En temel ihtiyaçlardan biri ‘’sevgidir.!’’

Her çocuk ailesinden sevgi görmek ister. Sevgi dolu bir aile de her çocuğun hakkıdır.

Kimileri sevgiyi yaşarken kimileride sevgi nedir bilmeden’’sevgi yoksunluğu’’yaşarlar.

‘’Sevgi’’almayan çocukluğun sahibiyseniz;ilişki ve iletişimlerinizde sürekli dile getirdiğiniz sevgisizlik olacaktır. 

Özlem duyduğunuz sevgiyi takıntı haline getirmiş ve zihninizin çoğunu meşgul etmesine izin vermişseniz;duygu ve davranış biçiminiz arızalı olacaktır.Hayattan hiç keyif almayacak kendinizi mutsuz hissedeceksiniz.

Bu durumu yıllarca yara olarak taşımak ne kadar iyi gelebilir ki size?

Çocukluktaki almadığınız sevgiyi kabullenmenin kendinize acımaktan vazgeçip önünüze , yarınlarınıza bakmanın zamanı değil mi?

Sevgi ile veya sevgisiz ailedeki çocuğun artık büyüyüp yetişkin olduğunu anlamalısınız.

Sevgisiz veya sevgiyle olsa da;’’o çocuk büyüdü ve toplumun bir bireyi artık.!’’

Almadığınız sevgi yüzünden,yas tutmamalısınız.!

İlişkilerinizi,iletişimlerinizi toplum içi varlığınızı kaybetmeden bu derin üzüntüden vazgeçmelisiniz.

Anne baba sevgisizliği yüzünden paramparça ilişkileri,yanlış insanları sevenleri çok görüyorum.

Baba sevgisizliği yüzünden yanlış erkek arkadaşlığı kuran suç ve cürüme koşan nice gençleri de görüyorum.

Anne/baba sevgisizliği yüzünden kendisini ifade edemeyen içe kapanık alay edilme korkusu ile üstün zekasını kullanamayan bildiklerini dile, davranışına getiremeyen sayısız insanların da çok acı yaşadığını görüyorum.

Evet;

Çocukluk döneminde sevgi görmemek çok derin bir ağrı.Ancak bu durumun takıntısı ile yaşamakta kişinin yok oluşudur.

Bu yüzden bunu fark edenlerin bir an önce kendisine gelmesi gerekli.!

Çocukluğundan sevgi görmeyenler;

‘’ben sevilmeye layık değilim,kimse beni sevmiyor sevemez de‘’diye düşünen yetişkinler asla başarılı olamazlar.

Ya da anne ve baba sevgisizliğinin inadına hırs yapıp çok çalışıp başarılı olmak isteyen insanlar hayallerini gerçekleştirseler de;ruhsal çöküntüyü o çocukluğun yarasını tedavi etmedikleri için hep mutsuz hep yalnızlar.!

Mutsuz ve yalnızlık yaraları kariyerle yüksek kazançla da geçmeyecektir.!

Sevgiyi çocukluktan almadık diye kendimize acımak yerine ne hırs yapıp kendimizi unutalım ne de matem tutup kendimizi karaya vuralım.

Peki ne yapmalıyız?

Çocukluğunuza sahip çıkın.!

Öncelik kendimiz olmalı.

Sevgisiz yaşam sürmek en acınası yaşam şeklidir.

Artık çocukluğunuza acımamak size gösterilen sevginin dozunu düşünmek yerine hissedilenleri sevgiyle kurtarmamız gerekli.

Çocukluk yaralarınızı iyileştirmenin en etkili yöntemi’’var olan kendinizi sevmektir.!

Anne ve babanızın mirası asla;

‘’sevgisizlik’’olmamalıdır.

Siz diğer miraslar içinde gelen sevgi doluluğu varsa onları kullanın.Sevgisi hatırası olmayan mirasları da almayın,boş verin unutun derim.

 Anne ve babanız sevgi vermedi diye siz kendinize,dost arkadaşlarınıza,insanlığa  sevgi vermeyecek misiniz?

Hayır!

sevgiyi dolu dolu kendinize verecek.Ruhsal yaralarınızı kapatacaksınız.

Bunun için takıntı yapıp yanlış diyaloglara girip sevgi aramak yerine kendinize bir bakın.

Sizde var olan güzelliklerinizi güneşe çıkarın ve içinizdeki sevginin tozlanmamasına özen gösterin.

Kısacası;

lütfen kendinizi sevgi seline dönüştürün.!

Sizinle öksüz kalmış sevgisiz çocukluğunuzun yaraları kabuk bağlasın,onu sahiplenin sevgiyle kucaklayın.

Anneniz babanız sevmedi diye üzülmek yerine siz kendinizi sevin,sevgi dolu insanları daha çok yanınıza çekeceğinizi göreceksiniz. 

Sevgi verirseniz kendinize;sevgi dolu anne veya baba olmanın erdemini yaşayacağını göreceksiniz.

‘’Lütfen deneyin!’’

Anne ve babanızı düzeltemeyeceğinize göre içinizdeki çocukluğu dibine kadar sevgiye boğun.

Unutmayın;

Siz ne kadar kendinizi çok severseniz sevginiz o kadar çok çoğalacak ve sağlam iletişimler,ilişkilerle o kadar sizi sağlıklı yetişkin birey yapacaktır.

Seçim sizin ama tercihiniz önceliğiniz yine kendinizi sevmek olsun.!

                                                         Esra Oskay