SAMUEL HUNTİNGTON'IN EKONOMİ ALANINDAKİ TESPİT VE ÖNGÖRÜLERİ DE ŞÖYLE

(12)

Çin'in 21. yüzyılın başlarında dünyanın en büyük ekonomisi olacağını, 2020 yılında dünyanın en büyük beş ekonomisinden dördünün, en büyük on ekonomisinden de yedisinin Asya'da olacağını söylüyor.

Ancak, hepsinden önemlisi, Batının, gücünü, fikirlerinin, değerlerinin ya da dinin üstünlüğünden değil, organize şiddeti diğerlerinden daha üstün bir şekilde uygulayabilmiş olmasından kaynaklandığını söylüyor. Bu noktada Huntington'ın, başka medeniyetlerin mensuplarının zaten çok azının Batının dinine geçmiş olduğu belirtmiş olması da önemli bir tespittir.

Huntington, Batının gücünün neye dayandığını ve hangi araçlara sahip olduğunu şöyle anlatıyor:  Aşağıdaki liste, günümüzde dünyaya sahip olmak için nelere hükmetmenin gerektiği konusunda bir fikir verebilir. Diyor.

Huntington, Batının;

 • Uluslararası bankacılık sistemine sahip olduğunu ve bu sistemi idare ettiğini, 

 • Bütün para birimlerini kontrol ettiğini, 

 • Dünyada üretilen malların en büyük müşterisi olduğunu, 

 • Nihai ürünlerin çoğunluğunu ürettiğini, 

 • Uluslararası sermaye piyasalarına hükmettiğini, 

 • Ciddi boyutta askeri müdahalede bulunabilme gücüne sahip olduğunu, 

 • Uzaya erişim konusunda hâkimiyeti elinde bulundurduğunu, 

 • Uluslararası iletişime hâkim olduğunu ve 

 • Yüksek teknolojili savunma endüstrisine sahip olduğunu ifade ediyor. 

Bütün bunlar Batıyı yenilmez bir güç yapmıyor, ancak; bütün bunlar dünyanın temel fonksiyonları da olsa, sözü edilen alanların her biri el değiştirebilir ya da daha da önemlisi, alternatifler ortaya konmak suretiyle mutlak üstünlük bertaraf edilebilir bazı alanlarda batı aşılabilir.

Batının gerçek gücü bu sayılanlarla sınırlı değil; herkesin başını döndüren bu liste, Batının gücünün sebebi değil, sonucudur. Batının gerçek gücü, düşmanlarını dahi tesiri altına alabilmiş olmasında gizli olabilir. Bu da fikri ve ideolojik üstünlüktür: Son iki yüzyılda ortaya çıkmış bütün ideolojiler; 'Liberalizm, Sosyalizm, Anarşizm, Korporatizm, Marksizm, Komünizm, Sosyal Demokrasi, Muhafazakârlık, Milliyetçilik, Faşizm ve Hıristiyan Demokrasisi de dâhil olmak üzere, 20. yüzyılın devasa ideolojilerinin tamamının tek bir ortak noktası vardır: Batı medeniyetinin ürünleri olmaktadır.'

Bu durumda Batılı olmayan toplumlar medeniyetler bazında yeniden şekillenen bir dünyada batıdan koparak batı medeniyetinden nefret ederek Batıdan daha da fazla uzaklaşmayacaklar mı?

Öyle olacak gibi görünüyor. Zaten Huntington da, Batılı olmayan medeniyetlerin giderek güçlenmeleri sonucunda dünyanın giderek daha fazla modern (endüstriyel) ve daha az Batılı olmak yolunda ilerleyeceğini açıkça belirtiyor.

Huntington'ın, Batılı olmayan toplumların artık 'Batının yaptığı bir tarihin nesneleri' olmayı reddetmeleri ve her medeniyetin kendisini dünyanın merkezinde görerek, insanlık tarihini kendi tarihini merkeze alarak yazmaya başlamış olması konusuna dikkat çekiyor olması da gözden kaçırılmamalıdır.