Günaydın dostlarım!

Tarihte bugün :1920 tarihi kara ,1935 tarihi aydınlık bir gün.

Önce KARADAN bahsedelim:
KUVA-İ İNZİBATİYYE DİĞER ADI İLE HİLAFET ORDUSUNUN İNGİLTERE’NİN “YAZILI OLUR VE  İSTEĞİ”İLE KUVVAY-I MİLLİYE’YE KARŞI KURULDUĞU GÜN.
Kİ TEŞKİLAT-I MAHSUSA’NIN İSTANBUL HÜKÜMETİ tarafını tutan unsurları ve Osmanlı Ordusundan 1.Dünya Savaşı sonrası silahlarını teslim eden işbirlikçi komutanlar yönetmişti.

Onların öncüleri de 1920 Ocak ayında;İngiliz,Rum,Yunanlar ile birlikte bir VATAN EVLADINI katletmişlerdi.

Bu nedenle,EMPERYALİZMİN VATANSEVER VATAN EVLATLARINI İŞBİRLİKCİ YÖNETİCİLERE YEDİRDİĞİ-KATLETTİRDİĞİ bir öyküden bahsedeceğimi önce.

Anıtkabir’de Yahya KAPTAN için özel bir bölüm vardır;çoğumuz bakıp görmeden geçeriz.

Bir çoğumuz Makedonya’nın KÖPRÜLÜ kasabasında 1891 yılında doğmuş Yahya KAPTAN’ı ,1887 yılında ÇANAKKALE-EZİNE ilçesinde doğmuş Yahya ÇAVUŞ ile karıştırırız.
Hatırlayın YAHYA ÇAVUŞ Şair Canfer Balçık’ın Çanakkale Destanında söylediği gibi”...Yahya Çavuş ve Takımı sırtladılar bir Asrı...”;”ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” diyerek 1915 yılında bulundukları mevkiyi kahramanca savunarak bir kişi hariç ŞEHİT düşmüşlerdir.
Ruhları şad olsun!
Yahya ÇAVUŞ adı,hem ÇANAKKALE ŞEHİTLER ABİDESİ,hem de Ezine ilçesi’ne bağlı “YAHYA ÇAVUŞ KÖYÜ’nde”ve tabii kalbimizde yaşamaktadır.

1891 yılında Makedonya’da dünyaya gelen Yahya KAPTAN ise 9 Ocak 1920’de İstanbul Hükümeti ve İngiliz İşbirliği ile katledilmiştir.
Mustafa Kemal ATATÜRK 20 sayfadan fazla Nutuk’ta özel bir yer ayırır Yahya KAPTAN’a ve “fedakar bir vatansever”diye bahseder.
Yahya doğduğu bölgede,Sırp ve Bulgar Çetelerine karşı mücadele eder ve “KAPTAN”ünvanını alır.1910 yılında TEŞKİLAT-MAHSUSA’ nın en etkin elemanlarından biri olarak 1919 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğunun her bölgesinde görev yaparak;ayak basmadık yer bırakmaz.Teşkilat-ı Mahsusa savaş sonrası dağıtıldıktan sonra İzmit Kuvvay-ı Milliye örgütü’nün başına geçer MUSTAFA KEMAL’in isteği ile.
9 Ocak 1920 günü,1920 Nisan ayında kurulacak Hilafet Ordusu’nun öncüleri;yani Damat FERİT ve İngiliz işbirlikçisi Yunan ve Rum Çeteleri tarafından katledilir YAHYA KAPTAN.
9 0cak 1920’de Yahya Kaptan’ın eşi, şehadet olayı üzerine Mustafa Kemal Paşa’ya çektiği telgrafta olayı şöyle açıklar...
“-İstanbul, 14.1.1920, Ankara’da Kuvayı Milliye Başkanı Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne...

Eşim Yahya Kaptan, sırf sizinle olan ilgisi dolayısıyla ve yasa karşısında suçlu olmaksızın teslim olduğu hâlde, Gebze’de şehit edildi. Bütün Tavşancıl halkı olayın tanığıdır. Hakkın yerini bulması için Adliye ve Dahiliye Nazırlıklarına başvuruldu. İki tane yetimle perişan bir durumdayız. Bu konuda yüksek girişim ve yardımlarınızı bekliyoruz, buyruk sizindir. Karagümrük’te Keçeciler’de Karabaş Mahallesinde 19 numarada Yahya Kaptan eşi Şevket Hanım.” 
...
MUSTAFA KEMAL PAŞA  sorumlularının adalet önünde yargılanmalarını ve cezalandırılmalarını sağlar ve ailesine maaş bağlatır KURTULUŞ SAVAŞI devam ederken...

YAHYA KAPTAN İZMİT’İN BİR SEMTİ OLARAK SÜRDÜRÜR ADINI KATLEDİLDİĞİ YERDE VE TABİİ Kİ KADİR BİLEN TÜRK MİLLETİNİN KALBİNDE VE KOCAELİ’ndeki Anıtında ... 
.../...
Tarihte 18 Nisanda elbette ki bir çok önemli olay vardır. Ama Türkiye Cumhuriyeti için iki önemli olay gerçekleşmiştir.

1) 18 Nisan 1920 tarihi Osmanlı İmparatorluğunun son yöneticileri için İHANETİN tekrar tescillendiği gündür.
Kuvvay-ı Milliye kuvvetlerine karşı,
Birleşik Krallığın(yani İngiltere)Damat Ferit hükümetine izin vermesi ile "Hilafet Ordusu" kuruldu.(Dikkat ederseniz izin vermekten bahsediyorum;Çünkü Padişah ve İstanbul Hükümeti ne yaparsa yapsın izin almak durumunda idiler;
Çünkü kendi korumalarını da İngilizlerin izin verdikleri yapıyordu...)

Kuvvay-ı Milliye kuvvetlerine karşı kurulan, "Hilafet Ordusu" "Kurtuluş Savaşını" engellemeyi hedefleyen İHANET hareketidir.

Bu İHANET HAREKETİ,Sevri imzaladıktan ve Milli Kurtuluş Hareketini yürütenlerin idamlarına karar vermekten öte TÜRK MİLLETİNİN kurtuluşunu istemeyen bir İHANET HAREKETİDİR...

Vahdettin ve şürekasını aklamaya çalışanların kulağına tekrar küpe olsun.

Ve asla unutulmamalıdır...

2) 18 Nisan’da diğer bir olayda oldukça güzel.
DÜNYA KADINLARINA ÖRNEK OLAN TÜRK KADINLARININ BAŞARISI var tarihte.
Büyük Atatürk; Türk kadınlarına verdiği değeri;
"Dünya Kadınlar Birliğinin "12. Kongresinin, 
18 Nisan 1935'te ,İstanbul'da toplanması için yapmış olduğu önderlikle ,bir kez daha göstermiştir.

Tarihte bugün TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN 
ev sahipliğinde Milletlerarası İlk Kadın Kongresi yapılır.
Bu kongre,dünyadaki uygar geçinen bütün ülkelerden önce ,yurttaş-birey kadın olduğumuzu dünyaya tekrar duyurmuştur.

18 Nisan 1935'te Mustafa Kemal ATATÜRK’ün himayesinde İstanbul'da toplanan Milletlerarası Kadın Kongresine,dünyanın çeşitli ülkelerinden kadınlar katılmıştır. 
Bu kongrenin Türkiye'de yapılması kararı,kadınların seçme ve seçilme hakkı elde ettiği 1935 genel seçimlerinde 18 kadın milletvekilinin TBMM'ne girmesi üzerine alınmıştır.

Mustafa Kemal ATATÜRK,
“Milletlerarası İlk Kadın Kongresi'' delegelerine gönderdiği telgrafla şöyle seslenir.
''Siyasi ve içtimai hakların kadın tarafından kullanılmasının, beşeriyetin saadeti ve prestiji bakımından elzem olduğuna eminim. Türk kadınının dünya kadınlığına elini vererek, dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz...''

Ve Uluslararası Kadın Konseyinde çağının önünde olan TÜRK KADINLARI ,DÜNYA KADINLARINI kıskandırmıştır.

Varlığımızı Cumhuriyete ama Atatürk Cumhuriyetine borçluyuz;
Unutmayalım;
Unutturmayalım;
Değer bilelim,
Koruyalım.

AvTülay Bekar