göstererek normalleşme sürecini askıya aldıklarını duyurmuştu. Bunun üzerine Kasım sonuna doğru, Türkiye ile Mısır’ın donma noktasına gelen normalleşme sürecinde kritik bir gelişme yaşandı. Katar’da düzenlenen 2022 Dünya Kupası’nın açılış maçında Katar Emiri Temim bin Hamed el-Sani tarafından verilen resepsiyonda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mısır Devlet Başkanı Sisi el sıkışarak ilk kez doğrudan temas kurmuş oldular. Türkiye-Mısır ilişkilerinin geleceğini de belirleyebilecek olan bu gelişme ile iki ülke arasındaki normalleşme sürecinin geleceğine yönelik umutlar yeniden canlandı.

 

Suriye

Normalleşme gereği açısından en önemli olarak gördüğüm Suriye’yi bu listeye eklemeden kapatmak istemiyorum. Suriye özellikle ülkemize yoğun aldığımız göç dalgası ve bunların sağlıklı bir şekilde çzöümü açısından normalleşme önceliği olan bir ülke. Türkiye uzun yıllar sonra Suriye ile normalleşme adımları atabileceğini duyurdu. İstihbarat seviyesinde ilerleyen görüşmeler şimdilik bir sonuç vermesede ileriki günlerde arabuluculuk yapmak isteyecek ülkeler tarafından bu konunun çözüme ulaşacağı düşüncesindeyim.

MİÇOTAKİS ABD KONGRESİNDE TÜRKİYEYİ ŞİKAYET ETTİ.

Türkiye Yunanistan ilişkileri en son 2 sene önce Doğu Akdeniz gerilimi ile krize dönüşmüş, belirli bir sınırda tutulmaya çalışılıyordu. Ancak ilişkiler ABD ‘ nin Yunanistan’a askeri üslerini kurmasıyla yoklama çekmesiyle ve  Yunanistan Başbakanı Miçotakis’ in ABD Kongresi'ndeki konuşması sonrasında yeniden alevlendi. Miçotakis ABD kongresinde Türkiye aleyhinde konuşma yaptı ve sözleri ayakta alkışlandı.Ayrıca Washington'da Türkiye'nin programından çıkarıldığı F-35 jetlerinin Yunanistan'a satışı da konuşuldu.

 

Tabiki Miçotakis’in minik ABD turu Yunanistan da çoşkuyla karşılandı. Ancak bu coşku Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarıyla kısa sürdü. "Artık benim için Miçotakis diye birisi yok" cümlesi Yunanistan Başkanına ABD Kongresi'ndeki Kıbrıs'ta iki devletli bir çözümü asla kabul etmeyeceklerini vurgulayıp Türkiye'ye suçlamalar bulunmasına büyük bir tepkiydi. 

İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurusu

15 Mayıs'ta NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'na katılmak için Berlin'de bulunan Çavuşoğlu, dönemin İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ve Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto ile iki ülkenin NATO'ya üyelik müracaatına ilişkin üçlü bir zirve gerçekleştirdi.

Türkiye’nin elinde uzun yıllar sürecek veto hakkı vardı. Veto hakkını terör örgütlerinin yuvası haline gelmiş İsveç ve Finlandiya’nın terör gruplarına verdiği desteği kesmesi için ve sadece bu iki ülkenin değil Amerika dahil birçok batı ülkesinin desteklerinin önüne geçmesi için uzun yıllar boyunca kullanması gerektiği düşüncesindeydim. Ancak Türkiye yine de kısa zaman içinde bu güvenceyi alacağı umuduyla görüşmelere hız kazandırdı. 2022 yılı için geçmiş olsada önümüzdeki yıl 2023 için bu görüşmelerin sonucu alınacağa benziyor.