IRAK TÜRKMEN CEPHESİ LİDERİ ERŞAD SALİHİ:  TÜRKMENELİ DEVLETİNİ İLAN EDERİZ

“TÜRKMENELİ” BİR HAKTIR

Irak Türkmen Cephesi Lideri Erşad Salihi, “Planımız: Kürdistan Irak’tan ayrılmayı seçerse biz Bağdat’la kalmayı seçeceğiz. Kerkük özel statüye sahip bölge, Tuzhurmatu ise il olacaktır

Planımız: Kürdistan ayrılır da Bağdat bizi yüzüstü bırakırsa, biz de boş durmayacağız. Statükoyu kabul etmeyip Türkmeneli’yi (devleti) ilan edeceğiz” diyor.

Irak Türkmen Otonom Örgütü Genel Başkanı ve Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin Türkmen İşleri’nden Sorumlu Müsteşarı Dr. Muzaffer Arslan da, Irak’ın bundan böyle bütünlüğünü koruyamayacağına dikkat çekerek, Türkmenlerin Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmakla bir şey elde edemeyeceklerini, oluşmakta olan federal Irak’ta kendi devletlerini kurmaları gerektiğini savunmuştu.  

ABD’li üst düzey yöneticilerinin, Ocak ayı sonlarında, bölgeyi peşpeşe ziyaret etmelerinin ardından konuşan  Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, “Bağımsızlığa hiç bu kadar yakın olmamıştık” müjdesini vermişti. Mesut Barzani, 3 Şubat’ta yaptığı yazılı açıklamada, bağımsız Kürdistan’ın kurulması için referandum organize etme zamanının geldiğini belirterek şöyle diyordu: 

“Zaman geldi ve gelecekleri üzerine bir referendum yoluyla insanların karar vermeleri için koşullar artık uygun. Bu referendum zorunlu olarak derhal devlet ilanına değil, bundan ziyade Kürdistan halkının geleceği hakkında fikir ve iradesini bilmeye hizmet edecektir.”

Barzani açıklamasında, bağımsızlık referandumunun bölgedeki hiçbir ülke için tehlike olmayacağının da altını çizmeyi ihmal etmiyordu:

“Kürdistan’daki siyasi başkanlık ise bu iradeyi uygun bir zamanda yürürlüğe koyacaktır” diyen Barzani, “Referandum modern ve barışçıl yöntemlerle sonuçlanacaktır. Bölgenin istikrarı ve barışı için hakların geri iadesi adına yapılacaktır. Şiddetten uzak ve anlaşmazlık içermeyen diyalog yolu ile gerçekleşecektir. Aynı zamanda hiçbir ülke ve taraf üzerinde de tehlike anlamı taşımayacaktır.”

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani bugüne kadar yaptığı açıklamalarda “bağımsızlık” vurgulaması yapmamaya özellikle dikkat ediyordu. Nitekim, 23 Haziran 2014’te CNN İnternational’da yayınlanan röportajında, "Artık Kürt halkının geleceğini tayin etme vakti geldi" diyordu, ama bağımsızlıktan kesinlikle söz etmiyordu. 

Koşullar artık arzulanan yönde oluşmuş olmalı ki, Barzani açıkça, “Bağımsızlık referandumunun zamanı geldi” diyor. 

BAĞIMSIZLIK İLANI İÇİN NEYİ BEKLİYORLARDI?

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık ilan etmesi bölgede büyük bir dalgalanma yaratacaktır. her şeyden önce Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, 1991 Körfez Savaşı sonrasında Irak’ın kuzeyinde, “Büyük Kürdistan”ın çekirdek devleti olacak şekilde hayata geçirilmeye başlanmıştı. Burada “Büyük Kürdistan” coğrafyasına uygun bir demografik iklim oluşturmak üzere, Kerkük, Erbil, Musul gibi Türklerin yoğun olarak yaşadıkları yerleşim birimlerinde bilinçli bir “temizlik operasyonu” uygulanmıştı. Yüzlerce yıllık Türk yerleşim birimlerinde tapu ve nüfus daireleri yağmalanmış, kayıtlar yakılmıştı. Bu yerleşim birimlerindeki Türkler çeşitli terör örgütleri tarafından katledilmiş ve göçe zorlanmışlardı. 

Yoğun olarak uygulanan temizlik operasyonlarının hedefi, Ortadoğu’daki Türk varlığının yok edilmesiydi. Çünkü, Büyük Ortadoğu Projesi bağlamında bölgedeki yapay devletlerin siyasi sınırları değiştirilip parçalandıklarında, özellikler Irak ve Suriye’de yeni yeni Türk devletlerinin oluşma olasılığı oldukça yüksekti. Irak petrollerini Bağdat yönetiminden koparmak için oluşturulması planlanan “Özerk Kürt Bölgesi”nde yüzlerce yıllık Türk yerleşim birimleri vardı ve buralarda yoğun Türk nüfusu yaşamaktaydı. 

İlerde Büyük İsrail’e dönüştürülmesi planlanan “Büyük Kürdistan”ın hayata geçirilebilmesi için buraların demografik yapısı değiştirilmeliydi. Yıllardır Irak’ta ve son zamanlarda Suriye’de Türk varlığını hedef alan soykırıma yönelik katliamların nedeni, Türklerin bütün baskılara, asimilasyon uygulamalarına rağmen, tarihi Türk yerleşim birimlerinde kimliklerini ve varlıklarını korumakta olmalarıydı. 

“Neden Korkuyorlar?” (08.02.2016) başlıklı yazımızda da vurguladık; Ortadoğu’da kıyasıya bir paylaşım kavgasına tutuşmuşmuş olan ABD ile Rusya’nın, bölgedeki Türk varlığının yok edilmesi söz konusu olduğunda birlikte hareket etmelerinin/edebilmelerinin nedeni de, buralarda yeni yeni Türk devletlerinin ortaya çıkmasını engelleme çabasıydı. 

16. YÜZYIL DÜNYA HARİTASININ OLUŞMASINDAN KORKUYORLAR

Bütün asimilasyon uygulamalarına rağmen, tarihinin ve kültürel bağlarının kazandırdığı stratejik derinlik sayesinde Ortadoğu coğrafyasında yaşayan Türkler ilişkilerini sürdürebilmişler, varlıklarını koruyabilmişlerdi. Ortadoğu’da kurulacak bir Musul Atabegliği, bir Türkmeneli Devleti, tarihte olduğu gibi, bir Selçuklu ya da Osmanlı imparatorluğu’nun çekirdeğini oluşturabilirdi. 16. Yüzyıl dünya haritasına bir göz atıldığında, dünyanın büyük bir bölümünü üç Türk imparatorluğunun yönettiği görülür: Osmanlı İmparatorluğu, Babür İmparatorluğu ve Kazak Hanlığı.. Emperyalist ülkelerin yüzyıllardır geliştirdikleri stratejilerin hedefi, benzer bir haritanın yeniden oluşmasını engellemektir.  

ABD de Rusya da bu olasılığı her zaman ciddiye almışlardır. Ortadoğu’da yeni yeni Türk devletlerinin doğması ancak demografik düzenlemelerle engellenebilirdi. Ortadoğu’da, özellikle I. Dünya Savaşı sonrasında kağıt üzerinde oluşturulmuş Irak ve Suriye gibi devletlerde, yıllardır sürdürülen Türklere yönelik katliamların hedefi, Türklerin yoğun olarak yaşadıkları yerleşim birimlerini haritadan silmekti. Hafız ve Beşar Esat’ın, Saddam’ın, peşmergenin, IŞİD/DEAŞ’ın, YPG’nin, Rusya’nın saldırılarına direnen Ortadoğu Türkleri çok zor günler yaşamaktalar. Suriye krizinin başladığı 2011’den bu yana Halep ve çevresinde ve özellikle Bayır-Bucak bölgesinde destansı bir direniş sergileyen Türkmen kardeşlerimiz, Rus uçaklarının yoğun bombardımanı sonucunda tarihlerinin en büyük acılarını yaşıyorlar. 

Güneydoğusu’nda kurgulanmış bir terör belasıyla savaşan Türkiye, değişen bölgesel koşullar nedeniyle, eskiden olduğu gibi kardeşlerinin yardımına koşamıyor. Yüzlerce yıllık Türk kenti Halep harabeye döndü, Bayır-Bucak dediğimiz yüzlerce yıllık vatan toprağımız elimizden kayıp gitmekte.. 

ERŞAD SALİHİ: “TÜRKMENELİ DEVLETİNİ İLAN EDERİZ”

Bu kadar derin bir karamsarlık yaşadığımız şu günlerde, Irak Türkmen Cephesi Lideri Erşad Salihi’nin “Türkmendağı’nda yaşananlar Türkmenleri yıkmayacak. Gerekirse, Türkmeneli Devleti ilan ederiz” sözleri, yüreğimize su serpen bir gelişme oldu. 

Iraklı Türkmen lider Salihi’nin, Irak Türkmen coğrafyasında oynanan oyunların Suriye'de tekrar edildiğini vurgulayarak, "Türkmendağı'nda olup bitenler Türkmenleri yıkmayacak ve yıldırmayacak" haykırışı, Ortadoğu’daki Türk varlığının bütün olumsuz koşullara rağmen, umutlarını kaybetmemiş olmaları açısından önemli bir çıkıştır. Irak Türkmen Cephesi Lideri Salihi’nin Türk Dünyası’na yaptığı, “Sesimize kulak verin, Suriye ve Irak Türkmenlerini koruyun” çağrısı, Türk Kurtuluş Savaşı’na Kazakistan’dan yazdığı “Uzaktaki Kardeşime” şiiriyle destek veren Mağcan Ata’nın ruhuna bir sesleniş olarak değerlendirilmelidir.  Bu seslenişi, Bayır-Bucak’ta orantısız bir şekilde Türkmen katliamı yapan Rusya mutlaka dikkate alacaktır. 

Irak Türkmen Cephesi Lideri Erşad Salihi, Irak’ın kuzeyinde bağımsız bir Kürdistan devletinin kurulması halinde, Bağdat ile kalmayı tercih edeceklerini, yüzüstü bırakılmaları durumunda ise, statükoyu kabul etmeyerek, kendi devletlerini, yani “Türkmeneli Cumhuriyeti’nin kuracaklarını ilan etti. 

Salihi, Suriye Türkmenlerine de seslenerek, kurtuluşun milliyetçilikte olduğunu vurgulayarak, Irak ve Suriye Türkmenleri’nin birlikte hareket etmesini gerektiğini söyledi.

 “Cenevre görüşmeleri dışında tutulan Suriye Türkmenleri endişe etmesin, katılan tarafların anlaşarak oradan ayrılacaklarını düşünmüyorum.

Suriye Türkmenleri bölgelerini koruyup aralarında gönül birliğini sağlamayı başarırlarsa, Esad sonrası dönemde büyük kazanımlar elde ederler.  Cenevre görüşmelerine davet edilmeyen Türkmenlerin yapması gereken şey, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’ya bir mektup göndermek olmalı. Mektupta Türkmenlerin saf dışı tutulmalarının doğru bir adım olmadığı, bu durumun telafi edilmesi gerektiğini Mistura’ya aktarmalılar.

Suriye’de durum ne şekilde gelişirse gelişsin, orada yaşayan Türkmenler milli davalarından asla vazgeçmemeli, milliyetçiliktedir kurtuluş. Küreselleşme çağında Türkmenlerin yapması gereken şey birlik olmaktır. Suriye v Irak’ta yaşayan Türkmenler koordineli şekilde hareket etmeli.

Suriye ve Irak Türkmenleri koordineli biçimde hareket etmeliler, birlik olmalarını sağlayan adımlar atılmalı, birbirimize sahip çıkmalıyız. Türkmenlerin birlik olması gerektiğini ele alan konferans ve seminerler düzenlenmeli. Türkiye’de düşünce kuruluşu ve üniversiteler buna destek vermeli.

Türkmenlerin birlik olması bölgede birçok tarafın oyununu bozacak, özellikle yeni oluşumlar kurmayı hedefleyenlerin hendekleri kapanacaktır. KDP ve KYB, terörü önleme bahanesiyle Suriye sınırından İran sınırına kadar uzanan ve Irak’ı bölen hendek kazıyor. Ama buna karşı çıkacağız!

Planımız: Kürdistan Irak’tan ayrılmayı seçerse biz Bağdat’la kalmayı seçeceğiz. Kerkük özel statüye sahip bölge, Tuzhurmatu ise il olacaktır

Planımız: Kürdistan ayrılır da Bağdat bizi yüzüstü bırakırsa, biz de boş durmayacağız. Statükoyu kabul etmeyip Türkmeneli’yi (devleti) ilan edeceğiz

Türkmenlerin rahat bir yaşama kavuşmaları için Türk dünyasının yardımına ihtiyacımız var. İnsan güçleri ile yanımızda olmalarını istiyoruz. Türk milleti ezelden vardır ve inşallah bakidir, 17 devlet kuran bizler 18.’yi de kurarız evel Allah. Tarihten güç alır geleceğe yürürüz.”

DR. MUSTAFA ASLAN’IN TÜRKMENELİ HARİTASI

Irak Türkmen Otonom Örgütü Genel Başkanı ve Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin Türkmen İşleri’nden Sorumlu Müsteşarı Dr. Muzaffer Arslan da, 2008 yılında yaptığı bir konuşmada Türkmeneli gerçeğine dikkat çekmişti. Türkmenlerin Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmakla bir şey elde edemeyeceklerini, Irak’ın bundan böyle bütünlüğünü koruyamayacağını görerek, oluşmakta olan federal Irak’ta kendi devletlerini kurmaları gerektiğini savunuyordu.  
Türkiye’den kendilerine bir “yol haritası” çizmesini isteyen Arslan, Türkmen Federe Devleti’nin, Irak’taki Türklerin yeni “kızıl elma”sı olması gerektiğini dile getirerek şöyle demişti: 
“…Bir milletin ayakta durabilmesi için mutlaka toprağı, ülkesi ve örgütlenmesi olmak zorunda. Biz bugün Irak’ın toprak bütünlüğünü savunarak bir şey elde edemeyiz. Tam aksine, yarın Kerkük de Erbil gibi bizim elimizden çıkar gider. Türkmeneli Federe Devleti istiyoruz. O zaman biz erimeyiz. Ama bu olmadığı takdirde Irak’ta Türkmenler erir.” 

TÜRKMENELİ DEVLETİ BİR HAKTIR

Irak Türkmen Cephesi Lideri Erşad Salihi, “Türkmeneli Devleti’ni kurarız” haykırışı tarihi bir gerçeğin dillendirilmesidir; Türkmeneli devleti bir haktır. Ortadoğu Türkleri çok zor günler yaşıyor, ama umutsuzluğa kapılmamak gerekir. Binlerce yıllık tarihimizde zaman zaman Ergenokon’da nefeslendiğimiz de oldu, Fetret Devri yaşadığımız da oldu. Bu badireyi de aşacağız inşallah. Allah yardımcımız olsun..