Ve hayli zamandır, “Gidecek mi gitmeyecek mi, nereye gidecek transfer bedeli olarak ne alacak?” diye papatya falı baktığımız Arda Güler Real Madrid’e gitti.
İspanyol kulübü, genç yıldızımızla altı yıllık sözleşme imzaladı. Arda, Gençlerbirliği’nde başlayan ve Fenerbahçe’de devam eden futbol serüvenini bundan böyle La Liga’da Real Madrid’de devam ettirecek.
Eflatun Beyazlılar, Arda için 20 Milyon Euro transfer ücreti, 10 milyon Euro bonus ve bir sonraki transferden de Fenerbahçe’ye yüzde yirmilik transfer payı ödüyor. Bu rakamlar doğrultusunda yurt dışına en pahalı transfer olma onurunu elde eden Arda, Türk futbol tarihine adını yazdırmış oldu.
Buraya kadar her şey güzel ve bu olay her Türk insanı gibi beni de gururlandırıp mutlu etti. Ancak konunun bence bir diğer tarafı var ki, esas o noktaya dikkatlice bakmak gerekiyor.
Türk futbolunun yetiştirdiği ender yeteneklerden biri olma yolunda hızla ilerleyen Arda’nın, yurt dışında oynayacak olması değil sorun. Nerede oynayacak olması. Genç yeteneğin Avrupa’ya gitme olasılığı ortaya çıktığında da bu konuda yazmış ve düşüncemi sizlerle paylaşmıştım. Yinelemekte fayda görüyorum.
İspanya ligi, karakter olarak hayli sert ve fiziğe dayalı oyunla bilinen bir arena. Real Madrid de o ligin, yani La Liga’nın hedefini hep en yukarıda tutmak durumunda olan takımlarının başında geliyor. Nasıl ülkemizde Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş için tek hedef şampiyonluksa, La Liga’da da Real Madrid için durum aynı. Real Madrid de tıpkı bizim üç büyüklerimiz gibi, kinciliğin bile başarı sayılmadığı bir camia anlayacağınız. Bu nedenle Arda’nın omuzlarında çok ağır bir baskı olacağını düşünüyorum. Bir de futbolun aşırı temaslı oynandığı, fizik kondisyonunun alabildiğine öne çıktığı bir lig olduğunu düşündüğümüzde, Arda’nın mevcut fiziki yapısının, henüz 18 olan yaşı itibarıyla yetersiz kalacağını düşünüyorum.
Evet Arda, teknik üstünlükleri, yetenekli ayakları ve inanılmaz gelişmiş bir futbol aklı olan bir oyuncu. Ve bu onun için çok büyük bir artı. Lakin, ikili mücadele ve kora kor oyun ortamında, yeteneğin de ötesinde gereken bir özellik şart. O da güç ve fizik. Maalesef Arda’nın bu özelliklerin öne çıkması veya oturması için bir ya da iki yıla daha ihtiyacı var.
Bu nedenle ben onun yerinde olsaydım, ilk yurt dışı tecrübemi Ajax, Borussia Dortmund, Paris Saint Germain gibi teknik özelliklerin çok daha fazla öne çıktığı takımlardan birini tercih eder, iki yıl kadar oralarda oynadıktan sonra Real Madrid kartını açardım. Bu onun futbol kariyeri anlamında çok daha doğru bir seçenek olurdu.
Tabi şu anda ne söylesek boş. Sonuçta o seçimini yaptı ve Real Madrid’in yolunu tuttu. Tüm kalbimle onu destekliyor ve bu söylediklerim adına tamamen yanılmış olmayı diliyorum.
Hoşçakalın …