Aykut Kocaman ve Ersun Yanal dönemlerinde, Fenerbahçe’de yardımcı antrenörlük görevi yapan ve sezon başında tam sorumlulukla, takımın başına getirilen İsmail Kartal, Sarı Lacivertli takımın kupada yarı finalde yıkılışının, ligde ise ikinci oluşunun sonrasında ‘hoşçakal’ dedi.
Rakamlar baz alınırsa, çok da başarısız olduğunu söylemek pek mümkün değil Kartal’ın. Aşağıdaki verileri irdelediğimizde, İsmail hoca’nın puantaj ve istatistiksel anlamında, öyle karalanacak bir pozisyonu yok.
Kanımca onu beğenmeyen, ya da yetersiz bulanların (çoğu zaman ben de dahil) öne sürdükleri tez, Fenerbahçe’nin sezonun büyük bölümünde skor tabelasında değilse bile, en azından saha içi performansı, oyun içi hamle eksik ve yanlışlıkları ve futbol anlamında takımın beklentilerin uzağında kalışıydı.
İşte, “Yiğidi öldür ancak hakkını teslim et” sözlerinin kanıtı İsmail Kartal’ın teknik direktörlük yaptığı 2014 – 2015 verileri; (aslında öldürmeden o hakları vermek daha iyi ancak…)
Geçen yılın şampiyonu olarak sezon başında TFF Süper Kupa mücadelesinde Galatasaray ile karşı karşıya gelen Fenerbahçe Kartal’ın yönetiminde, penaltılarla 3-2 kazanarak kupaya uzandı.
Cezası nedeniyle Avrupa kupalarına katılamayan Sarı Lacivertli takım, Spor Toto Süper Lig, Ziraat Türkiye Kupası ve TFF Süper Kupa olmak üzere çıktığı 46 resmi maçın 29'unu kazandı. 11 maçta beraberlik aldı. 6 kez de başı eğik ayrıldı sahadan.
Galatasaray'ın şampiyon olduğu bu sezonda, 33. haftaya kadar yarıştan kopmayan Fenerbahçe, 34 haftanın altısında liderlik koltuğundaydı.
Sezonun çok büyük bir sürecini ikinci sırada geçiren Sarı Lacivertliler, 8., 9., 16., 17., 18. ve 27.  haftalarda ligin zirvesinde yer aldı.
Geçmiş yıllarla kıyaslandığında, bu sezon Kartal yönetiminde iç sahada yaşadığı puan kayıpları eski sezonlara göre daha fazlaydı Fenerbahçe’de. Ancak ilginçtir bu kayıplara karşın, diğer takımlarla kıyaslandığında ligin en iyi iç saha performansı onlarında. Kadıköy'de 17 maçta 13 galibiyet, üç beraberlik ve bir yenilgi yaşayan Fenerbahçe 42 puan ve averajla, kendisiyle aynı puana sahip şampiyon Galatasaray'ın da önünde yer aldı.
İsmail Kartal’ın Fenerbahçe’si dış sahalarda ise, 9 galibiyet, 5 beraberlik, 3 yenilgi ve 32 puanla üçüncü sırada kaldı.
Fenerbahçe, Süper Lig derbilerinde Galatasaray ve Beşiktaş önünde 9 puan kazandı. Sezonun ilk derbisinde TT Arena'da Galatasaray'a 2-1 kaybedip, Kadıköy’de 1-0 yenmeyi başardı. Beşiktaş'ı Olimpiyat Stadı'nda 2-0, Kadıköy'de de 1-0’la geçti. Bu sonuç son beş sezondaki en iyi derbi performansıydı. Christoph Daum yönetimindeki 2009-2010 sezonunda 3 derbi galibiyeti elde eden Sarı Lacivertliler, dört sezon sonra, yeniden aynı başarıyı ortaya koydu.
Evet, işte yukarıdaki veriler göz önüne alındığında ve de altını çizmeye çalıştığım gibi ortada çok da öyle kara yaslar bağlanıp, kanlı yaşlar dökülecek bir tablo yok. Ancak, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş gibi camialarda, başarının tek karşılığı şampiyonluk olduğu için, Kartal hedefteki adam oldu.
Sarı Lacivertli takımın Kasımpaşa’yla oynadığı, ligin son karşılaşmasının ardından yaptığı açıklamalar son derece önemliydi İsmail Kartal’ın. “Kurşunlanıncaya kadar oynadığımız futbol ve coşkumuz ortadaydı, inancımız da tamdı. Kurşunlanma olayından sonra takımımızın psikolojisi ve dengesi bozuldu. Özellikle yabancı oyuncular ülkelerine gitmek istediler. Bu oyuncuları ülkemizde tutabilmek, inandırmak, çalıştırmak, onları motive etmek kolay değildi. Altınordu’yla oynadığımız kupa maçını hiç unutmuyorum. 50-60 kişi tarafından tribünde olan eşim ve çocuğuma, sahadaki genç oyuncularımıza yaptığı hakaretleri ölünceye kadar unutmayacağım" diyerek yaşadıklarını dile getirdi. Bunlardan, Rize’deki talihsiz olaya kadar iyi oldukları görüşünün dışındakilere katıldığımı belirteyim.
Evet, Fenerbahçe’den bir İsmail Kartal geldi geçti. Tıpkı, Rıdvan Dilmen, Turan Sofuoğlu. Oğuz Çetin ve Aykut Kocaman gibi o da hatıralardaki yerini aldı.
Bilinmez, bir gün yeniden Sarı Lacivertli takımla yolları kesişebilir. Ancak şimdilik kendisine gideceği, görev yapacağı yeni kulübünde başarıya yelken açmasını dilemekten başka da bir şey gelmiyor elden…
Kalın sağlıcakla…