HABİB BABAR'ın röportajı için tıklayınız...

O 70’lerin sonu 80’lerin başında  ‘’Sende Başını Alıp Gitme’’ şarkısıyla müzik dünyasına damga vurdu… Türk popunun altın vokallerinden… Ürettiği sayısız hit şarkı ile Türk Pop Müziğine ismini altın harflerle yazdırdı. Kaliteli sesi ile şarkıları yorumlarken farklı bir anlam katmış bir sanatçı Nil Burak… Sahne ismini sanat güneşi merhum Zeki Müren’den aldı ünlü sanatçı. Dolu dolu bir yaşam enerjisine sahip olan Nil Burak, deniz mavisi gözleri, sıcacık bakışları, asil duruşu ve kültürü ile şimdilerde efsane bir kadın… Rol aldığı sinema filmleriyle de büyük çıkış yakalayan Nil Burak, Kıbrıs’ta hayatını idame diyor… Burak ile dününü, bugününü konuştuk. Haydi buyurun sohbetimize…

253255374 3077666489146241 5054119114406091734 N

NASIL KEŞFEDİLDİNİZ?

Benim İstanbul’a ilk geldiğim zamanlardı arkadaşlarımla Playboy isimli bir gece kulübüne gittik. Benim babam sinemacı ve narenciyeciydi. Bir baktım karşımda filmlerini seyrettiğim rahmetli Ayhan Işık, Nebahat Çehre, Ekrem Bora, Zeki Müren, Çolpan İlhan gibi dev sanatçılar vardı. Hayranlıkla kendilerine bakıyordum.O arada sahnede olan rahmetli  Sadri ağabey (Sadri Alışık)elimden tuttu ve beni sahneye çıkardı. ‘Sen kimsin, nerelisin diye sorular sordu. ‘Benim adım Nihal ‘dedim o kadar heyecanlıydım ki tatile geldim yerine turistim demiştim. Tabii herkes güldü. Bize bir şeyler yap dedi. Ne yapacağımı da bilemiyordum. O zaman şarkı söyle dedi. O zamanlar gece kulüplerinde hep yabancı şarkılar söyleniyordu. Yeni bir long play çıkmıştı yabancı bende arkalı önlü onu ezberlemiştim. Kısacası piyasa tonunu onlara yedirmiştim. O akşam en az 6-7 şarkı söylettiler ve herkes ayakta alkışladı.

N İ L1

17 YAŞINDA SARIŞIN ,MAVİ GÖZLÜ İNCECİK BİR KIZDIM

SONRA NELER OLDU?

O zamanlar 17 yaşında, sarışın, mavi gözlü, incecik bir kızdım. Performansımı çok beğenmişlerdi. Ayakta alkışlanmıştım. Gece kulübünün  sahibi Arap Basri kim bu kız demiş. Akabinde seni burada sahneye çıkaracağız dediler. Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz. Ben tatildeyim filan diyorum ama nafile. Benim için programı bile hazırlamışlar. Terzi Mualla vardı Canan Yaka’nın annesi. Dediler terzin hazır. Hayat Mecmuası Yazı İşleri Müdürü Erol Dernek’te resimlerini çekecek. Atilla Özdemiroğlu çağrıldı, Şat yapıma götürüldüm. Ne olduğunu bilmiyorum bir ay içerisinde albüm çıktı ve o sene Altın Plak Ödülü aldım.’’

245191015 1481027492281323 1751821967666172731 N

SAHNE ADINIZI KİM KOYDU?

Nurlar içinde uyusun sanat güneşimiz Zeki Müren bana bu şerefi layık gördü. Başıma gelenler aynı  Türk filmi gibi. O dönem benim kadar güzel ve yabancı şarkı söyleyen yok. Sarışın ve mavi gözlüler var ama aynen yoğurtlu patlıcan gibi. Kadın esmer saçını sarıya boyatıyor. Bir gün Zeki bey sizle görüşmek istiyor dediler. Sormayın bende bir heyecan elim ayağım titriyor. Otur yavrum dedi. İsmimi sordu, Nihal dedim. Soyadı olarak neyi beğendiğimi sordu, bende ismini söyledim. O da Nihal Burak olmaz, Nil Burak olsun dedi. ‘’

SİZİNLE DEVLEŞEN ‘SENDE BAŞINI ALIP GİTME NE OLUR’ ŞARKISINI BAŞKA HANGİ ÜNLÜ OKUDU?

Sende Başını Alıp Gitme’’ şarkısını yaptığımdan bir sene sonra Kıbrıs’ta tatildeydim. Zeki Müren seni arıyor dediler. İnanamadım biri şaka yapıyor zannettim. Koşa koşa resepsiyona gittim telefonun diğer ucunda gerçekten o. Hal hatırımı sorduktan sonra senin yazdığın o şarkıyı çok beğendim onu okumak istiyorum izninle dedi. İnanın hatırladıkça hala tüylerim diken diken olur. Ne demek efendim benim için şereftir dedim. Kendisi de basılan 01 numaralı kasedi bana gönderdi hala kasamda saklarım.’’

Nil Burak 735715

CEM’E DİNLETTİK ÇOK BEĞENDİ

BAŞINI ALIP GİTME" NİN DOĞUŞU VE CEM KARACA İLE ÇALIŞMA HİKAYENİZ NASIL GELİŞTİ ?

O dönem Cem Karaca"da albüm yapıyordu bende… Aranjörümüz ortaktı ,onun evindeydik, ben Cem"in şiirlerini karıştırıyordum , bu aslında bir şiirdi. Çok uzun bir şiirdi. "Cem Bunu yapacak mısın ?" diye sordum. Rahmetli bana " Hayır" dedi. Şiiri "Aynalar"dan yola çıkarak besteledim, aranjörüme dinlettim hatta 2 mezuru fazla dedik ben oturturum deyip yorumladım şarkıyı. Cem"i aradık ona da dinlettik , çok beğendi. Cem "Benim bugüne kadar hiçbir sözümü bir kadın besteci bestelemedi , çünkü benim sözlerim genelde erkeksidir" dedi.

SİNEMA FİLMLERİNDE DE ROL ALDINIZ, OYUNCULUĞA NEDEN DEVAM ETMEDİNİZ?

Evet Hülya Koçyiğit’i kıramamıştım Gülşah başta olmak üzere 3 sinema filmi ve 3 te dizide rol aldım. Film ve dizilerdeki oyunculuğumda çok beğenilmişti. Bu filmlerin ardından birçok teklif aldım. Ancak sahneden vakif bulmam mümkün değildi. Yani anlayacağınız film yapmaya zaman bulamadım. Ama oynamadığım için de pişmanım. Şu anki aklım olsa daha çok film yapardım. Hatıra kalırdı. Rahmetli Zeki Alasya ve Metin Akpınar’la kabare şovları yaptık. Ali Poyrazoğlu, Oya Başar, Levent Kırca’da çalıştığım kişiler arasında yer alıyordu.

ZEKİ ALASYA’YA SEN NEDEN GAY ROLÜNÜ OYNAMIYORSUN DİYE SORDUK

 O günler çok güzeldi. Rahmetli Zeki Alasya Kıbrıslıydı. Metin Akpınar’ın tek güldüğü şey ikimizin Kıbrıs şivesi  ile konuşmamızdı. Gey rollerinde Metin oynardı. Zekiye’de ısrar ederdik sen niye oynamıyorsun diye benden olmaz derdi.

437387250 1038624934464670 91930137958267574 N

DEDEM HAYAL KURDUĞUMU SANMIŞ

HİÇ UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZI BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?

Teyzemler beni Gülhane Parkına götürmüşlerdi bir gün. Gülhane Parkı o günlerin İstanbul’unda gözde gezi yerlerinden biriydi. Tarihi dokusu ve doğal güzelliği kadar, hayvanat bahçesiyle de çok popülerdi. Maymunlar, envai çeşit kuşlar, ama en çok tavus kuşu, sonra ayılar, domuzlar ve hatta fil… O zamanın çocukları için bir hayvanat bahçesinde gezmek kadar heyecan verici o kadar az şey vardı ki… Çenemi tutamamış, akşam yemek masasında o gün hayvanat bahçesinde gördüğüm maymunları anlatmaya koyulmuştum büyük bir coşkuyla.

Nil Burak 3

TEYZEMLER BENİ NASIL SUSTURACAKLARINI BİLEMEMİŞLERDİ

Teyzemler beni nasıl susturacaklarını bilememişlerdi. Lafı nasıl toparladılar, ne yaptılar hatırlamıyorum ama, dedem bizim o gün Gülhane parkına gittiğimizi anlamamış, benim hayal kurduğumu zannetmişti. Çünkü teyzemlerin tek başlarına Gülhane parkına gitmeleri düşünülemezdi. Onlar en fazla birkaç sokak aşağıdaki Salacak parkına, o da konu komşu beraber giderlerdi. Hele ki erkek arkadaşlarıyla (ya da o günlerdeki tabiriyle “Çıktıkları çocuklarla) Gülhane Parkına gittiklerinin dedem tarafından öğrenilmesi, kafadan töre cinayetine sebep olabilirdi. Neyse ki bu gafımın üstü zararsız ziyansız kapatıldı da, olay çıkmadı.

Fotoğraf: Selhan ÖZDEMİR