“Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız! Hayatınızı bir amaca bağlayın, kişilere veya olaylara değil…’’ (Albert Einstein)
İşte yepyeni bir yıl duruyor karşımızda! Her günü beyaz sayfalarla kaplı, bomboş… 
Alın elinize yaşamınızı, yazın o boş sayfalara satır, satır…
İçinde, hayattan alabildiğiniz her ders olsun ne varsa!
Başarısıyla, başarısızlığıyla, acısıyla, gözyaşlarıyla, sevinciyle tüm yaşananları, yaşadıklarınızı yazın ilk sayfaya; son noktayı ise kader koysun! 
Sığar mı o sayfalara onca yaşananlar? 
Anlatabilir mi yaşadığımız dünyanın, ülkemizin gerçeklerini vicdanımızla kaplı bu yeni defter?
Bugün yeni yılın ilk günü: 
Kaplamış her yanımızı bembeyaz örtüsüyle kar! Kapatmış tüm ayıpları, acımasızlıkları, kederi ve hüznü…
Alın başınızı ellerinizin arasına, kapatın gözlerinizi:  
Bir hayal kurun! 
Yeni yılın ilk gününe sığınsın, sığsın o hayaller…
İçinde en çok da sevgi, saygı, barış ve huzur olsun. Ardınızda kalsın o kâbus dolu günleriyle 2015! 2016’nın ilk güneşiyle aydınlansın içiniz. Isıtsın yaşadığımız evreni; en çok da ülkemizin her yanını, silip gitsin o korku iklimini! Unuttursun nefreti, kini..! 
Sıcacık duygular taşsın içimizden,  sarsın ülkemizin her yerini…
Bir hayal kurun!
İçinde dostluğu, kardeşliği olan… Yaşansın yaşamımızın karesinde bu güzel birliktelik, sarsın ülkemizin kuzeyini, güneyini, doğusunu, batısını. Şen kahkahaları duyulsun çocuklarımızın, içi özgürce yaşam hayalleriyle dolan! 
Bir hayal kurun!
Açın yüreklerindeki sevgiyi, dostça, kardeşçe tutuşan ellerimizle çevrelensin sınırlarımız, sevginin izi düşsün yaşadığımız topraklara, birlikteliğimiz en büyük gücümüz olsun; yüreklerimiz yeniden coşsun barışa, kardeşliğe, huzura koşsun…
Bir hayal kurun!
İnsanı insan yapan tüm nitelikleriyle bezeli… Savaşın olmadığı barış içinde yaşanan, doğanın katledilmediği, doğa canlılarının yok edilmediği, kadın haklarına özen gösterildiği, özgürce yazan kalemlerin, özgürce konuşan bilgelerin, yaşamın tüm renkleriyle coşan sanatın, sanatçının olduğu bir dünya olsun adı… 
Ve böyle bir dünyada yer bulun kendinize..!
Sonra…
Öylesine bir hayal kurun ki! 
Teröre odaklı eylemlerin durduğu, silahlara destek olan hendeklerin yok olduğu, her patlama sonrasında yanıp, kavrulan yüreklerin olmadığı; sokaklarında yeniden kardeşlik türkülerinin söylendiği, terörü destekleyenlere karşı zılgıtlarının atıldığı, çalışanların zenginleştiği, yolsuzlukların önlendiği, demokrasinin işlediği, yargının bağımsız olduğu, eğitim sisteminin düzeldiği, kutuplaşmanın bittiği, komşularımızla barış içinde olacağımız,  hakkın, adaletin, barış ve huzurun olduğu güçlü bir ülke olsun bu hayalinizin içinde..!  
İşte bizim vatanımız, Türkiye’miz budur diyebildiğimiz... 
Türkü’yle, Kürd’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Arap’ıyla, Alevi’siyle, Sünni’siyle aynı gövdenin parçası olan, aynı hamurla yoğrulan, tarihi birlikteliğiyle övünüp, dünyaya meydan okuyan; umutlarla bezeli bir ülke yaratın, yaratalım yarınlarımıza; sımsıkı sarılalım bu umutlarla ülkemize.
Aslında bu umutlar hayal olmamalı, hiçbirisi hayaller ülkesinde kalmamalı!
Bu ülke benim, senin, bizim, hepimizin ortak vatanı. Bölücülere, kem gözlülere inat; bir ve beraber olmamızın gücüyle her türlü zorlukları alt ettiğimiz Türk Milletinin bir ferdi olmanın gururunu taşıdığımız, canımızdan aziz bellediğimiz ülkemize olan borcumuzu, ancak bu umutları gerçek yaparak ödeyebiliriz.
 Bu gün 2016’nın ilk günü…
 Bir hayal kurun!  
 İçinde umut, inanç, sevgi, barış, kardeşlik olan. Uzun, uzun düşünün bu hayallerinizle baş, başa…
 Şimdi, açın gözlerinizi;
 Bir dilek feneri uçurun vicdanınızdan; bu hayaller, bu umutlar gerçekleşsin diyerek…